Kırklareli sokaklarında mikrofon uzattığımız vatandaşlara “Nerede o eski bayramlar?” diye sorduğumuzda, gelen cevaplar ezber bozan cinstendi. Birçok kişi, geçmişe özlem duymadığını belirterek “Eskiden de fakirdik, şimdi de. Ama şimdi daha derin bir eşitsizlik var” dedi. Vatandaşlar, nostaljiyle yüceltilen bayramların aslında birçok kişi için imkânsızlıklarla dolu olduğunu dile getirdi.
“Eskiden Tatlıyı Rüyamızda Görürdük”
Kırklareli halkı, geçmişte bayramlarda tatlı alınamadığını, çocukların bir çift ayakkabıya kavuşmak için aylarca beklediğini anlattı. Bir vatandaş, “Eskiden yarım kilo tatlı alamazdık, şimdi hiç alamıyoruz. Değişen tek şey, zengin daha zengin oldu, fakir daha da fakir” dedi. Özellikle çocuklara bayramlık almak bile artık lüks haline geldiğini söyleyen vatandaşlar, duygularını açıkça dile getirdi.
“Bayram Sofraları Uçurumun İki Ucunda”
Sosyal medya ve televizyonlarda lüks tatil beldelerinden gelen görüntülerle halkın alım gücü arasındaki farkın artık dayanılmaz hale geldiğini söyleyen vatandaşlar, “Bir yanda Bodrum’da 200 TL’ye lahmacun yiyenler, diğer yanda evine et sokamayan insanlar var” sözleriyle toplumsal uçuruma dikkat çekti. Bayram sofralarının artık herkes için aynı anlamı taşımadığı net bir şekilde ortaya kondu.
“Çocuklar İçin Bayram Eskiden de Zordu, Şimdi Daha Da Zor”
Kırklareli’de konuştuğumuz bir vatandaş, çocukken bayramda bir şeker dahi alamadığını belirterek, “Şimdi çocuklar kıyafet çöpe atılacak kadar çok, ama hala kıyafeti olmayan çocuklar var. Eskiden hiç yoktu, şimdi adaletsizlik daha görünür” dedi. Bayramların çocuklar için anlamını yitirdiğini ve birçok ailenin çocuklarını sevindirecek ekonomik güce sahip olmadığını vurguladı.
“Bayramlar Güzeldi Ama Herkes İçin Değil”
Kırklareli halkının sesi, “Eski bayramlar güzeldi” algısına gerçekçi bir bakış sundu. Bayramların güzelliği, sadece imkânı olanlar için geçerliydi. Bugün ise dijital çağda bu fark daha net bir şekilde hissediliyor. Kırklarelili vatandaşlar, bayramların yeniden ortak sevinç haline gelmesi için ekonomik adaletin şart olduğunu savunuyor. Bayramın ruhunu yaşamak için önce eşitlik gerekiyor.
Nizamettin Okutan