YAZ'DIR GELEN

Yüz yılın felaketi dalga dalga yayılırken insanoğlu çare peşinde.

Dünya bu salgından kurtulmadan normal haytımıza dönemeyeceğiz.

Maske ve mesafe yetmedi.

Aşı tek çare.

İngiltere ve Amerika’nın başını çektiği dev ülkeler aşı uygulamasına başladı bile.

Sıra diğer ülkelerde.

Biz de önümüzdeki ay aşılanmaya başlayacağız.

Ama maske ve mesafeye devam.

Dünya’da sona ermeden bu illetten kurtulamayacağız.

Bunları hepimiz biliyoruz.

Ama felaket geçtikten sonra ardında nasıl bir yıkım bırakacağını kestirmek güç.

Hangi bünyede ne hasar bıraktığı belli değil.

Kaç ocağı söndürdüğü ayrı ızdırap.

Kapanan iş yerleri, işsiz kalan insanlar çaresiz.

Zararın boyutları enkaz kalktıktan sonra ortaya çıkacak.

Korona öncesi dünya ile korana sonrası dünya çok farklı olacak.

Evlerimize kapandık kendimizi kollamaya çalıştık.

Ama insanoğlu sosyal bir varlık.

Bir biriyle görüşmek dertleşmek önemli bir ihtiyaç.

Dokunmak, sarılmak kaynaşmanın anahtarı.

Bunlardan mahrum kalan insanoğlu bunalım içinde.

İşin bir de psikolojik boyutları olacak.

Neresinden bakarsanız bakın sıkıntılı bir tablo.

Bereket tünelin ucunda ışık göründü.

Aşı, bu felaketi sona erdirecek.

En fazla altı ay daha sabredeceğiz.

Sonra?

Sonra önümüz yaz.

Bahar yazın müjdecisi.

Ağaçlar uyanacak.

Kuşlar ötecek.

Güneş ısıtacak.

Bir birimize sarılacağımız günler uzak değil.

Bahara kaç ay var?

Üç ay.

Çok mu?

Sağlıklı olana bir gün gibi gelir geçer.

Günü güne ekleyelim.

Aşı olacağımız günü bekleyelim.

Kışın sonu bahar.

Bu bahar başka bahar.

Karamsarlığı atalım üzerimizden hemen.

Çünkü yaz’dır gelen.