Her yıl düzenli olarak yapılan ve bu yıl da 44.sü düzenlenen Ulusal Kulak Burun Boğaz Kongresi’nde “Serolojik Prestin Düzeylerinin Yenidoğanlarda Sensorinöral İşitme Kaybının Erken Tanısı İçin Bir Ön Biyobelirteç Olarak Değerlendirilmesi” başlıklı çalışma ile Tıp Fakültemiz Kulak Burun ve Boğaz Hastalıkları Anabilim Dalından Uzm. Odyolog Nagehan Gümüşel Bulut, Trakya Üniversitesi Uluslararası İşitme Çalışmaları ve Uygulama Merkezi Kurucu Müdürü ve Koç Üniversitesi Kulak Burun ve Boğaz Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cem Uzun, İstanbul Aydın Üniversitesi Odyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. B. Özlem Konukseven, Sağlık Bilimleri Fakültesi Odyoloji Bölümü Öğretim Üyemiz Doç. Dr. Erdoğan Bulut ve Tıp Fakültesi Biyofizik Bölümü Öğretim Üyemiz Doç. Dr. Metin Budak, Otoloji ve Nörotoloji alanında sözel bildiri 1. lik ödülü almaya hak kazandılar.
Uzm. Odyolog Nagehan Gümüşel Bulut’un yüksek lisans tezi kapsamında Uluslararası İşitme Çalışmaları ve Uygulama Merkezi’nde gerçekleştirilen bu çalışma için Merkez Müdürü Doç. Dr. Erdoğan Bulut ve Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Metin Budak, bebeklerin ilk 48 saatte hastanelerde, yenidoğan işitme taramasının yapılma zorunluluğu olduğunu ve işitme kaybı tanısı alan bebeklerin, normal işitmeye sahip akranlarının dil gelişimini yakalayabilmeleri için ilk 6. aylarında işitmesine müdahale edilmesi gerektiğini vurguladılar.
Söz konusu tarama testlerinde, yanlış pozitif test değerlerinin olabilmesi nedeniyle ailelerin çocuklarının işitme kaybını dil gelişimine bağlı olarak ancak 2 yaşından sonra fark etmelerinin, büyük bir üzüntüye yol açtığını belirten Bulut ve Budak, ayrıca Dünya Sağlık Örgütünün 2021 dünya işitme raporunda, dünya nüfusunun yalnızca yaklaşık %38'inin yeni doğan işitme tarama hizmetleri kapsamında olduğunu aktardılar. Bulut, “Yakın zamanda yapılan bir başka araştırmaya göre de, dünyadaki ülkelerin yaklaşık üçte birinde yenidoğan işitme tarama hizmetlerinin asgari düzeyde bulunduğu veya hiç bulunmadığı düşünüldüğünde, yenidoğanlardan alınacak 2 cc’lik kan örneğinden elde edilen serumda bakılacak olan bu protein düzeyinin, hem mevcut kullanımdaki işitme tarama protokolüne katkı yapacak potansiyel bir ön biyobelirteç görevi görebileceği, hem de bu işitme tarama test imkanlarına sahip olamayan uluslar için, basit, pratik ve yol gösterici olarak inovatif bir süreci başlatabileceğini düşünmekteyiz.” dedi.
TRAKYA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ BASIN BÜLTENİ
