Nizamettin Okutan
Geçen hafta Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan Gemlik’te Türkiye’nin kendi ürettiği elektrikli otomobil fabrikasının açılışını yaptı. Bu açılış sebebiyle gururlanmayan, helal olsun demeyen var mıdır diye sormak isterdim. Ama sormayacağım. Gururlanmayı bırakın, sanki kahrolan insanlarla karşılaştım. Bu insanların kahrolmalarının tek bir sebebi de Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın işin başında olmasıydı.
Yazık, vallahi çok yazık.
Çünkü, şöyle bir doğru var: O fabrikayı ne sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan kurdu, ne sermayesine katkı yaptı.
Fakat buna karşılık asıl ve en doğrusu olan doğru: Eğer sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan olmasaydı, onun inatçılığa varan israrı olmasaydı ne TOGG olur ne de TOGG’un fabrikası.
İşte bu yüzdendir ki, bakın Türkiye’de kimi siyasetçiler niye tutunamıyor biliyor musunuz? Bu ülkenin kendiliğinden bir şeyler üretmesi sanki batıyor bu insanlara.
Ben muhalif bir siyasetçi olsam, önce sayın Cumhurbaşkanına teşekkür eder arkasından da, “niye geç kaldınız, niye!” diye sorardım. Bunu soramayan siyasetçiler, şimdi de kalkmış bunun neresi yerli diye diretmezler mi?
Dünyanın küçük bir köy hâline geldiği şu günümüzde, globalleşme, küreselleşme denilen bir olgu var. Bu olguya göre, hemen hemen her ülke, bir başka ülkede mal üretir, veya, mal satar. Ama, ürünün asıl sahibi, o ürünü üreten değil, o ürünü ürettirendir.
Şu bildiğiniz meşhur araba markalarına bakın. Hatta fazla uzağa gitmeyin Türkiye’de üretilen arabalara bakın. Bu ne arabası dediğinizde size İtalyan, Fransız, Kore, Japon ve Amerikan arabası derler. A be kardeşim bu arabayı bizim işçiler ve hem de bizim topraklarımızda üretiyor, nasıl oluyor bu?
Hımmmm. Şöyle oluyor: Fransız markası olan araba Bursa’da üretilse de, bu araba ile ilgili tüm kararları Fransa’daki şirket merkezi kararlaştırıyor. Hatta Bursa’da üretim olacak mı, olmayacak mı, nasıl olacak, hangi parça hangi ülkeden veya hangi şirketten alınacak? Bunların hepsine Fransa’daki merkez “Non, non!” dese, vallahi, billahi Bursa’da bir tane bile bile o araba üretilemez.
TOGG öyle mi? İsterse, bu arabanın yerli olmadığını iddia edenler bir denesinler bakalım.
Ben fazla anlamam ama, bir büyük şirketin en tepesindeki yöneticisine CEO diyorlar. TOGG’un CEO’su Mehmet Gürcan Karakaş. Sonra bakın, Yönetim Kurulu Başkanı: M. Rifat Hisarcıklıoğlu.
Yönetim Kurulu Başkan Yardımcıları: Tuncay Özilhan, Taha Yasin Öztürk. Yönetim kurulu üyeleri: Kamilhan Süleyman Yazıcı, Bülent Denkdemir, İnan Kıraç, Okan Baş, Ahmet Akça, Osman Yılmaz, Ahmet Nazif Zorlu.
Hadi diyelim “ben isimleri nereden bileyim?” de diyebilirsiniz. Ama, Anadolu Grubu’nu, BMC Türk’ü, Kök Grubu’nu, Turkcell’i, Zorlu Holding’i ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği TOBB’u da mı duymadınız?
İşte bu yönetim kurulu ve CEO Mehmet Gürcan Karakaş’ın haricinde bu şirketle ilgili karar alabilecek başka da bir babayiğit bilen varsa gelsin.
Onun için diyoruz ki, gelin Türkiye’nin yolunu, ufkunu genişletin, açın. İktidarın bazen iktidar sarhoşluğunun verdiği özgüvenle vizyonu daralabilir, durabilir, genişlemeyebilir.
Muhalefetin böyle bir şeye yani, vizyon daralmasına, vizyon durmasına hakkı yoktur. Yok, eğer, “bizim de duruyor işte” diyorlarsa bu da onların bileceği bir şey. İktidara giden yol, vizyon genişliğindedir hâlbuki.
Burada unutmamız gereken bir şey var. O da, bu ülkenin daha geniş ufuklara ihtiyacı olduğu gerçeğidir. Daha fazla teknoloji, daha fazla yatırım, daha fazla üretim. Bunun için de önce kendi sanayimizi kurmak zorundayız. Dünya ne kadar ileri gitmiş olursa olsun. Eğer ihtiyacımız varsa, ileride de ihtiyacımız olacaksa, ve, bu sanayi bizde yoksa, mutlaka küçük küçük adımlarla büyümek zorundayız. Kendi sanayimizi kuramayacağımız yönündeki algı bu ülkeye yapılacak olan en büyük ihanetlerden birisi olacaktır.
Hiç kimsenin bu ülkeyi yerinde saydırtmaya hakkı yoktur. İktidar mücadelesi farklıdır. İktidarla kavgalı olabilir, öfkeli olabilirsiniz. Lakin, sırf iktidar iyi şeyler yapıyor diye de iktidarın yoluna taş koymaya kimsenin hakkı yoktur. Yoksa bir gün gelir, iktidarın önüne döşenen o taşlar sizin önünüzde, arabanızın tekerinin dönmesini engeller.
Ben şahsen selamlıyorum bu TOGG’u. Hoş geldin TOGG!