Yerel yönetim seçimlerine 60 günden az bir süre kaldı.
CHP Adaylarını belirledi.
Bölgemizde adaylar tam saha pres, çalışma içinde.
Kırklareli Merkez ilçe adayımız Mehmet Kesimoğlu rakipleriyle uzlaşarak araziye
indi.
Ön seçim rakipleri, Gürkan Uras ve Ünal Başkur’a ile “BİRLİKTE YÖNTELİM”
çağrısı ile örnek bir siyasi yaklaşıma imza attı.
Rakipleri de “ÖNCE CHP” diyerek partilerinin yanında çalışma kararlarını
açıkladılar.
Başkan Kesimoğlu’nun “BİRLİKTE YÖNETELİM” çağrısı diğer adayların da örnek
alması gereken barışçıl bir siyasi duruş.
Ön seçime gireceksiniz, yarışı kazanamayacaksınız ve sonra “ SEÇİM ADİL DEĞİL,
BEN BAĞIMSIZ ADAYIM” diyeceksiniz.
Bu doğru değil.
Seçmen bu tür davranışlara pirim vermez.
Kaybedersiniz.
Hem çevrenizi kaybedersiniz, hem bunca emekleriniz boşa gider.
Tekirdağ’a bakıyorum da, orada da benzer durum.
Aday olamayan bir Belediye Başkanımız; “ bağımsız mı aday olayım, yoksa İYİ
Parti’den mi aday olayım” çıkmazı içinde.
Başka İlçelerimizde de benzer durumlar olabilir.
Bu tür davranışlar siyasi intihardır.
Partiye zarar verir.
“Kaybederim ama kaybettiririm” mantığı ile egolarına yenik düşenler, bu
hatalarının vebalini bir ömür boyu ödeyemezler.
Aslında Bağımsız aday olmayı düşünenler, egolarına bağımlıdırlar.
Ego dediğimiz duygu, içimizde yaşayan ve yenemediğimiz tek düşmanımızdır.
Bu içsel düşman “BEN” odaklı düşünenlerin karakteristik özelliğidir.
Çünkü “BEN” odaklı düşünenler kendilerini çok önemserler.
Dünyanın kendilerinin üzerinde döndüğüne inanırlar.
“BİZ” diyemezler.
Kendini önemsemek kadar yanıltıcı bir duygu biçimi yoktur.
Özel hayatında veya iş hayatında başarı sağlayamayan insanlar, siyasi statü ile
saygı görme ihtiyaçlarını tatmin etmek isterler.
Toplum tarafından kabul görmüş ve sayılan sevilen insanların etikete ihtiyacı
yoktur.
Kendini ispatlayamamış ve halk tarafından beğenilmeyen insanların tek ortak
noktası; bir etiket edinip statü sahibi olma yarışına girmeleridir.
İşte bu acayip davranışlar, egosunu yenemeyen insanların ortak özelliğidir.
“İLLA Kİ BİRŞEY OLAYIM” mantığı ile kendini yıpratanlar, hep kaybederler.
Siyasi hayatta bir şey istenmez.
Varsa sizde bir şey, zaten “İSTENİLEN” olursunuz.
Eğer sizi talep etmediyseler, kapıları zorlamayacaksınız.
Tutun ki, yalvar yakar bir etiket aldınız.
Birilerinin getirmesiyle gelinen yerlerde kendi iradenizi sıfırlamış olursunuz.
Protokollerde görünmek sizin değerinize değer mi katacak?
Hayır katmayacak.
O siz değilsiniz ki zaten.
Başkalarının bir yerlere getirdiği ve iradesi teslim alınmış birisiniz siz.
İşte bunları bilerek dik durmaktır toplum arasındaki değerinizi arttıran.
Egolarınıza kapılarak “BEN OLAYIM” zorlaması değil.
Zorlayacaksınız da Belediye Başkanı mı olacaksınız?
Bu imkânsız.
O başarı Efsane Başkan Mehmet Kesimoğlu’na aittir.
Tarihe altın harflerle yazılmıştır.
Herkes MEHMET KESİMOĞLU olabilir mi?
Hiç olmaz.
Durun ve düşünün.
Dönün yanlışınızdan ve partinizin yanına geçin.
Egoları yıkıp kendinizi özgürleştirmek elinizde.
Peki nasıl?
Bulunduğunuz partinin bir parçası olarak.
“BEN” deyip “ BENCİL” olacağınıza, “BİZ” deyip “İSTENEN” olun.
“SİZ” olmasanız da olur.
Ama CHP olmazsa, hiç birimiz olamayız.