Ortak AKIL
Bir taraftan yazın sıcakları öte yandan geçim sıkıntısı hepimizi yoruyor.
Emeklimizin durumu perişan.
Aldığı maaş ev kirasına bile yetmiyor.
Hayat pahalılığı mutlu olmaya izin vermiyor.
İnsanlar mutsuz ve umutsuz.
Nasıl mutlu olacağız?
Bir çiçeğin açışından, o çiçeğe bir kelebeğin konuşundan belki.
Eğer ekonomik sıkıntınız varsa, gözünüz bir şeyi görmüyor.
Olan da var.
Bakıyorsunuz arabadan geçilmiyor.
Markete bile arabayla gidiliyor.
Benzin çok pahalı ama aldıran yok.
Herkes havasında.
“Fakirin borcu milyonu geçtiği zaman kuzu eti yermiş” misalinden herkes
kazancından fazla harcıyor.
Anlaşılır gibi değil.
İşverenler işçi arıyor bulamıyor.
“İyi yevmiye veriyoruz adam bulamıyoruz” diyorlar.
Lokantalar garson berberler çırak bulamıyor.
Çok enteresan..
Hem işsizlik var hem çalışacak adam yok.
Ne diyeyim bilemiyorum.
Herkes kendine göre haklı.
Doğru ile yanlış bir birine karışmış.
Gençlik eğlence dersinde.
Pek çalışmak istemiyorlar.
Onlar da kendine göre haklı.
Okusalar bir türlü okumasalar bir türlü.
Yıllarca oku üniversite bitir işsiz kal.
Çok iyi bir okul bitirip yabancı dil bilmeyene kolay iş yok.
Okumasalar o ayrı bir sıkıntı.
Plansız ekonomilerin klasik sıkıntısı.
Çiftçi plansız tarımın ıstırabını çekiyor.
Buğday, neredeyse geçen seneki fiyattan gidiyor.
Tarım girdileri çok yüksek.
Ürün fiyatı aynı.
Gel de çiftçilik yap.
Topluma bir dokun bir ağlıyor.
Bir tarafta mutlu azınlık.
Öte yanda mutsuz çoğunluk.
Vahşi kapitalizmin gazabı.
Bütün bu sıkıntıların içinde bir küçük mutluluk arıyor insan.
Çarşamba günü Türkiye Çek cumhuriyeti maçı var.
Maçı alırsak çok sevineceğiz.
Bir an olsun çektiğimiz sıkıntıları unutacağız.
Toplum olarak bir küçük mutlulukta birleşeceğiz.
Milli takımımızla kalplerimiz bütünleşecek.
Bir küçük mutluluk çok mu bize?