KÜÇÜK KASABA POLİTİKALARI..

“Kul kurar kader gülermiş”

Aşağıdan yukarıya bakan yerel siyasetçiler her şeyi kendi mahallesinde olduğu gibi sanırlar.

Oysa yukarıdan aşağı bakınca durum çok farklı.

Siz bir şey olacaksınız diye kendinizi kurarsınız, Genel merkez güler buna..

Örneğin Ankara’dan bölgemize nasıl bakılıyor?

Kırkareli, 81 Vilayetin küçük ölçekli bir tanesi..

Üç milletvekili çıkarıyor.

Genel merkezler için Kırklareli ne kadar önem taşıyor?

Eh işte.. Hiç denecek kadar az..

Siz çok önemsendiğimizi mi sanıyordunuz yoksa?

Yüz milletvekili çıkaran İstanbul varken, Ankara ve İzmir varken bizim esamemiz okunmaz.

Üç büyük şehirden sonra sırasıyla milyonluk vilayetler var.

Biz neyiz ki?

“Ama biz en çok oy alan ikinci vilayetiz” diyen CHP’li dostlar olabilir.

Kırklareli genel merkezde temsil edilmedikten sonra bunun ne anlamı var?

Demek ki Ankara’dan Trakya’ya bakıldığı zaman hiç görünmüyoruz.

O halde kendi kasabalarımızda neyi payalaşamıyoruz?

Gelecekteki koltukları paylaşamıyoruz.

Bütün hesap geleceğin büyük ve küçük koltukları ise o zaman yiyelim bir birimizi.

Hem de acımasızca..

Peki ne yapıyoruz bir birimize?

Bol bol karalıyoruz.

Dedikodu ile olmayan çamurları bir birimize yapıştıryoruz.

Kimler yapıyor bunları?

Belli kaynaklardan pompalanan karalamalar fısıltı halinde bilinçli bir şekilde yayılıyor.

Kim kimden bir tık öne fırladıysa hemen eteğinden aşağı çekme politikası uygulanıyor.

Küçük kasaba siyaseti böyle bir şey işte..

Ha doğal mı? Diyeceksiniz.

Her yerde böyle..

İşin doğasında var.

Doğru mu? Derseniz doğru değil tabii.

Ama siyaset çok zor bir zenaat..

İşin içine girmeyen bilmez.

En yakın dost saydıklarının içten içe seni yıprattığını görünce anlarsın ne denli zor olduğunu.

Dost görünenler..

İşte onlar çok tehlikeli.

Bir de kaşarlandıysalar bu dost görünbenler.

O zaman çok uzak durmalısınız onlardan..

Akrep gibidirler.

Ne kadar iyi olursanız olun onlara yine sizi sokarlar.

Akrep bu işte bilirsiniz ölür de huyundan vazgeçmez en zayıf zamanınızda sokar sizi..

Bunları bilmek mi lazım? Diyebilirsiniz..

Anlatmakla olmaz.

Yaşamanız lazım.

Küçük kasaba siyaseti işte…

Menfeat üzerine kurulur.

Güce göre sıralanılır..

Maskeler takılır ve herkese başka bir yüz ile çıkılır.

Adı politika..

Yunanca ne demek?

Poli=”ÇOK” demek..

Tika= “YÜZ” demek..

Politika = “çok yüzlü” demek..

Arslanı kediye boğduran politika…

Liyakati değil biat etmeyi önceleyen politika..

Dürüstlüğü değil, abidik kubidikliği seven politika..

Politikada bir yerlere mi gelmek istiyorsunuz?

Hem parasal gücünüz olacak hem de sayısal gücünüz olacak.

Yukarıda saydığım bir sürü özellik de yetmeyebilir.

Fiziksel olarak düzgün olacaksınız.

İyi bir diplomanız olacak.

Islanıp kurumuş olacaksınız.

Birkaç defa yaralanmış olup tekrar ayağa kalkmış olacaksınız.

Gerisini varın siz tamamlayın..

CHP’de kongre süreci çok büyük ihtimal açılabilir.

Aday olmak isteyenlere bu yazı küçük bir fikir cimnastiği olsun.

Küçük kasaba politikası böyle işte…

“ADAYIM” demek ne kadar zor değil mi?