Ziraat Odası Başkanlarından Ankara çıkarması

 

 

Kadir Sinici

Kırklareli Ziraat Odası Başkanı Ekrem Şaylan, Babaeski Ziraat Odası Başkanı Şahin Arslan, Lüleburgaz Ziraat Odası Başkanı Mustafa Şener Birgün, Vize Ziraat Odası Başkanı Murat Ermiş, Pınarhisar Ziraat Odası Ziraat Odası Başkanı Nurettin Kenar ve Kofçaz Ziraat Odası Ziraat Odası Başkanı İsmail Hakkı Bodur Ankara’da ziyarette bulundular.

Ziraat Odası Başkanları  Bitkisel ve hayvansal üretimindeki son aylarda girdi maliyetlerinin aşırı artmasından aynı oranda üretici fiyatlarının artmamasından dolayı çiftçilerin  üretimdeki endişelerini, kaygılarını ilgili kuruluşlara iletmek için CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, Tarımdan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal, CHP Kırklareli milletvekilleri; Turabi Kayan, Vecdi Gündoğdu, İyi Parti Grup Toplantısına katılarak Tekirdağ Milletvekili Enez Kaplan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Genel Sekreter Şenol Gürşan, Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Mehmet Hadi Tunç, AK Parti Kırklareli  Milletvekili Selahattin Minsolmaz’ı Ankara’da ziyaret etti.

 

Yapılan ziyarettin ardından İl Koordinasyon Kurulu tarafından bir açıklama yapıldı. Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi. Bölgemizin Bitkisel, Hayvancılık üretiminde önemli katkı sağlayacak olan sulama göletlerinin, barajlarının acilen kapalı sisteme geçilmesinin sağlanması İlimizin bazı kırsal alanlarında halen çalışmaları devam eden arazi toplulaştırma alanlarında Milli Emlak’a ait hazine arazilerinin toplulaştırma kapsamında tarla yollarının oluşturulmasında Hazine arazilerinde herhangi bir eksiltmeye gidilmediği ancak şu an ki uygulamada sadece çiftçilerimizin maliki olduğu tapu kayıtlarından  %5-%12 civarında eksiltmelerin yapıldığı Devlet Su İşleri ve Özel Sektörün birlikte yürüttüğü Arazi Toplulaştırması yapılan bölgemiz köyleri dahil özellikle Babaeski İlçesi Kuleli Köyünde toplamda 7500 dekar hazineye ait tarlaların iki parselde toplanmak istenmektedir. Bu durumda yıllardır dedesinden, babasından gelen zilliyet hakkı olan tarlalarını kaybettiği gibi bu toprakların tarım alnından çıkması da kaçınılmaz olacaktır. Milli Emlak’a zilliyetten dolayı ecrimisil ödeyen çiftçilerimizin talebi Arazi Toplulaştırma çalışmaları esnasında Hazineye ait bu parsellerin kendilerine ait parsellerin yanına yeni parsel oluşturularak tarım alanı olarak kalması veya satın alma haklarını sağlayarak gerekli yasal düzenlemelerin yapılarak çiftçilerimizin lehine sonuçlandırılması gibi konularda ilgili mercilerle bir dizi görüşmeler yaparak taleplerimizi ilettik.

Çiftçi üretimin gidişatından “Endişeli; Mutsuz; Umutsuz”

Çiftçilerimiz her ekim döneminde genellikle borçlanarak üretim yaparlar.

Hasatta ürünlerini sattıktan sonra borçlarını, kredilerini öder. Kalan parayla yeni borç ekleyerek üretime devam ederdi. Çiftçilerimiz 2021 üretim yılında hasat ve ekim döneminde, üretim ve maliyetlerde yaşanan olağanüstü fiyat dalgalanmalarında tamamen ters köşe oldu.

Harmanda ucuz satan üretici girdi maliyetleri % 100 ile %500 artarken, ürünün fiyatı aynı oranda artmadığı için zarar ediyor. Yeni üretim yılında tedarikte zorluklar yaşadığından çiftçilerimiz üretip üretmeme ikileminde gidip geliyor.

Litresi 14 liraya mazot, kilogramı 14-15 liraya gübre alacak bunun üzerine diğer girdi maliyetlerini, işçiliği ekleyecek ve bu fiyatlarla ürünü kaça maaledip, kaçtan satacak?

Gübre, ilaç ve akaryakıt bayileri doğal olarak nakit dışında satış yapmak istemiyor. Hububat ekim döneminde çiftçilerimiz gübreye gelen yüksek zamlar nedeniyle gübre kullanamadı veya az kullandı.

Artan tarımsal girdi maliyetlerine karşı, tarımsal kredilerin limitleri üreticimizin tedarikini karşılamaya yetmiyor. Üreticilerimizin Ziraat Bankası, Tarım Kredi Kooperatiflerinden kullandığı tarımsal kredi limitleri ihtiyacı karşılayamadığından, çiftçilerimiz üretimlerini sürdürebilmek için özel bankalardan %25,%30 faizli kredi kullanmak zorunda kalıyor.

Bu yıl çiftçilerimiz için gerçekten çok sıkıntılı olacak. Hububat ekiminde yeterince gübre kullanamayan çiftçilerimizin hepsinin umudu Ocak, Mart ayında belki ucuzlar finansa, bir şekilde ulaşılır, üst gübre kullanırız, açığı kapatırız diye umut ediyordu. Fakat yapılan bu yeni zamlarla mazot, gübre, zirai ilaç, tohum ve sulamada kullanılan elektrik başta olmak üzere birçok girdinin fiyatını arttıracak, üretim yapmak daha da zorlaşacak.

Bu şartlarda gübre çiftçi için ulaşılabilir olmaktan çıktı. Gübre olmazsa özellikle hububatta Ocak-Mart aylarında zamanında yeterince kullanamazsak bitkisel üretimde en az %30-%40 oranında verim düşer.

Ülkemiz için bu durumun çok ciddi sonuçları olur. Biz bu faturayı ödeyemeyiz, Biz çiftçiler üretimden soğuruz ve üretim azalınca her zaman ki gibi fiyatlar daha da yükselir, sadece çiftçiler değil, tüketicilerde ağır bedeller öder. Sonuçta verimliliğin ana kaynağı olan gübre bir şekilde temin edilmeli ve geç kalmadan bitkiye atılmalı.

Bu belirsizlikten, karamsarlıktan acilen hep birlikte çıkmalıyız. Bu gidişat böyle devam edecek olursa, bitkisel ve hayvansal üretiminde ki yaşanan bu belirsizlik, kırsal da yaşayan üretimle iştigal eden aile büyüklerinin, ekonomik sorunlardan dolayı çocuklarına, gelecek nesillere tarımsal faaliyetleri tavsiye etmemektedir. Özellikle genç nüfus tarımsal üretimden yeterli gelir sağlayacağını düşünmediğinden şehre göç kaçınılmaz oluyor. Gençleri kırsalda tutabilmemiz için söz konusu küçük aile işletmelerinin tarımsal faaliyetlerinin devamlılığın sağlanması, verilen desteklerin arttırılması önemlidir. Yoksa ne köylü kalacak nede üretici. Son üretici hayvanını kestirmeden, son köylü tarlasını terk etmeden ve geç olmadan gerekli düzenlemelerin politikaların oluşturulmasını ivedilikle talep ediyoruz.

Çiftçilerimize acilen mazot, gübre, zirai ilaç ve elektrik sübvansiyonlu bir şekilde verilmeli, girdiler üzerindeki vergiler kaldırılmalı veya düşürülmeli, destekler arttırılmalıdır.

Tarım destekleri kapsamında Tarım ve Orman bakanlığı bütçesinde yer alan bazı destek kalemlerinden bir kereye mahsus olmak üzere mazot, gübre desteği faslına ilave edilip, Çks kaydına göre eşit şekilde ödenmesi, bu kritik dönemde, üretimin önünü açacaktır.

Süt ve et sektörünün, bitkisel üretimde olduğu gibi gidişatı kaygı vericidir. Çiğ sütteki fiyat artışı üreticinin cebine girmeden eridi. Yeme yapılan zamlar süt yem paritesini düşürdü. Çiftçi yine zarar da. Biz üreticiler olarak önümüzü göremiyoruz. Artan maliyetlere katlanacak gücümüz kalmadı. Tedarik zincirleri kırılma noktasına geldi. Böyle devam ederse Mart ayı itibariyle yem hammaddesi bulmakta zorlanacağız. İnek kesimleri devam ederse yaz aylarında süt arzında düşüş ve turizmden gelen talep sebebiyle tüketicilerde et ve süt bulmakta zorlanacaklar.

8 Aralık tarihinden itibaren üretici süt fiyatı 4,70 TL/litre olarak belirlendi. Maliyet hesapları yapılırken Ekim ayı sonu itibariyle maliyetler temel alınmıştı. 1. Kasım tarihinden bugüne yem maliyetleri %53 artarken 1.litre sütü 5,50 liranın üzerinde maledip,4,70 liraya satmak zorunda kalıyoruz. Bu sürdürülebilir bir durum değildir, Acil önlem alınmasını talep ediyoruz.”