Şenol GoncagülYaşanan büyük deprem felaketlerinin yanı sıra, devam etmekte olan hayatın gereği; bir de seçim gündemimiz vardı.Gündem; ani yaşanan ama aslında patlak vermesi de beklenen bir çıkış ile sarsıldı! Değişti. Yeni yol ve yöntemlere doğru evrildi!
Türkiye ŞOK oldu!
+
Baştan beri yaşanan Kemal Kığlıçdaroğlu ‘ nun çatı adaylığı taleplerine karşı mesafeli olan İYİ PARTİ, Liderleri Meral Akşener ‘ in masadaki çıkışı ve masadan çıkışı ile birlikte, patlak vermişti.
3 gün süren ve beraberinde önemli bir kaosu da getiren bu çıkış, ülke gündemini ve siyasi kulislerini yerle bir ederek, göçük altında bırakmaya yetti.
O masada bir şeyler oldu ama yaşanan hızlı gelişmeler ve artçılarla da, nihayet ortalık yatıştı.
Başa dönüldü…
+
Herkes birbirine şöyle diyordu;
“Ortada bazı dayatmalar ve negatif tavırlar vardı ise Meral Hanım’ın masadan kalkması, yerinde bir tavırdır. Önemlidir! Lakin; masaya yeniden dönülecek ise de; İtiraz edilen Kılıçdaroğlu ‘ nun adaylığına alternatif bir ismin kabul edilmesi gereklidir. Yok eğer; durum öyle olmaz da, aday aynı kalır, Akşener masaya döner ise; o zaman kaosu çıkarma işi kendisine ihale edilir! Şayet; Kılıçdaroğlu, bu tavır karşısında geri adım atar ve adaylıktan feragat eder ise; o zaman da Akşener ‘ in masadaki önemi, değeri ve haklılığı tescillenmiş olunur!”
+
Masa; “5 isimle toplanarak, yollarına Kılıçdaroğlu ile devam etme kararı verdi.” İlk andan itibaren de “Ben bundan sonra da değişmem” ifadelerini servis eden Bay Kemal ‘ in ısrarlı tutumu, masanın devamı için Akşener ‘ in geri adım atması ama ortak bazı kararlarla da kendisine de jest yapılması harekatı ile sonuçlandırıldı.
O diplomasi trafiğinde de, Davutoğlu ‘ nun kıvrak zekasının önemli rol oynadığını öğreniyoruz.
Masa, kırık; dökük, çizik, hasarlı da olsa, yapılan onarımlar ve dokunuşlarla yeniden ayağa kalkarak, yoluna devam ediyor, nihayet!
+
Akşener; yaşanacak bir yenilgi sonrasında “Ben demiştim ve hatta masadan kalkmıştım, ama madem ki herkes böyle istedi, kabullendim” diyerek; yaralarını saracak!
Kılıçdaroğlu; kazanmaktan başkaca şansı olmayan bir bir siyasetçi moduna girmiş bulunmakta!
Seçimin sonucu her ne olur ise olsun; ülkemizde siyaseten ve her anlamda önemli değişimlerin olacağı muhakkak! 20 yıllık bir geleneğin değişmesi bile başlı başına bir değişim fırtınası demek sonuçta! Z kuşağı, kendilerini bildi bileli, hep aynı siyasi iktidar ile yönetilen bir ülkede yaşıyorlar. Başka bir iktidar yönetiminin nasıl bir şey olduğunu bilen yok!
Seçimi Millet İttifakı kazanır ise, bu İLK deneyimleri olacak…
+
Seçimin, Millet İttifakı tarafından kazanılması halinde; örneğin, sabah müdürü veya hatta şefi oldukları kamu dairesine işe giden bir çok insan, artık o görevlerden olmadıklarını öğrenecekler!
Siyasi bir silgi ile kamu kurum ve kuruluşlarındaki çalışma sistemi ve şeması, silinmiş ve değiştirilmiş olacak!
20 yıldan beridir; “REİS’in, millete efendilik değil, hizmetkarlık için varız” demesine rağmen, seçim riski bile yaşamadan, bulundukları yerlerde ulaşılamaz ve dokunulamaz gibi hisseden (aksi durumda olanlarını tenzih ediyorum) hayatlarında İLK kez iktidar avantajı olmadan ve muhalefet parti yönetici ve mensubu olmayı teneffüs edecekler!
Gazetecilik mesleğinde ben daha öncede bu durumu; “ANAP ve DYP gibi önemli ve güçlü iktidarlar döneminde de görmüştüm!”
Güç zehirlenmelerine kapılan niceleri, halkın aklından sabun köpüğü gibi kayıp, gitmişlerdi..!
+
Ortada, bir iletişim kazası mı olmuştu?!
Yanlış anlaşılmalar mı girmişti masaya?!
Yaşananlar ne idi ?!
Biz mi anlayamadık?!
İnce mesajlar mı verilmişti?!
Bilmiyorum..!
Anlayan beri gelsin…
+
Masanın çatırdamasından sadece birkaç saat kadar önce sorsanız; “Cumhur İttifakı 3 puan kadar önde” dilebilirdim.
Diyenler de çoğunlukta idi…
Bugün sorsanız; “Yaşanan o TUHAF anlardan sonra, masanın birkaç saat içerisinde toparlandığını ve hatta daha da iddialı hale gelmeye başladığını” söyleyebilirim!
Bu fevri ve SERT çıkışın, yeniden barışa döndürülmesiyle birlikte, aksine, masa nın çok daha bilendiğini görmemek aptallık olurdu!
Şimdi; hepkesin kaybedecek daha fazla şeyi ve verilemeyecek kadar büyük hesapları var!
Bilirsiniz; “maçı kazandığınızda, yaptığınız hataların çok da önemi kalmaz!”
+
Yaşanan deprem felaketinin, aslında hemen, o an için ve milyonlarca kişiye ulaşılabilmesini mümkün kılamamasının makul olabileceğini söyledim, söylüyorum!
Burada öne çıkan ve farka neden olan ise; “sosyal medyada yapılan dezarformasyonlar idi! Buna karşılık, iktidar ne yaptı önlem olarak?! Genel Merkezinin ve başkanının söylemleri ile işin aslını anlatmaya çalışmak..
O alanda, taşra teşkilatları neler yapmışlardı?!
Siz hiç, genel merkezin savunduğu şxeyleri, seçim bölgelerinde savunmak için basın açıklamaları, ziyaretler, toplantılar filan yapan parti teşkilatları gördünüz mü ?! ^Yapanlar vardı da bize haber edilmediyse, özür diliyorum! Ama, değil seçmen, gazeteci olarak bile beni arayıp, sormadıklarına göre, ya ayırım yapıyorlardı, ya da birkaç facebook paylaşımı ile göstermelik faaliyetler yapılıyordu, bir yerlerde”
(Üstelik de; o yapılması gereken anlatımların, ikna edilecek birkaç kişi sayesinde, bir vekilliğin veya hatta sırat köprüsündeki seçimin kazanılmasına sebep olacağını bile bile..!)
ÖĞRETMEN; 14 MAYIS DA YAZILI YAPACAĞINDAN, DERSLERİNE NE KADAR ÇALIŞTIKLARINI DA, O YAZILI KAĞITLARI SAYESİNDE ÖĞRENMİŞ OLACAĞIZ..!
Lakin; geri vitesi ve dönüşü de yok bu işin…
+
Masa da neler olmuştu sahi?!
Oldu da, bitti, Maşaallah.. mı diyeceğiz?!
Sonuçta; genel merkezlerin siyasi atraksiyonları ile yönetilen bir ülke modundayız! Tv lerden, basından ve sosyal medyadan takip ettiğimiz kadarı ile ülke siyasetinden haberdarız!
Seçtiklerimizi belirleyenler de, siyaset yapılarını dizayn edenler de, siyaset gücünü ellerinde tutanlar da, genel merkezler ve liderleri değiller mi ?!
Böyles i bir kırılgan siyaset düzlemine sahip bir ülkede, 14 mayıs a kadar, daha o kadar yeni masalar kurulur ve yıkılır ki; şaşar, kalırsınız!
Dengeler değişir, birileri tökezlerken, birileri açıp arayı, ipi göğüsler.
Adına da “İletişim hatası. Yanlış anlaşılma. Blöf. Restleşme. Diplomatik geri vitesler…” filan der, yolumuza devam ederiz.
Kazanan Türk Milleti olsun…Yeniden görüşmek üzere…
Türkiye ŞOK oldu!
+
Baştan beri yaşanan Kemal Kığlıçdaroğlu ‘ nun çatı adaylığı taleplerine karşı mesafeli olan İYİ PARTİ, Liderleri Meral Akşener ‘ in masadaki çıkışı ve masadan çıkışı ile birlikte, patlak vermişti.
3 gün süren ve beraberinde önemli bir kaosu da getiren bu çıkış, ülke gündemini ve siyasi kulislerini yerle bir ederek, göçük altında bırakmaya yetti.
O masada bir şeyler oldu ama yaşanan hızlı gelişmeler ve artçılarla da, nihayet ortalık yatıştı.
Başa dönüldü…
+
Herkes birbirine şöyle diyordu;
“Ortada bazı dayatmalar ve negatif tavırlar vardı ise Meral Hanım’ın masadan kalkması, yerinde bir tavırdır. Önemlidir! Lakin; masaya yeniden dönülecek ise de; İtiraz edilen Kılıçdaroğlu ‘ nun adaylığına alternatif bir ismin kabul edilmesi gereklidir. Yok eğer; durum öyle olmaz da, aday aynı kalır, Akşener masaya döner ise; o zaman kaosu çıkarma işi kendisine ihale edilir! Şayet; Kılıçdaroğlu, bu tavır karşısında geri adım atar ve adaylıktan feragat eder ise; o zaman da Akşener ‘ in masadaki önemi, değeri ve haklılığı tescillenmiş olunur!”
+
Masa; “5 isimle toplanarak, yollarına Kılıçdaroğlu ile devam etme kararı verdi.” İlk andan itibaren de “Ben bundan sonra da değişmem” ifadelerini servis eden Bay Kemal ‘ in ısrarlı tutumu, masanın devamı için Akşener ‘ in geri adım atması ama ortak bazı kararlarla da kendisine de jest yapılması harekatı ile sonuçlandırıldı.
O diplomasi trafiğinde de, Davutoğlu ‘ nun kıvrak zekasının önemli rol oynadığını öğreniyoruz.
Masa, kırık; dökük, çizik, hasarlı da olsa, yapılan onarımlar ve dokunuşlarla yeniden ayağa kalkarak, yoluna devam ediyor, nihayet!
+
Akşener; yaşanacak bir yenilgi sonrasında “Ben demiştim ve hatta masadan kalkmıştım, ama madem ki herkes böyle istedi, kabullendim” diyerek; yaralarını saracak!
Kılıçdaroğlu; kazanmaktan başkaca şansı olmayan bir bir siyasetçi moduna girmiş bulunmakta!
Seçimin sonucu her ne olur ise olsun; ülkemizde siyaseten ve her anlamda önemli değişimlerin olacağı muhakkak! 20 yıllık bir geleneğin değişmesi bile başlı başına bir değişim fırtınası demek sonuçta! Z kuşağı, kendilerini bildi bileli, hep aynı siyasi iktidar ile yönetilen bir ülkede yaşıyorlar. Başka bir iktidar yönetiminin nasıl bir şey olduğunu bilen yok!
Seçimi Millet İttifakı kazanır ise, bu İLK deneyimleri olacak…
+
Seçimin, Millet İttifakı tarafından kazanılması halinde; örneğin, sabah müdürü veya hatta şefi oldukları kamu dairesine işe giden bir çok insan, artık o görevlerden olmadıklarını öğrenecekler!
Siyasi bir silgi ile kamu kurum ve kuruluşlarındaki çalışma sistemi ve şeması, silinmiş ve değiştirilmiş olacak!
20 yıldan beridir; “REİS’in, millete efendilik değil, hizmetkarlık için varız” demesine rağmen, seçim riski bile yaşamadan, bulundukları yerlerde ulaşılamaz ve dokunulamaz gibi hisseden (aksi durumda olanlarını tenzih ediyorum) hayatlarında İLK kez iktidar avantajı olmadan ve muhalefet parti yönetici ve mensubu olmayı teneffüs edecekler!
Gazetecilik mesleğinde ben daha öncede bu durumu; “ANAP ve DYP gibi önemli ve güçlü iktidarlar döneminde de görmüştüm!”
Güç zehirlenmelerine kapılan niceleri, halkın aklından sabun köpüğü gibi kayıp, gitmişlerdi..!
+
Ortada, bir iletişim kazası mı olmuştu?!
Yanlış anlaşılmalar mı girmişti masaya?!
Yaşananlar ne idi ?!
Biz mi anlayamadık?!
İnce mesajlar mı verilmişti?!
Bilmiyorum..!
Anlayan beri gelsin…
+
Masanın çatırdamasından sadece birkaç saat kadar önce sorsanız; “Cumhur İttifakı 3 puan kadar önde” dilebilirdim.
Diyenler de çoğunlukta idi…
Bugün sorsanız; “Yaşanan o TUHAF anlardan sonra, masanın birkaç saat içerisinde toparlandığını ve hatta daha da iddialı hale gelmeye başladığını” söyleyebilirim!
Bu fevri ve SERT çıkışın, yeniden barışa döndürülmesiyle birlikte, aksine, masa nın çok daha bilendiğini görmemek aptallık olurdu!
Şimdi; hepkesin kaybedecek daha fazla şeyi ve verilemeyecek kadar büyük hesapları var!
Bilirsiniz; “maçı kazandığınızda, yaptığınız hataların çok da önemi kalmaz!”
+
Yaşanan deprem felaketinin, aslında hemen, o an için ve milyonlarca kişiye ulaşılabilmesini mümkün kılamamasının makul olabileceğini söyledim, söylüyorum!
Burada öne çıkan ve farka neden olan ise; “sosyal medyada yapılan dezarformasyonlar idi! Buna karşılık, iktidar ne yaptı önlem olarak?! Genel Merkezinin ve başkanının söylemleri ile işin aslını anlatmaya çalışmak..
O alanda, taşra teşkilatları neler yapmışlardı?!
Siz hiç, genel merkezin savunduğu şxeyleri, seçim bölgelerinde savunmak için basın açıklamaları, ziyaretler, toplantılar filan yapan parti teşkilatları gördünüz mü ?! ^Yapanlar vardı da bize haber edilmediyse, özür diliyorum! Ama, değil seçmen, gazeteci olarak bile beni arayıp, sormadıklarına göre, ya ayırım yapıyorlardı, ya da birkaç facebook paylaşımı ile göstermelik faaliyetler yapılıyordu, bir yerlerde”
(Üstelik de; o yapılması gereken anlatımların, ikna edilecek birkaç kişi sayesinde, bir vekilliğin veya hatta sırat köprüsündeki seçimin kazanılmasına sebep olacağını bile bile..!)
ÖĞRETMEN; 14 MAYIS DA YAZILI YAPACAĞINDAN, DERSLERİNE NE KADAR ÇALIŞTIKLARINI DA, O YAZILI KAĞITLARI SAYESİNDE ÖĞRENMİŞ OLACAĞIZ..!
Lakin; geri vitesi ve dönüşü de yok bu işin…
+
Masa da neler olmuştu sahi?!
Oldu da, bitti, Maşaallah.. mı diyeceğiz?!
Sonuçta; genel merkezlerin siyasi atraksiyonları ile yönetilen bir ülke modundayız! Tv lerden, basından ve sosyal medyadan takip ettiğimiz kadarı ile ülke siyasetinden haberdarız!
Seçtiklerimizi belirleyenler de, siyaset yapılarını dizayn edenler de, siyaset gücünü ellerinde tutanlar da, genel merkezler ve liderleri değiller mi ?!
Böyles i bir kırılgan siyaset düzlemine sahip bir ülkede, 14 mayıs a kadar, daha o kadar yeni masalar kurulur ve yıkılır ki; şaşar, kalırsınız!
Dengeler değişir, birileri tökezlerken, birileri açıp arayı, ipi göğüsler.
Adına da “İletişim hatası. Yanlış anlaşılma. Blöf. Restleşme. Diplomatik geri vitesler…” filan der, yolumuza devam ederiz.
Kazanan Türk Milleti olsun…Yeniden görüşmek üzere…
