Nizamettin Okutan Geçen hafta Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan Türkiye'nin otomobilinin temellerini attı. Gururlanmayan var mıydı bilmiyorum. Ama var ise bile bunun bir tür inatçı çekemememizlikten/hasetten/kıskançlıktan kaynaklandığını düşünüyorum. Yoksa böylesine önemli bir projeyi beğenmemek, küçümsemek, hatta bazı siyasetçilerimizin dediği gibi otomobil alanında kendisini ispat etmiş dünyada onlarla araba markası varken illa da yerli diye tutturmanın anlamı olmadığını söylemek bu ülke insanına güvenmemek demektir. Çalışın, risk alın; sizin de olur.Türkiye'nin yerli otomobil macerasının olumsuz olduğunu söylemeye kalkanlar aslında merhum Erbakan öncülüğünde imal edilen Devrim otomobilinin başına gelenlerin neden geldiğini de düşünmek zorunda. Çünkü burada problem ne Devrim otomobilinde, ne de, Türkiye'nin mühendislik becerisinde. Aksine problem, devrin/zamanın aşırı zekalı siyasilerinde. Sadece o mu? Hayır!Bilenler bilir. Anadol diye bir markamız vardı. Gerçi Amerikan idi ama yine de yerli sayılırdı. Bu otomobili Türkiye'de üreten mühendisler bir de her şeyiyle kendilerinin olan özel bir araç dizayn etmişlerdi. Adı da Çağdaş!Bu araç dahi Türkiye'de imal ettirilmedi.Türkiye'nin kendi otomobilini üretemeyeceklerini öne sürenler bir taraftan ideolojik takılırken bir kısmı da uluslararası sermayeyi kızdırmamak, dolayısıyla ticari hayatlarını tehlikeye atmamak için böyle davranıyor. Öyle ya, dünyada büyük şirketler yasal mafyavari bir sistem kurmamışlar mı? Yerli otomobile karşı çıkanların bir kısmı da hakikaten ticari kaygılarla bundan uzak duruyor. Zaten doymuş olan bir piyasada yer edinmek öyle de kolay bir sez değil. Büyük bir risk gerektiriyor.Ama ticaret zaten bir risk üzerine kurulu değil mi? Bu riski alamazsanız baştan kaybettiniz demektir.Recep Tayyip Erdoğan! Bu isme siyasal muhalif olsanız bile kabul etmek zorundasınız! Risk almasını bilen, milli menfaatlerde sonuna kadar direnen bir isimdir. Şimdi Gemlik'te TOGG (Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu) fabrikasının temelini atıyorsa riskten korkmayan, ama risklerin nasıl idare edilebileceğini gözlerimizin içine sokan biri olarak karşımıza çıkıyor. Hatırlayın! Olanca hükümet desteğine rağmen o kadar büyük işadamlarımız yıllarca bu işi sürüncemede bıraktı. Ama sayın Erdoğan pes etmedi, "olacak bu iş" dedi. Ve oldu.Hem de otomobil alanında en riskli segmentte, elektrikli otoda. Bu alan otomobil dünyasında benzinli, dizel ya da gazlı olsun, diğer alanlara göre daha riskli bir alan. Üstelik tüm dünyanın devleri kendi hükümetlerinden milyarlarca dolar destek alırken, Türkiye bu alana tabir caizse "lop diye" dalıyor.Gelin de heyecanlanmayın.İnşallah en kısa zamanda bu heyecan zirveye çıkar da, hepimizin altında o otomobillerden, SUV'lardan bir tane olur. Teşekkürler, sayın Cumhurbaşkanı! Cesaret verdin; bak işte yapılıyor!
Köşe Yazıları
Yayınlanma: 23 Temmuz 2020 - 13:23
Türkiye Yapar: Ama Cesaret Lazım!
Nizamettin Okutan Geçen hafta Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan Türkiye'nin otomobilinin temellerini attı
Köşe Yazıları
23 Temmuz 2020 - 13:23
İlginizi Çekebilir