İYİ SENELER

DOBRA DOBRA

 Mürtezan Bulut

 Yeni girdiğimiz 2017 senesinin ilk günlerini yaşıyoruz. Dilerim 2017 Yılı 2016 yılından daha iyi olur. Ama ümidim yok gibi. Bana kötümser düşünceli, karamsar bir insansın, devamlı bardağın ters tarafından hüküm veriyorsun diyorlar. İnşallah bana öyle diyenler haklı çıkarlar, ben de yanılmış olurum.

Gelen gideni aratır deyiminin tersi iyi günler ilerdedir. bu deyimlerin hangisinin günümüze uygun düştüğünün yorumunu sizlere bırakıyorum. Bu yaşıma gelene kadar iyi günlerin ileride olduğunu ne yazık ki göremedim. Hele hele şu son seneler içinde. Ülkemin, halkımın yaşadıklarını hatırlayınca tüylerim ürperiyor. PKK Kalkışma Harekatı, Suriye Meselesi, İŞİD’in Bombalı Eylemleri ayrıca kısaca FETÖ dediğimiz yer altında teşkilatlanmış ve kendilerini elma şekeri olarak tanıtıp ülkemize komplo kurarak ihtilale kalkışan yerli örgütlenme. Bunların zararlarını yaşayalı henüz bir yıl olmadı. 2016 yılı üzerimizden silindir gibi geçti. Devlet bünyesinde böyle bir yapılaşmanın farkına varılmaması anlaşılır gibi değil. Bütün bu olaylar sonucu silahlı kuvvetlerimiz yıpranmış, polisimiz, jandarmamız güç kaybetmiştir. Bütün bunlar ayrıca geleceğimiz olan, zürriyetimiz olan gençlerin kaybını da düşündüğümüzde geçen yılların ne menem yıllar olduğunu anlamamıza yeter ve artar diye düşünüyorum. Acaba 2017 yılında böylemi yaşanacak endişesi beni daha da karamsar yapıyor. Böyle bir yazı ile sizlerin de içini kararttığım için üzülüyorum ama yazmayı da bir görev sayıyorum.

* EKONOMİ VE SİYASET

2015 ve 2016 yıllarından devir alınan anarşi ve terör ortamı PKK; IŞİD, PYD, Suriye Olayları başımıza bela olurken var olan ekonomik gücümüzü de yıpratmış ve hâlâ yıpratmaya devam ediyor. Kolay değil gelir giderleri karşılayamaz olmaya başladı. Zamlar ve kur artışı artarak devam edecek. Bunlar yetmezmiş gibi sanki bir ihtiyaçmış bir de sistem ve idari rejimimiz 18 maddelik bir anayasa teklifinin kabul edilmesiyle gündemimize oturmuş durumda. Vallahi ben bu rejim ve sistem değişikliğini ciddiye almamayı uygun buluyorum. İnanmak istemiyorum. Acaba yaşanan olayları, acıları kıtlık ve zorlukları hissetmememiz için topluca hükümetçe cambaza mı baktırılıyoruz? diye düşünüyor ve öyle olmasını temenni ediyorum.

Cumhuriyet Rejimi’nin işlemesinde hiçbir sıkıntı yok iken, her türlü kararlar rahatça alınırken istenilen değişiklikler için meclisten kolayca kanun çıkarken bu zorlama nedendir? Cumhuriyet Rejimi’nden vazgeçip Başkanlık Sistemi’ne ve tek adam yönetimine neden geçilmek isteniyor? Yok yok ben inanmıyorum. Hükümetin gerçek amacı bu değil, aksini düşünmek istemiyorum.