HABER MERKEZİÇağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Kırklareli Şube Başkanı Birsen Meriç, 24 Temmuz 1923 Lozan Barış Antlaşmanın 95. Yıldönümü dolaysıyla bir açıklama yaptı. 24 Temmuz 1923 Lozan Barış Antlaşmanın 95. Yıl Dönümünde Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını şükran ve minnetle andıklarını belirten Meriç, yaptığı açıklamada şunları kaydetti; “İsviçre'nin Lozan şehrinde, TBMM’ni temsil eden İsmet İnönü’nün Başkanlığındaki heyetin çetin müzakereler yürüttüğü Konferansın sonunda imzalanan Lozan Barış Antlaşması, Türkiye Cumhuriyetinin “TAPU SENEDİ” ve “ULUSAL ONURU”dur,
İsviçre'nin Lozan şehrinde, TBMM temsilcileriyle Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçika ve Yugoslavya temsilcileri tarafından, imzalanmıştır,
Lozan Barış Antlaşması, Atatürk’ün önderliğinde “Milli mücadele”ye başlayan Türk Ulusu’nun savaş meydanlarında kazandığı büyük zaferin siyasi ve hukuki alanda “tescil”i ve taçlandırılmasıdır,
Lozan Barış Antlaşması, Türkiye Cumhuriyetinin bağımsız ve eşit bir devlet olarak uluslararası toplumda kabul görmesinin, egemen, özgür ve medeni milletler ailesinin eşit koşullarda üyesi olmasının “belge”sidir.
Asla unutulmamalıdır ki, Birinci Dünya Savaşı sonunda imzalanan barış antlaşmaları içinde sadece Lozan Barış Antlaşması, bugün de geçerliliğini korumakta ve yürürlükte kalmaktadır.
Lozan Barış Antlaşması, o günün zor koşullarında sağlanabilecek başarıların çok büyük ölçüde elde edildiği ve içişlerimize “müdahale”ye zemin hazırlayan, yetki veren “kapitülasyon”ların kaldırıldığı, Osmanlı’dan kalan borçların makul bir ödeme planına bağlandığı, bir anlamda “ekonomik bağımsızlık” belgesidir,
Daha da önemlisi, Lozan Barış Antlaşmasıyla Türkiye Cumhuriyetinin temel nitelikleri belirlenmiş, “ülkesi ve ulusuyla bölünmez bir bütün olan Türkiye’de yaşayan ve Türkiye Cumhuriyeti’ne yurttaşlık bağıyla bağlı olan herkesin eşit ve aynı haklara sahip bireyler olarak Türk Ulusu'nu oluşturduğu” hükme bağlanmıştır,
Öte yandan Lozan Barış Antlaşması’yla, bir ulusu ulus, bir devleti de devlet yapan özgürlük, egemenlik ve bağımsızlık mücadelemizin başarıya ulaştığının, savaş meydanlarında kazandığımız zaferin, siyasi zaferle de taçlandırıldığının dünyaya ilanı yapılmıştır,
Lozan Barış Antlaşması’yla “kapitülasyon”lar kaldırılarak ekonomik bağımsızlık konusunda önemli bir adım atılmış, hiçbir savaş tazminatı ödenmemiş, “itilaf” devletlerince işgal edilen İstanbul’un boşaltılması sağlanmış, Yunanistan savaş suçlusu konumuna düşürülmüş, Yunanistan Karaağaç’ı Türkiye’ye vermiş, 1936’da Boğazlar, 1939’da da Hatay sorununun lehine çözüme kavuşturulmasına uluslararası zemin hazırlamıştır,
Buna karşılık Musul sorunu çözüme kavuşturulamamış, Batı Trakya ve Oniki Adalar Yunanistan’a bırakılmıştır.
Lozan Barış Antlaşmasını Mustafa Kemal ATATÜRK, “Türk Ulusu’na karşı yıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşmasıyla tamamlandığı sanılmış büyük bir yok etme eyleminin yıkılışını bildirir bir belgedir ve tarihte eşi benzeri görülmemiş bir siyasal zafer anıtıdır.” sözleriyle tanımlamaktadır.
Sonuç olarak; Lozan Barış Antlaşması, vatanımızı bölüp parçalayan, emperyalist devletlerin zorla imzalattığı Sevr Antlaşmasının yırtılıp çöp sepetine atıldığının belgesidir,
Bitmedi o kavga yine devam edecek. Yeryüzü aşkın yüzü olana dek.” dedi (Kadir Sinici)
İsviçre'nin Lozan şehrinde, TBMM temsilcileriyle Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçika ve Yugoslavya temsilcileri tarafından, imzalanmıştır,
Lozan Barış Antlaşması, Atatürk’ün önderliğinde “Milli mücadele”ye başlayan Türk Ulusu’nun savaş meydanlarında kazandığı büyük zaferin siyasi ve hukuki alanda “tescil”i ve taçlandırılmasıdır,
Lozan Barış Antlaşması, Türkiye Cumhuriyetinin bağımsız ve eşit bir devlet olarak uluslararası toplumda kabul görmesinin, egemen, özgür ve medeni milletler ailesinin eşit koşullarda üyesi olmasının “belge”sidir.
Asla unutulmamalıdır ki, Birinci Dünya Savaşı sonunda imzalanan barış antlaşmaları içinde sadece Lozan Barış Antlaşması, bugün de geçerliliğini korumakta ve yürürlükte kalmaktadır.
Lozan Barış Antlaşması, o günün zor koşullarında sağlanabilecek başarıların çok büyük ölçüde elde edildiği ve içişlerimize “müdahale”ye zemin hazırlayan, yetki veren “kapitülasyon”ların kaldırıldığı, Osmanlı’dan kalan borçların makul bir ödeme planına bağlandığı, bir anlamda “ekonomik bağımsızlık” belgesidir,
Daha da önemlisi, Lozan Barış Antlaşmasıyla Türkiye Cumhuriyetinin temel nitelikleri belirlenmiş, “ülkesi ve ulusuyla bölünmez bir bütün olan Türkiye’de yaşayan ve Türkiye Cumhuriyeti’ne yurttaşlık bağıyla bağlı olan herkesin eşit ve aynı haklara sahip bireyler olarak Türk Ulusu'nu oluşturduğu” hükme bağlanmıştır,
Öte yandan Lozan Barış Antlaşması’yla, bir ulusu ulus, bir devleti de devlet yapan özgürlük, egemenlik ve bağımsızlık mücadelemizin başarıya ulaştığının, savaş meydanlarında kazandığımız zaferin, siyasi zaferle de taçlandırıldığının dünyaya ilanı yapılmıştır,
Lozan Barış Antlaşması’yla “kapitülasyon”lar kaldırılarak ekonomik bağımsızlık konusunda önemli bir adım atılmış, hiçbir savaş tazminatı ödenmemiş, “itilaf” devletlerince işgal edilen İstanbul’un boşaltılması sağlanmış, Yunanistan savaş suçlusu konumuna düşürülmüş, Yunanistan Karaağaç’ı Türkiye’ye vermiş, 1936’da Boğazlar, 1939’da da Hatay sorununun lehine çözüme kavuşturulmasına uluslararası zemin hazırlamıştır,
Buna karşılık Musul sorunu çözüme kavuşturulamamış, Batı Trakya ve Oniki Adalar Yunanistan’a bırakılmıştır.
Lozan Barış Antlaşmasını Mustafa Kemal ATATÜRK, “Türk Ulusu’na karşı yıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşmasıyla tamamlandığı sanılmış büyük bir yok etme eyleminin yıkılışını bildirir bir belgedir ve tarihte eşi benzeri görülmemiş bir siyasal zafer anıtıdır.” sözleriyle tanımlamaktadır.
Sonuç olarak; Lozan Barış Antlaşması, vatanımızı bölüp parçalayan, emperyalist devletlerin zorla imzalattığı Sevr Antlaşmasının yırtılıp çöp sepetine atıldığının belgesidir,
Bitmedi o kavga yine devam edecek. Yeryüzü aşkın yüzü olana dek.” dedi (Kadir Sinici)






