AĞLASAK MI GÜLSEK Mİ?

 

ORTAK AKIL

ÖZKAN BAŞARAN

Durdurulamayan zamları, döviz fiyatlarının önlenemeyen artışını gören halkımız, gelinen durumu şaşkınlıkla izliyor.

Geldiğimiz nokta şaka gibi.

Artık mal fiyatları saatlik değişiyor.

Bu yaşıma kadar görmediğimiz garip bir durum bu.

Eskiden devalüasyon yapılırdı bir süre o fiyatlarla yaşardık.

Üç ay, beş ay zamlar durur önümüzü görür ne yapacağımızı bilirdik.

Ama içinde yaşadığımız kriz gün be gün derinleşiyor.

Türk lirası görülmemiş hızla değer kaybediyor.

Enflasyonun kaç olduğu belli değil.

İnsanlar üzülmeyi bir kenara bıraktı geldiğimiz duruma şaşkın şaşkın gülmeye başladı.

Gülmek.

Nasıl güler ki insanlar.

Güler efendim, güler.

Ağlanacak halimize gülüyorsak yandı gülüm keten helva!..

Zamanın birinde padişah vergileri arttırmış.

Vezirine “tebdili kıyafet giyin ve git bak bakalım ahalinin hali nice” demiş.

Vezir gitmiş bakmış ahalide ses seda yok.

Padişah sormuş “Ahali vergilere kızmış mı” diye.

“Hayır efendim halkta ses seda yok” demiş.

Padişah “o zaman vergileri bir misli daha arttırın” demiş.

Vergiler bir misli arttırılmış.

“Git şimdi bir daha bak ahalinin haline” demiş.

Vezir gitmiş bakmış ahalide yine ses seda yok.

Gelmiş padişaha “efendim yine ahalide ses seda yok “demiş.

Padişah “o zaman bir misli daha arttırın vergileri” demiş.

Vezire git şimdi bak bakalım ahali nasıl demiş.

Vezir halka gitmiş bakmış ki ne görsün.

Halk gülüyor.

Hemen padişaha gitmiş “Efendim halk gülmeye başlamış” diye söylemiş.

“Durun, İşte bu çok tehlikeli” demiş

“Derhal son yapılan vergiyi geri alın” demiş.

Kıssadan hisse.

Dönelim günümüze.

Halkımız ger gün gelen zamlara ve önlenemeyen döviz fiyatlarına artık gülmeye başladı.

Peki ağlanacak durumuza güler hale geldiysek ne olacak bu işin sonu?

Bilmeyen gidecek.

Bilenler gelecek.

“Gelmekte olan gelecek”

Son gülen de iyi gülecek.