AZA (MI) GELİYORUZ ?!

 

 

Şenol Goncagül

Kuruluş Osman ile Büyük Selçuklu dizilerini kaçırmamaya çalışırım.

Magazin ve duygusallık öne çıksa da, o dönemden bazı şeyleri öğrenmemize vesile olan diziler bunlar.

Muhteşem Yüzyıl ' da, dünya fatihi bir imparatorun haremde geçen hayatının anlatıldığı da geliyor aklıma ama, reyting uğruna o muhteşem ve muhterem insanları harcayan dizi yöneticilerini Allah'a havale ediyorum!

 

* * *

 

Duygusal bir milletiz demiştim az önce ya; Onu biraz açayım müsaadenizle!

Cüneyt Arkın 'ın, tek başına bir kaleyi fethetmesi mesela! O arada da, vücudunda delinmedik, kırılmadık yerinin kalmaması.

 

(Meşhur bir dünyayı kurtaran adam filmi vardı ustanın. Ölümsüz karakterleri, eliyle ikiye böler, öldürürdü!)

 

Askerlerimizin kafasına çuval geçiren coni lere öyle bir sinirlenmiştik ki bir defasında; Polat Alemdar ' ı oraya gönderip, bunun hesabını çok fena sormuştuk!

 

Diriliş Ertuğrul izlerken, ellerindeki kılıç kalkan ile tv karşısında (anı yaşayarak) nara atan ülkem insanlarını saymıyorum bile !

 

Geçen akşam da; Kuruluş Osman izlerken, bir baskında sağ ve sol omzuna yediği oklar ve karnına aldığı kılıç darbesine rağmen, Katalan reisini düelloda kesen Osman Bey, Malhun Hatun tarafından yaralarının dağlanması sonrasında , aradan geçen 1 gün kadar sonra da. İznik Kalesine gitmişti...

 

Mesele şu ki; "Gazla çalışan bir millet olagelmişiz besbelli..."

Oysa ki; tarihimizde nice kahramanlıklar ve abartılmadan da büyük  savaşlar kazanıp, imparatorluklar kurmuş bir neslin evlatlarıyız biz!

 

Bence bunlara hiç mi hiç gerek yok!