Nizamettin Okutan
Gazze’yi, yani dünyaya medeniyet satmaya kalkışan Amerika Birleşik Devletleri’nin, İngiltere’nin, Almanya’nın ve Fransa’nın şartsız desteklediği İsrail’in her şeyiyle yerle bir ettiği, binlerce kadın ve çocuk dahil olmak üzere sivilleri büyük bir zevkle öldürdüğü, her öldürdüğü Filistinli çocuk ve kadının haberlerinin yayılışı karşısında hiç utanmadan üstünlük tasladığı Gazze’yi.
Ben şahsen açıkçası artık Gazze ile ilgili haberleri televizyondan izleyemiyorum. Yüreğim dayanamıyor.
Ama görüyoruz ki Amerika’sından Almanya’sına tüm dünyaya medeniyet, insanlık, insan hakları satmaya, hatta dayatmaya kalkışan medeni ülkelerin hiç birisi İsrail’in vahşetinin vahşet olduğunu kabullenmiyorlar.
Kabullenmesinler. Hatta İsrail şu anda göreceli üstünlüğünün havasını atsın, bu yaptıkları ile sadece kendisinin kendi elinde imhasından başka bir yere gidemeyecek.
Dünya insanlığı, vicdanlarında bu insanlık dışı sırıtmayı ve hava atmayı yargılayacak ve İsrail bu şekilde ne bir barış görebilecek ne de huzur.
İsrail şimdi tutmuş bize Hamas’ı yeni Hitler’e benzetmesini yutmamızı istiyor. Ama, bizzat İsrail ordusu, bizzat İsrailli yöneticiler Hitler gibi olmaktan da zevk alıyorlar. Bazı İsrailli gazetecilerin kendi hükümetlerine tepki gösterdiği gibi, İsrail şu anda askeri olarak üstünlük sağlasa bile, ahlaken ve insanlık olarak Hitler gibi yerlerde sürünüyor. İşte bu, kendi kendine mahvoluşun ilk yoludur. Nasıl ki Hitler, bugün de medeni dediğimiz dünyaya öncülük yaparken, o medeni dünyanın sessizliğinden aldığı cesaretle bir o ülkeye bir bu ülkeye saldırdıktan sonra, yine büyük bir zevkle Yahudilere karşı soy kırım uyguladıysa İsrail de Hitler’in yolunu izlemekte bir beis görmüyor.
Çocukların, bebelerin, kadınların bombardımanda öldürülmesinin, ekmek kuyruklarında, su kuyruklarında, hastane siperlerinde katledilmesinin Nazi Almanya’sının Yahudilere yaptıklarından ne farkı olabilir ki?
İşte o Almanya’nın bugün şartsız olarak bu vahşeti desteklemesi, Yahudilerin ve İsrail’in güvenliğini kesinlikle sağlamıyor.
Filistin’de doğan he çocuk bir İsrail nefreti ile doğuyor. Her nefret, bir Amerikan, her lanet, her ilenç bir Alman, bir İngiliz ve bir Fransızın desteğinden daha güçlü bir şekilde İsrail’in önüne dikilecektir.
2.5 milyon Gazzeliyi öldürmeye niyet etmişsin, hepsini öldürsen, Gazze’yi dümdüz etsen senin bu savaşı kazandığın anlamına gelmeyecektir. Sadece katilliğini tescil etmiş olacaksın. Filistin’e uğratmadığın barış sana da uğramayacak. Amerika’nın, Almanya’nın desteği seni yanıltmış olacak o kadar.
İsrail’in tek güvencesi bu yüzden ne Amerika’dır ne Almanya. İsrail’in tek güvencesi Filistin’le ortaya koyacağı adil bir barıştır. Eğer öyle olsaydı, bu zamanda kadar ipine takmadığı dünyanın desteği İsrail’e huzur sağlardı. Sağlamadı. Çünkü ortada asıl barışılması ve insan gibi muamele görmesi gereken Filistin halkı var.
İşgalci her zaman işgalcidir. İsrail gibi işgalcilerin milyonları öldürebiliyor olması, Gazze gibi yıllardır abluka altına tutması, her türlü uluslararası desteği alması ve sonsuz askeri gücü olması ne haklı olduğunu ne de barış içinde yaşayabileceğini garanti etmiyor. Dolayısıyla Filistinli bir çocuğun hayatı garantide değilse İsrail devletinin hayatı hiç garantide olmayacaktır. Her halde İsrail’in 80 yıllık varlığı bunun ispatıdır.