Otomobil Tutkusu
Emrah ÖZBEKLİ / 14.08.2023
Merhaba;
Kara Ambar Otomobilciler derneği'nden sizlere merhaba :-) Acil toplanmamız lazım!....:-)
Dün kendi aracımın yağını değiştirdim,detayları anlatacağım.Genelde araç sahipleri arasında araç bakımı ile ilgili şöyle anekdotlar yaşanıyor. Garantisi biten araçlar sanayideki ustalara götürülür ve araç sahipleri tarafından: "ben ustaya bırakıyorum ustam ne gerekirse yapıyor" denilir.Bazı denk geldiğim insanlara da genelde "senin ustan ne marka yağ kullanıyor" diye soruyorum.Cevap:"En kalitelisini kullanıyor" diyor.Zatı muhterem malesef arabasına çok iyi bakıldığı sanmaktadır.Yetkili servisler dahil bütün özel servisler eğer stoklu yağ alabilecek sosyo ekonomiye sahipse motor yağı indirimli fiyata sahip olduğu için varille alır.Stok yapmak istemeyen özel servisler varille yağ almaz ama iyi iskonto yapan yağ firması bulursa yağ alır.Genelde artık kimse o topa girmek istemiyor.Geçmiş zamanda beraber görev yaptığım motor ustası arkadaşlarım bu kurala riayet eder ve net konuşurlar. Kendilerinde mevcut olan yağ markasını söylerler.Dükkanlarının duvarlarında aşağı yukarı 30 araç markasının çok tercih edilen motor seçeneklerine uygun yağ numaraları yazan örnek bir tablo bulunur.Onlar bunu ezbere bilir ama müşteriye de gösterirler. Müşterinin araç motoruna uygun yağ numarasını söyledikten sonra elinde bulunan yağ markalarını söylerler veya müşterinin kendi istediği marka/model yağ alabileceğini de beyan ederler.Müşteri kendi ekonomisine göre gider motor yağını alır getirir.Arkadaşlarım bakım yaparken ya da müşterilerin beyan ettikleri arızaları işleme almadan önce durumu kendilerine bildirirler.Bazı arızalar Vag cihazları ile bulunur bazıları da laptopa yüklenen arıza tespit programlarıyla bulunabilir.Ama arıza kaydında çıkmayan arızalar geçmiş tecrübelere ve deneme yanılma yöntemiyle bulunur.İşini düzgün ve etik olarak yapmaya çalışan ustalar yapabilecekleri arızaları yapabilirim yapamayacakları arızaları da bu beni aşar derler.Realite ve dürüstlük önemlidir. Yapamayacağın arızayı yaparım deyip eline yüzüne bulaştıran ve terbiyesizlik ukalalık ve megalomanlıkla özgüveni karıştıran bu şahıslar işi yapamazlar,bitiremezler.Şu noktayı belirteyim ki sanayide bilyon tane motor ustası var ise bunların aşağı yukarı yüzde 25'i gerçekten analitik,çözüm odaklı müşteriye en az masrafla en kaliteli hizmeti vermeyi ilke edinmiş randevu ile çalışan ve müşterilerin araç motor tipine uygun yağ kullanan, müşterilerine doğru bilgi veren mümkün ise orjinal parçalar kullanan orijinal bulamazlarsa en kaliteli eşdeğer parçaları kullanmayı tavsiye eden ustalardır.Yüzde 30'u da her şeyi bildiğini zanneden ama işleri eline yüzüne bulaştıran fakat müşteri anlamasın diye arızayı gizleyen egolu ve cins tiplerdir.Bilemediğin arızayı youtube dan bakarak çözmeyi bizde biliyoruz.Yüzde 10'nu da cins ötesi sıradışı titiz,rahatsız, müşteri seçen ama işinde gerçekten uzman tiplerdir bunlara referansla gidersiniz iki kat para ödersiniz ama işi layıkı ile yaparlar ve yaptıkları işe garanti verirler gerekirse tarih atıp kaşeli imzalı kağıt verirler.Geriye kalan yüzde 20'lik kesim sadece belli markalarda uzmanlaşmış ustalardır başka markalara kesinlikle bakmazlar.Yüzde 15'i de keyfe keder çalışan canı isterse iyi yapan istemezse sallayan tiplerdir.
Neyse gelelim enginarın faydalarını pek kimse bilmez ama etil alkol kullananlarının karaciğerine iyi gelir konumuzla ne alakalı derseniz sizde aracınıza enginar yedirmelisiniz.Nasıl mı?
Şöyle ki:Aracınızın garantisi bittikten sonra yetkili servise gitmeyi bıraktınız ve aracın bakımını yaptıracaksanız bilmeniz gereken konulardan en önemlilerinden birisi seçeceğiniz yağın numarası ve markasıdır.Alman araçlarında kaputu kaldırdığınızda zaten gözünüzün içine bakan bir etiket görürsünüz orada yazar.Türk Milleti genelde kullanma kılavuzu okumayı sevmediğinden umrunda bile olmaz.Umrunuzda olmalı malesef…..
Motor yağları hava sıcaklığına göre incelir veya katılaşır, kısaca bu değerler kışın bu yağ maksimum ne kadar incelecek akışkan hale gelecek, yüksek sıcaklıkta ne kadar incelecek daha akışkan hale geecektir.
Peki bunların ne önemi var,
örneğin motora olması gerekenden daha ince yağ koyarsanız aracınızın motoru bazı yerlerden yağ kaçıracaktır örneğin sekmanlardan yanma odasına veya contadan motor dışına tabi eğer yağ tam sentetik değilse tam sentetik kaliteli yağlar bilinenin aksine ince de olsa yağ kaçırma olayları görülmez. sadece yağın yapısı daha hızlı bozulur.
olması gerekenden daha kalın yağ koyarsanız da motorun komple yağlanması olması gerekenden daha uzun sürecektir, yağ pompasını zorlayacaktır yağ basıncı ile çalışan mekanik kısımlar daha geç çalışacaktır örneğin triger zincirini gerdiren pompa daha geç gerdireceği için zincire zarar verebilir vs vs.
Kaba tabirle rakamlar düşük ise yağ incedir akışkandır, rakamlar yüksek ise yağ kalındır daha az akışkandır.
Yani genel olarak örnek verecek olursam eski versiyon benzinli araçlara 10/40 numaralı yağ kullanılır.Uçana kaçana verilir.
10/40 , 20/50, 5/30 , 5/40, 0/30 numaralı genelde bilinen motor yağı numarasıdır.
Turbo dizel araçlara genelde 5/30-5/40 yağ konulur.
Benzinli turbo benzinli araçlara 0/30 , 5/30 numaralı yağ konulur.
Yüksek performanslı benzinli veya dizel araçlar limitleri zorlanarak kullanılırsa yağ yakarlar bu normaldir.Benim arabam yağ yakmıyor diyen yalan söylüyordur.Bu söylemin 160 hp ve üzeri motor gücüne sahip araçlar için geçerlidir.Bazen de bu güçte motorlu araca sahip insanlar yağ yakımı azalsın diye 10/60 numara yağ kullanabilir.
Aracınızın garantisi bitti servise gitmeyi bıraktınız, aracınız 4 yaşından büyük ve 100 bin kilometreyi geçtiyse kitapçıkta 15 bin km 20 bin km de bir yağ değişimi yapmalısınız yazsa bile siz 10 bin km de bir yağ değiştiriniz.Motor ömrümüz uzar.Hangi yağ markasını kullanmanız gerektiğini söyleyeceğim ama reklam yapmamak için kodluyorum.BASTROL YA DA NOBİL 1 kullanınız.PSA grubu Fransız menşeli araç kullanıyorsanız ZOTUL kullanabilirsiniz.Güney Kore'nin en meşhur markasını kullanıyorsanız SCHELL marka yağ kullanabilirsiniz.Geri kalanlar mı hikayeden nameler kapıma sokmam kullanmadım asla kullanmam.2010 Model Kore Aslan ???? nıma Bastol 5/40 Edge Titanium FST koyuyorum.Yani bugün Audi'nin performans modeli olan RS serisinin kullandığı yağı koyuyorum çünkü motoruma zarar gelsin istemem.Bu şeye benziyor hasta olmamak için iyi beslenir ve vitamin mineral desteği alırsın ya ödediğin bedel hasta olduğunda sigortan olsa bile ödediğin muayene ücreti ve ilaç farkları ve ödenmeyen ilaçlara verdiğin bedelden daha azdır.Kullandığın antibiyotik soğuk algınlığı vb ilaçların vücuduna verdiği zarardan bahsetmiyorum bile çünkü karaciğere ve böbreğe verdiğin zararın rakamsal bir karşılığı yok.
İşte biz buna PROFİLAKTİK koruma diyoruz.Yani hasta olmadan önce hasta olmamak için yapman gerekenlerin bütünleşik toplamı.
Sen aracına nasıl bakarsan o da sana iyi bakar bugün YouTube'u açın Ankara'da motoruna anahtar değmemiş 1 milyon km devirmiş ticari taksiler var ama sadece tek kişi kullanmış o da kendisi.
Triger kayışı: Her 4 yıl ya da 90 bin km de kesinlikle değiştirmelisiniz.Kayıştaki karbon oranı zaman içinde azaldığından kayış mukavemetini kaybediyor.Kopmadan değiştirin ki sizde kopmayınız.Bazı araç markalarında 60 bin km veya bazılarında da 120 bin km bir değiştirmeniz gerekiyor.Daha bitmedi triger kayışını değiştirirken mutlaka devirdaim pompasını V kayışını ve kayış kasnaklarınıda değiştirin.Usta kasnaklar sağlam abi desede DEĞİŞTİRİNİZ.Değiştirmezseniz ne oluyor biliyorumusunuz yolda kopuyor, klima devreden çıkıyor, hidrolik direksiyon sertleşiyor, duruyorsunuz bakıyorsunuz kayış kopmuş kasnak dağıtmış.Aracı stop etmeden çubuk yardımıyla kopan kayışı çıkarıyorsunuz ve akünüzün kalitesine göre en yakın yerleşim yerine varıp tamirci arıyorsunuz.O arada da bildiğiniz bütün duaları okuyorsunuz….:-)
Zincirli sisteme sahip motorlarda zincir değiştirme aralığı biraz farklı.Kullanıma ve markaya göre değişir.Bazılarında 60 bin km bazılarında 120 bin,150 bin,250 bin gibi değişir.Genelde şöyle derler motor arıza ışığı yanarsa ses yaparsa değiştirilir ama araba çekişten düşer ve yolda kalırsınız.İşte zincir uzaması ya da ses yapmasını hissetmesen değiştirmekte fayda var.
Fren hidrolik sıvısını her 2 yıl veya 50 bin km de bir değiştiriniz.Bazı araç kitapçıkları da 150 bin km yazabilir.Kaynama noktası düştükçe etkinliği azalır.
Direksiyon hidrolik sıvısını her 5 yılda bir veya 100 bin km de bir değiştiriniz.
Antifriz sıvısını her yaz sonu kışa girmeden kontrol ettiriniz,2 yıl ya da 50 bin km de bir değiştiriniz.
Şanzıman yağını ustalar kesinlikle değiştirmeyin derler.Külliyen yalan .Araç kullanma kılavuzunda genelde otomatik vitesli araçlarda 80 bin km ya da 120 bin km de değiştirin yazar.Şanzıman yağını kesinlikle değiştirmeyin yazmadığı sürece kesinlikle değiştirin.Manuel şanzımanlı araçlarda 4 yıl yada 60 bin km de bir değiştiriniz.Örnek veriyorum Honda Civic' lerin CVT şanzımanlarda her 20 bin km de bir şanzıman yağı değiştirilir,kitapçık bilgisidir.CVT şanzıman optimum sürüş ve yakıt ekonomisi için geliştirilmiş bir şanzımandır.Seri araba kullanan, gaza bastığı zaman tepki bekleyen kişiler için kesinlikle uygun değildir şanzımanla beraber motoruda kafana vurursun..Arıza oranı düşük demelerine rağmen bu da saklanan gerçeklerden biri sağlam arıza yapar parça bulamazsın masraf bedelinden bahsetmiyorum.Toyota da bir ara C-HR modelinde de kullanıyordu.Muhtemelen şimdide kullanıyordur.Devir saati yok basıyorsun araba sollayamıyorsun falan filan.Honda Civic RS lerde devir saati var.Yazılım ile şanzımanın tepki süresini arttırıyorlar.Türkiye'ye geldiğinde test sürüşüne gittim, manuel vitesli yok mu diye sordum.Yok dediler.Sevdiğim bir kardeşimle gitmiştik dedim sen kullan benim kullanmama gerek yok demiştim satış temsilcisi çok bozulmuş, performansı çok iyi demişti de benim 400-800 hp bandında kaç tane araba kullandığımı bilmeden konuşuyordu ama ona bişey demedim.Manuel versiyonu getirin o zaman teste geliriz dedim. Nitekim 3 sene sonra Honda yaptığı hatayı anladı ve manuel şanzımanlı versiyonunu satmaya başladı.O zaman satış elemanı bana şöyle demişti:Eğer Civic RS in gücü size hitap etmiyorsa Type R alabilirsiniz demişti.Dedim Türkiye'de kaç tane Type R var dedim bilmiyorum abi dedi alacak olsam getirebilecek misiniz dedim şöyle bi durdu,gerisini anlatmama gerek yok..O kadar bütçem olsa ikinci el 911 Turbo alırım dedim.2016 yılları civarıydı.Honda Civic Type R çok iyi bir Hothatch.Önden çekişli araçlar içinde Dünya' daki en hızlı otomobil.Pist zamanları harika.Harika evet ama Beyaz Tavşan ???? hangi yoldan gideceğini bilmiyorsan hangi yoldan gittiğinin ne önemi var der Alice'e.Ben gideceğim yolu biliyorum.Type R bütçesi ile VW Golf R, Audi S3 veya Audi TTS alabilirdim.Type R ı yüklersin koşar ama aynı bütçeye yol tutuşu daha iyi olan 4 çeker ve 800 hp kadar motorun içine girmeden rahatlıkla yükleyebileceğim bir seçenek varken almam abi.Almanya'da Golf R400 de var.Fabrika çıkışı 400 hp limitli üretim çıkacak dendi stoklar bitti ön satışda.Honda Civic Type R kullanması çok zevkli bir araba motorunu zor kırarsın 500 hp ye kadar yükle sıkıntı yok.Ben önceki kasalarından kullandım çok iyilerdi yeni kasa kullanmadım ama yeni kasalarda kullanılan kilitli diferansiyelin mükemmel çalıştığını biliyorum.Örneğin yeni kasa Toyota Supra satışa çıkacağını beyan eder etmez tüm stoklar bitti.BMW ile ortak üretim olan Yeni Toyota Supra zaten Z4 de benziyor.Çok mu güzel hayır MK IV ile kıyaslanamaz bile.Efsaneleşmiş ikonik film Hızlı ve Öfkeli filminde Paul Walker'ın kullandığı Toyota Supra nerde bu nerdeeeee.
Bana bugün soracak olsanız Honda Civic Type R bütçesi ile ne alırsın diye yaklaşık 43 bin ingiliz sterlini yapıyor.
Toyota Corolla GR alırım.Niye mi 1.6 lt 3 silindirli 300 hp 4 çeker ister 3 ister 5 kapılı HotHatch.Yüklersen 600hp olur.Orjinal hali ile zaten fazlasıyla iyi. Toyota Corolla GR 37 bin sterlin. Yani 6 bin sterlin daha ucuz ve daha iyi.4 çeker bir arabanın kullanım zevki anlatılmaz yaşanır.Türkiye fiyatlarını konuşmamızda gerek bile yok.
Ön fren balatalarını 40-50 bin km civarında değiştirmelisiniz.
Değiştirmezseniz diskleri değiştirmek zorunda kalırsanız.
Arka fren balatalarını 90 bin km de değiştiriniz.Kampana sistemi olanlarında 90 bin km'de değiştiriniz .
Baskı balatayı da 150 bin km değiştirebilirsiniz.Ama aracı sadece 1 ya da 2 kişi ortak kullanıyorsa tecrübe ile doğru orantılı olarak 200 - 250 km de değiştirilebilir.Örneğin benim Kore Aslanım???? 192 binde tık yok. 1 ay önce kardeşim diyebileceğim bir arkadaşımın 2006 Model Audi A3 Sportback S Line arabasının baskı balatasını 270km de ilk defa değiştirdik.Değiştirmezseniz nolur genelde ustalar derki 5-10 bin km gider der.Bi gün giderken bi bakarsın debriyaj basılı kalmış.Çağır çekiciyi o da gelirse tabi,gelmezse arkadaşının arabası ile çekmeye çalış.Genelde piyasada satılan çeki halatları 1.5 tonluktur. O da yalan düzlükte çeker ama dönüşlerde fizik kanunları ile cebelleşirken çekilen arabada oturan sürücü doğru zamanda doğru aksiyonu almazsa halat kopar.Bundan mütevellit en az 5 ton çekebilen çeki halatı almak gerekir.
Hava filtresini 3 ya da 6 ayda bir kontrol edin kirli ise kesinlikle hava filtresini hava kompresörü ile temizlemeyin sadece çevirip hafif vurarak tozları silkin öbür türlü yapısı bozulur motora zarar verir.Eğer temizlemeye değmezse değiştirin.Çok kilometre yapıyorsanız zaten her bakımda değiştirirsiniz.Tıkalı hava filtresi yakıt sarfiyatını artırır.
Polen filtresini de hava filtresini kontrol kontrol edin çünkü araç içindeki soluduğunuz havanın kalitesini belirleyen filtredir.
Uzun lafın kısası bakım iyidir.Benzinliklerde gördüğüm gençler araçları parlasın tertemiz olsun gibi görsel takıntılar sahipken bendeniz aracın içinin temiz olmasını tercih ediyorum.Dış temizlikte önemli ama benim önem verdiğim şey farlarımın görülebilirliği ve benim güvenli görüş alanım.Camların dikiz aynalarının olduğu yerlerin temiz olması ve dikiz aynalarımın temiz olması yeterli.Su kaydırıcı spreylerden kullanıyorum iş yapıyor.
Yapılan en büyük hatalardan biride dikiz aynaların yanlış kullanılması.İleri sürücülük eğitimi almadan önce de doğruya yakın bir konumda kullandığım dikiz aynalarımı daha fazla açmam gerektiğini öğrendim.Hayatım boyunca kimin arabasına binsem ya da teste çıksam hep aynı hatayı görürüm.DİKİZ AYNALARINA BAKTIĞINIZDA KENDİ ARABANIZIN ARKA KAPI YA DA ÇAMURLUĞUNU GÖRMEK ZORUNDA DEĞİLSİNİZ.AÇIN AYNALARINIZI Kİ KÖR NOKTA AÇINIZ AZALSIN!
Yeni model otomobil,MPV ya da SUV'ların birçoğunda zaten dikiz aynasında kör nokta asistanı,gece görüş, oto ani fren yapma,otonom 3 vb gibi özellikler var.Sahip olanlar değerini bilsin.En tahammül edemediğim şey ben şehir içinde emniyet kemeri takmıyorum ama şehir dışında takıyorum.Sevdiğim başka bir arkadaşıma şehir içinde ışıklarda arkadan araba çarptı.40 km hızla çarpmış.Kemeri takılı olmasına rağmen 1 ay boyunluk taktı.Kemer takılı olmasaydı boynu kırılmıştı.Kemer sesini engelleyici toka almayınız.Her zaman emniyet kemerinizi takınız,eğer arabanızı işlek bir trafiğin olduğu bir yere park ettiğiniz arabaya bindiğinizde emniyet kemerini sol elle değil sola hafif dönerek sağ elinizle tutup çekiniz.Belki dikiz aynasında görmediğiniz bir şey görürsünüz.
Kalın salıncak ile.
Sonra ki yazımın Alis harikalar diyarında ama neden?.....