Nizamettin Okutan
Şimdi ülkemizde bir grup garabet insan peyda oldu. Ne yerler ne içerler, ne ile beslenirler akılımız havsalamız almıyor. Bizim kenedi aklımızda, kendi havsalamızda mı bir problem var diye düşünüyorum. Ama yine de bir türlü çözemiyorum, işin içinden çıkamıyorum.
Lütfen tabirlerimi mazur görünüz. Adamı da karısı da, Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan ile Cumhur İttifakına oy veren depremzedelere ettikleri küfür yetmez miş gibi, bir de depremzedelere yardım edenlerin anasını sülalesini de sin kâflıyor. Gönderdiği yardımı haram ediyor, utanmazcasına geri istiyor.
Tekrar okuyucularımdan bu tabiri kullandığım için özür dilemek istiyorum. Ne “adam”a, ne de “karı”ya söz etmek, laf atmak, alay edip aşağılamak amaçlı değil bu sözüm. Bu sözüm işte bu tiplere.
Aynı sözüm, CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı’na oy verenlere küfredenler için de geçerlidir. Amma, depremzede gibi en sevdiklerini kaybetmiş, evleri başlarına yıkılmış, her an, her gün, belki de yıllarca teselliye muhtaç olan insanlara küfredilince kanım başıma vuruyor, aklım başımdan gidiyor.
Hakikaten bu tipler hangi çöplükte, hangi pislikte nasıl yetiştiler, ne yerler ne içerler diye merak ediyorum. Yahu, demokrasi, demokratik hakları kullanmak, birisini seçmeyip, bir diğerini seçmek ne zamandan beri bu şekilde insanlıktan çıkmanın vesilesi oldu, inan ki bilemiyorum.
Onun için bu tiplere diyeceğim tek şey, edeceğim beddua “Dilinizi eşek arısı soksun!” şeklinde olacak, olmasına da, yine de kalbim ve vicdanım, bu vicdansızlara bu şekilde beddua etmeye gitmiyor. Allah kahretsin de diyemiyorum. Zira, o eşek arısı bir dili bir soktu mu, dil şişer, kişi nefes alamaz olur, 1 dakika içerisinde nefessizlikten öbür dünyayı boylar.
Bize bu tür beddua yakışmayacağı için de tek edeceğim “Allah ıslah etsin!” duasıdır. Bizim elimizden gelen budur.
Fakaaat, bu tiplere veya bu tipsizlere rağmen, önümüzdeki seçimlerde hem de Kılıçdaroğlu’na, hem de Erdoğan’a göğsümüzü gere gere oy vereceğiz.
Ve hem de, ister sayın Recep Tayyip Erdoğan’a isterse sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na, kime olursa olsun, oy veren depremzedelere hiçbir ayrım yapmadan yardımlarımız devam edecek.
Bakmayın siz o kendisini bilmez tipsiz tiplerin söylediklerine. Onlar o söyledikleri pisliklerinin içinde yaşarken, bizler, aynı partiyi tutmasak, aynı Cumhurbaşkanına oy vermesek de kardeşliğimizi sürdürecek, yardıma, teselliye ihtiyacı olan herkesin yanına koşacağız.
Bu da bizim inadımız işte!
Bu arada inşallah diyorum, Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi’nin kentteki otellerde misafir ettiği 550 depremzedeye verdiği hizmeti 21 Mayıs günü sonlandırmasının seçimle alakalı bir karar olmamasını diliyorum.