Diktatörlük nedir?

İyice çirkinleşen siyasette bazı siyasiler çizmeyi aşmaya başladı.

Aslında öyle ifadeler kullanılıyor ki, mahalledeki çocuklar bile bu kelimeleri kullanmıyor. 

Diktatörlük’ tartışmaları aldı başını doludizgin gidiyor!

Gidiyor da nereye gidiyor? Nere varacak hiç belli değil. Çünkü ok yaydan çıktı ve ipin ucu kaçtı.

Çünkü bugüne kadar diktatör iddiasıyla yatıp kalkanlara herhalde diktatörlük bulaştı. Şimdi bu diktatörlükler Tehdit'e dönüşmeye ve vatandaşlar ayrıştırılmaya başlandı.

***

Daha önce sık, sık Türkiye’de demokrasi yok ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı koro halinde diktatörlükle itham edenler, şimdi gerçek diktatör olmaya başladılar.

Cumhurbaşkanı Anayasanın kendisine verdiği yönetim yetkisiyle Türkiye’yi yönetmeye ve dış ülkelerin her türlü saldırılarına ve TERÖRE karşı Türkiye’nin ve Türk Milletinin hakkını savunmak diktatörlük ise Erdoğan diktatördür.

***

Şimdi ben merak ediyor ve bir vatandaş olarak soruyorum!

“Recep Tayyip Erdoğan, seçmenin %34’ünün oyunu alan ve kademeli olarak % 50’nin üzerine taşıyan ve 18 yıldan beri çeşitli zorluklara rağmen Türkiye’yi dünyaya tanıtan ve yöneten Erdoğan değil mi?

18 yılda halkın önüne 13 defa sandık koyan ve her adımını halka soran Recep Tayyip Erdoğan, ‘DİKTATÖR’ olabilir mi?”

***

Peki, Muharrem İncenin dediği gibi 11 seçim kaybeden partisinin oylarını %24-25 bandından 22lere düşüren bir Partinin Genel Başkanı istifa etmiyorsa ve parti içinde doğruları söyleyen ya da yol gösterenleri partiden atıyorsa diktatör olmuyor mu?

Hadi olmuyor diyelim!

Peki, son 3-5 ayda yaptığı konuşmalarda kullandığı ifadelerin birkaçına bakalım; “…AK Partiye oy veren öğretmene ben öğretmen demem!”

Partinin son Gurup Toplantısında; “…Gelecek seçimde BİZE OY VERMEYEN ÇİFTÇİNİN İKİ ELİM YAKASINDA OLACAK” demek tehdit ve diktatörlük değil de nedir?

Bu ifadeler ve tehditler DİKTATÖRLÜK değilse o zaman diktatörlüğü siz tarif edin.