DEMOKRATİK KİTLE ÖRGÜTLERİ ÜZERİNDEKİ BASKILARA SON VERİLMELİDİR"

Tüm Emekli Sen Kırklareli Şube Başkanı Hüseyin Budak, “Demokratik Kitle Örgütleri Üzerindeki Baskılara Son Verilmelidir” dedi. Budak yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi;          “Siyasi iktidarın toplumsal muhalefeti ve demokratik kitle örgütlerini susturma ve sindirme politikaları hız kesmeden devam ediyor. Bunun son adımlarından birisi de “Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun ” un TBMM’den geçirilmesiyle atılmış oldu.

İçerdiği bazı maddeleri yasanın amacına olduğu gibi, Anayasa’ya, Uluslararası Sözleşmelere ve demokratik değerlere açık biçimde aykırı olan bu kanun, OHAL düzenini kalıcı bir hukuk rejimi haline getirilmektedir.

Dernek ve vakıfların yardım toplama faaliyetlerine ve örgütlenme özgürlüklerine ciddi kısıtlamalar getiren kanunla, tüm demokratik kitle örgütleri ve sivil toplum kuruluşları İçişleri Bakanlığı’nın vesayeti altına alınmak istenmektedir.

Kanunun amacı ve ismi ile hiçbir ilgisi olmadığı halde yapılan değişikliklerde, belirsiz suçlar nedeniyle hakkında kovuşturma açılan yöneticiler nedeniyle bir derneğin yönetimine el koyulmasının yolu açılmış olacaktır.

Kanunda İçişleri Bakanı’na haklarında kovuşturma açılan dernek yöneticilerinin adeta birer İçişleri Bakanlığı personeli gibi ele alınarak görevden uzaklaştırılması, dernek faaliyetlerinin durdurulması ve derneğin yönetimine el konulması yetkileri verilmiştir. Dolayısıyla, Türkiye’nin bir uluslararası kurumun tavsiyelerini yerine getiriyorum diyerek, aslında Türkiye’de zaten oldukça problemli olan özgürlük alanlarını daraltması, durumu daha da sorunlu hale getirilmiş olacaktır.

650 sivil toplum örgütünün açıklamalarının yanı sıra, pek çok sivil toplum kuruluşunun medyada yer alan ve destek gören endişelerini ve hassasiyetlerini dikkate almayan, bu Kanun kesinleştiği takdirde yukarıda özetle sıraladığımız ve bugünden öngöremeyeceğimiz pek çok sıkıntılara da neden olacağı bellidir.

Yasada yer alan, kişi hak ve özgürlüklerini kısıtlayıcı, örgütlenme hakkına darbe vuran, demokratik kitle örgütlerini siyasi iktidarın hedefi haline getiren maddeler geri çekilmelidir. Türkiye’de toplumsal dayanışma ilişkilerinin ve demokratik hayatın ayrılmaz parçası olan kitle örgütleri üzerindeki baskı ve sınırlandırma politikalarına son verilmelidir.”