Nizamettin Okutan Her Ramazan ayını heyecanla karşılarız. Hele küçük çocuklar yok mu, oruç tutamayacaklarını bile bile ısrar ederler, bu gece mutlaka beni sahura kaldırın diye ortalığı veyveleye verirler. Kendileri de bilirler ki, bu oruç denilen şey insanın sabah gün ağarmadan başlayıp akşam güneş batana kadar aç ve susuz kalmasıdır.Nasıl oluyor da başka zamanlarda yemek için, su içmek için hiç bir sözümüzü dinlemeyen bu afacanlarımız, aç kalmak, susuz durmak için böylece can atıyorlar, diye düşünüyorum. Ama aslını sorarsanız doğru dürüst bir cevabıını da bulamıyorum.Her hâlde işin aslı, oruç ayının küçücük, minicik de olsa ve en önemisi üzerine yazılmış bir vazife olmasa da çocuklarımıza kadar herkesi değiştirebilen manevi bir gücü olmasında yatmaktadır. İşte küçücük yavrularımızı heyecanlandıran bu ay, biz büyükleri daha da heyecanladırmalıdır. Onların oruç tutma heyecanını biz büyükler bilerek yaşamalıyız.Hani Kur'an-ı Kerim'de Allah "Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı." buyuruyor ya, işte bu ayette geçen "tettekûn" kelimesi aslında Ramazan ayının hakiki manasını anlatır bize. Ayetin, buraya aldığım manasında tettekûn kelimesine “Allah’a karşı gelmekten sakınma” manası verilmiş. Bazı meallerde de "Gerek ki oruç sayesinde fenalıklardan korunursunuz." manası verilmiş. Meallerde bir yanlışlık yok. Ama kelimenin Türkçeye aktarılması çok zor. Şu bizim "takva" die bildiğimiz şey var ya. İşte tam da o. Takva nedir diye bakacak olursak, o kadar çok manasını buluruz ki, belki başka bir yazımızda değiniriz.Ama şunu bilelim: Bu ayetteki, korunma olarak verilen manaya benzer bir manayı Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de bizzat vermiştir.Diyanet İşleri Başkanlığının Hadislerle İslam isimli kitabında nakledilen bir iki hadise baktığımızda, bu manayı daha iyi anlayabiliyoruz. Şöyle buyurur Peygamber Efendimiz (s.a.v.):“Oruç bir kalkandır. Oruçlu, saygısızlık yapmasın, kötü konuşmasın. Eğer biri kendisiyle dövüşmeye veya sövüşmeye kalkışırsa, iki defa, ‘Ben oruçluyum.’ desin…”Bir başka hadiste de şöyle buyurmuştur: “Yalanı ve yalana göre hareket etmeyi terk etmeyenin yemeyi içmeyi bırakmasına Allah"ın ihtiyacı yoktur!”Bu iki hadis de, Ramazan ayının Müslümanın hayatında ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır.Burada önemli olan, birinci hadiste geçtiği gibi orucu hakikatiyle tutup, onu kendimize koruyucu bir kalkan yapabilmetir. Çünkü, ikinci hadiste geçtiği gibi, eğer orucu oruç gibi tutamıyorsak, hepsi boşa çıkacaktır.Onun içindir ki, fakirlere, garibanlara zekatların verilmesi hep Ramazan ayına rast getirilmiştir. Fakirin hâlini anlayalım diye. Bir de Ramazan bayramına girerken, o bayramın sevincini fakirlerle birlikte yaşayabilmek için vermemiz gereken fıtır sadakası, yani, fitrelerimiz vardır.Tüm bunları oturup düşündüğümüzde, şu sonuç çıkar: Ramazan ayında aç ve susuz kalmak, bizzat Allah'ın emrine uyma olduğu için, ihlasla tutacağımız oruç bizi korur. Ama, oruç tutsak da, Peygamber Efendimizin uyardığı gibi, yalanı bırakmıyor, boş işlerle uğraşıyor, garibanı gözetmiyor, hak yiyor, adaletsizlik ediyor isek, boşu boşuna aç kalırız. Allah korusun.Ramazan ayınız mübarek olsun. Allah tuttuğunuz oruçları, vereceğiniz zekatları kabul etsin.
Köşe Yazıları
Yayınlanma: 01 Nisan 2022 - 09:38
Oruç Ayı Ramazanı Hoşça Geçirmek, Orucu Koruyucu Kalkan Edinmek
Nizamettin Okutan Her Ramazan ayını heyecanla karşılarız
Köşe Yazıları
01 Nisan 2022 - 09:38
İlginizi Çekebilir





