Eşşekten düşen karpuz olmamak

 

 

Şenol Goncagül

 

 

LÜTFÜ TÜRKKAN: İYİ PARTİ ' de çok önemli bir isimdi.

Yıllar öncesinden, daha siyasete çok aşina değilken, yağ kırma fabrikası sahibi olduğu dönemden, Balkan göçmenleri ile ilgili girişim ve gelişmelerden tanırdım kendisini.

 

Frekans Gazetesi imtiyaz sahibi olduğum dönemlerde, bir rkaç kez görüşmüş ve sohbet etmiştik...

 

Niye oradan başladım söze ?!

Çok taze bir örnek benim için çünkü!

 

* *  *

 

Siyasette, bürokraside, ticarette, medyada, orada burada çok tanınmış, etkili, rol model, "kimse yıkamaz veya yerinden edemez" denilen biri de olabilirsiniz. Gayet normal ve olası bir şeydir bu...

 

Taaa ki; birilerinin dalına bastığınız, rakip olduğunuz, çok fazla gündeme geldiğiniz bir anda, yapacağınız bir hata ile yerin dibine sokulacağınız o ana kadar ..!

 

Şehit yakınına küfür etmek veya saldırıda bulunmak; bizim ülkemizde kabul edilemeyecek ve affı mümkün olamayabilen davranışlardan birisidir ...

 

Bir anlık gaz! Kendine hakim olamama. O kuyuya düşüvermek...

Sonuçları ortada işte!

Bu saatten sonra da, Lütfü Türkkan ' ın bulunduğu partiden veya herhangi bir partiden yeniden aday yapılması, seçim kazanması, imkansız gibi bir şey ...

 

+  +  +

 

Kim olursanız olun; on elinizde on marifet olsun isterseniz. Toplumda çok kabul edilen, değer gören, örnek gösterilen nice insanın, küçük bir hata ile bile olsa, yerinden olmakla kalmayıp, yerle bir olduğuna çok şahit oldum bu meslekte !

 

Güce ulaştığınızda güç zehirlenmesi yapıyorsunuz! Yapmayın!

O koltuğa gelene kadar çevrenizdekilerle, koltuğa geldikten sonraki çevrenize bir bakın! Yola çıktıklarınızın çoğunu çevrenizde bulamayacaksınız!

Yapmayın!

 

Makamlar ve koltuklar gelip, geçicidir. Önemli olan ise; arasından çıktığınız halkın içine, korkmadan dönebilmektir!

 

Menfaatleri için çevrenize duvarlar ören ve size herşeyi güllük gülistanlık göstererek, içinden çıkılamaz bir hale düşmenizi sağlayanlar olacaktır.

İzin vermeyin.

 

+  +  +

 

35 yıldır gazetecilik mesleğinde öyle şeyler gördüm ve yaşadım ki; hayal bile edemezsiniz!

 

Her sabah günlük gazetelerini farklı bir kamu kuruluşunun yöneticisinin makam koltuğunda okuyan il başkanlarından tutun da, esnaf olarak yedikleri cezaların kamasını, getirildikleri ilçe başkanlığı döneminde çıkarmaya çalışan yöneticileri gördüm ne yazık ki...

 

O heybetli siyasetçileri bugün hanginiz hatırlıyorsunuz ki?!

 

(Hatırlayanlarınız da, iyi hatırlamıyorlardır kesin)

 

Değmiyor hem biliyor musunuz?!

Bir muayaene için gittiğim hastaneden, ambulans ile çıktım! Entübeler, yoğun bakımlar, hasarlar ... Süreci biliyorsunuz hepiniz.

 

Hepimiz öleceğiz bir gün... Senaryonun sonunu bilmeyen yok aramızda ! Sadece vaktini ve oluş şeklini bilmiyoruz, hepsi o kadar...

 

Siz biz olun; o bulunduğunuz makamlara ve koltuklara çok da fazlaca bel bağlamayın derim ben.

 

Ayağınız hafiften bir kaysın! İlk önce en yakınınızdakiler terk ederler, basıp geçerler üzerinize ! Un ufacık kalırsınız...

 

Firavunun sonunun, burun deliğinden giren bir sivri sinek olduğunu unutmayın sakın!

 

İyi bir insan olmaya gayret edin ki; makam ve mevkiiniz ne olursa olsun, insanlar sizin dostluğunuzu kaybetmek istemesinler. Yoksa;

 

Eşşekten düşen karpuz gibi, tuzla buz olursunuz ...