HABER MERKEZİKırklareli Baro Başkanlığı 2018-2019 Adli Yılı açılışı dolaysıyla bir basın açıklaması yaptı.2018-2019 Adli Yılı’nın açılması dolayısıyla 03 Eylül 2018 Pazartesi günü saat 10.00’da Kırklareli merkez ilçe Özgürlük ve Demokrasi Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı önünde bir tören düzenlendi. Buradaki tören Kırklareli Baro Başkanı Turgay Hınız’ın Atatürk anıta çelenk koymasıyla başladı. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Kırklareli Baro Başkanı Turgay Hınız bir açıklama yaptı.2018-2019 yeni adli yılının tüm yargı camiasına ve Ülkü’ye hayırlı olmasını dileyen Hınız;“2018-2019 yeni adli yılımıza da gerek yargısal alanda gerekse ekonomik alanda memleket olarak ağır sorunlar ile giriyoruz, bu sorunların ağırlığı altında hukuk sistemimizin gittikçe yıpranmakta olduğunu ayrıca üzülerek görmekteyiz. Bizler, siyasi iktidar kadar, adli mekanizma içerisinde görev yapan Avukatlar, Yargıçlar ve Savcıların da bu sorunların birer çözüm mercii olduğunun farkındayız ve bu hususta mücadelemizin devam edeceğini burada bir kez daha önemle hatırlatmak isterim.Ülke olarak son yıllarda yaşadığımız sorunların çözümünü Anayasamız, başlangıç hükümlerinde göstermiştir. Anayasamızın başlangıç maddelerinde yer alan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin niteliklerini gösteren 2. maddesi ' Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devleti ' şeklinde demokratikleşmenin kriterlerini belirterek çağdaş demokrasi olmanın yol haritasını bizlere göstermiştir. Bu maddenin işaret ettiği kavramlar dahi şu an yaşadığımız tüm sorunların yegane çözümüdür. Anayasamız daha başlangıç hükümleri ile birlikte, en zor zamanlarda dahi, bize yol göstererek demokratikleşmenin pusulasını bize vermiştir.2018-2019 Adli Yıl başlangıcında bir kez daha idrak ettik ki Hukuk Devleti mefhumunun gerçek anlamda güçlendirilmesi, çağdaş demokratik memleketler arasında olmanın asli unsurudur. Geçmiş yıllarda hukuk dışı yollar ile ve liyakat kavramına bakılmadan yapılan atamalar sonucu devletimizin kilit noktalarına sızan hain terör örgütünün darbe girişimine şahit olduk. Yine bu süreçte OHAL rejimi ile yönetilmenin getirdiği hukuksal alanda bir takım anti demokratik uygulamaların negatif etkilerini gördük. Yine yakın bir zamanda emperyalist bir süper gücün, hali hazırda devletimizin varlığına küstahça saldırdığını gördük ve görmeye devam ediyoruz. Tüm bunlara ek olarak ağır bir ekonomik mücadele içerisinde kendimizi bulduk. Ancak burada önemle belirtmeliyiz ki köklerini sağlam demokratik hukuk devleti ilkesi kurallarından alan devletlerin aşamayacağı sorunlar yoktur. Neticede sebebi ne olursa olsun, hali hazırda yaşadığımız ekonomik krizin aşılabilmesi ve daha sarsıcılarının yaşanmaması için mali alanda yapılacak yapısal reformların hukuksal anlamda desteklenmediği sürece kadük kalacakları bir gerçektir. Hangi ad adı altında olursa olsun, yapılacak tüm bu yapısal iyileştirmeler nihayetinde 'HUKUK GÜVENLİĞİ' ana ilkesine dayanması gerektiği aşikardır. Hukuk Güvenliği ilkesinin temelinde ise yargı bağımsızlığı ana kuralı bulunmaktadır. Marmara-Ege Baro Başkanları toplantılarının sonuç bildirgelerinde belirtildiği gibi : 'Yargının güvenilir olabilmesi, onun bağımsız ve tarafsız olması ile olasıdır. Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı noktasında, sadece kendi yurttaşlarına değil, dünya kamuoyuna da güvence verilmedikçe, krizin aşılabilmesinin olası bulunmadığı aşikardır.' Bu vesile ile hukuk güvenliğinin tesisinin devletlerin varlığının temelini oluşturduğunu burada bir kez daha ifade etmeliyiz.Bugün Adalet Mekanizması içerisinde yaşanan bir başka sorun ise insan kaynağı yönetimi olduğu açıktır. Yargı sistemimizin ana paydaşlarından, Hakim ve Savcıların atanma usul ve yolları her türlü şeffaflıktan ve liyakatten uzak olması Hukuka Güven ilkesini törpüleyen en büyük etmendir. Ayrıca açılan yüzlerce hukuk fakültesi ve bu fakültelerinin mezunlarının adli sisteme getirmiş olduğu yük, bir başka önemli konudur. Zira, niteliksiz eğitim beraberinde niteliksiz hukukçuları getireceği ve sonuç olarak bu durumun da Adalet mekanizmasını olumsuz etkiyeceği bir gerçektir. Son olarak Yüksek Öğretim Kurumu’nun almış olduğu hukuk fakültelerine giriş için ilk 150 bin kuralını 190 bin'e genişletmesi, hukuk eğitiminde geleceğe bakma perspektifinde iyimser olmayı güçleştirmektedir. Bu vesile ile sadece hukuk fakültesine girişlerde değil tüm hukuk eğitim süresi boyunca nitelikli hukuk eğitimin takipçisi olunması ve bu eğitim standartlarına uymayan fakültelerin kapatılması elzem olduğu açıktır. Yine burada önemle belirtmek gerekir ki yurttaşlarımızın hak arama özgürlüğünün yegane temsilcisi olan biz Avukatların katlanılmaz boyuta gelen ekonomik ve mesleki sorunlarımız ivedilikle çözülmelidir. Avukatsız 'yargılamanın' yargı olamayacağı aşikar olduğu gibi biz Avukatlar her şeye karşın evrensel hukukun genel kabul görmüş temel ilkelerini yılmadan savunmaya devam edeceğiz.2018-2019 Adli Yılımıza başlarken bu sorunların hepimizin sorunu ve çözümünün de biz Avukatlar, Hakimler ve Savcılarda olduğunun bilincinde olduğumuzu ifade etmeliyim. Tüm zorluklara rağmen her yönüyle aydınlık; Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve O'nun kurduğu Cumhuriyetimizin İlkelerine gönülden bağlı, laik, Sosyal bir Hukuk Devleti olmanın koşullarını tam olarak yerine getirmiş; Yargının ve Yargı Mensuplarının görev, yetki ve konumları ile çağdaş devlet standartlarına eriştiği bir Türkiye dileğimizle. Yeni Adli yılımızın bizlere ve ülkemize güzellikler getirmesini diler, Kırklareli Barosu olarak Şahsım ve Yönetim kurulum adına saygılar sunarım.” (Kadir Sinici)
Gündem
Yayınlanma: 04 Eylül 2018 - 08:17
Yeni Adli Yıl törenle başladı
HABER MERKEZİ Kırklareli Baro Başkanlığı 2018-2019 Adli Yılı açılışı dolaysıyla bir basın açıklaması yaptı
Gündem
04 Eylül 2018 - 08:17
İlginizi Çekebilir