"Çatışmanın temel nedeni plansızlıktır"

* Kırklareli İl Genel Meclis Üyesi Gürcan Kırım; “Çatışmanın temel nedeni plansızlıktır. Daha fazla kar uğruna, yaşam alanlarımızın ve doğal varlıklarımızın deyim yerindeyse katledilmesidir. Yapılan planların onaylanmaması siyasi aktörlerin bir araya gelip, Kırklareli halkının talebini Ankara'ya anlatamamaları ve etkin olamamalarıdır. Kurumlar, karar vericiler, STK’lar vatandaşlar üzerine düşen sorumluğu yerine getirmiş, alt yapı çalışmaları tamamlanmıştır” dedi.

HABER MERKEZİ

Kırklareli İl Genel Meclis Üyesi Gürcan Kırım, Kırklareli İl Genel Meclisi’nin 05 Haziran 2017 Pazartesi günü sat 11.00’de gerçekleştirilen Haziran Ayı 3. Birleşim Toplantısı’nda gündem dışı söz alarak, “5 Haziran Dünya Çevre Günü ve Haftası”nı kutladı. Kırım, yaptığı konuşmasında; Kırklareli halkının doğanın korunması konusunda Kırklareli halkının sın derece hassas olduğunu ve aynı zamanda hiçbir Kırklarelili vatandaşın ülkenin enerji alanında dışa bağımlılığını da kabul etmeyeceğini çok iyi bildiğini söyledi.

Çatışmanın temel sebeplerini anlatan ve 5 Haziran’ın “Dünya Çevre Günü” olarak kabul edildiğini belirten Meclis Üyesi Gürcan Kırım, yaptığı konuşmasında; “1972 yılında Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı'nda alınan bir kararla 5 Haziran, Dünya Çevre Günü olarak kabul edildi. Her sene 5 Haziran'da çevre kirliliğine dikkat çekmek ve dünyada doğal hayatı ve doğal kaynakları korumaya yönelik alınması gereken önlemleri tartışmak adına etkinlikler düzenleniyor.İl Genel Meclisimizde 3 yıl başkanlığını yürütmüş olduğum Çevre ve Sağlık Komisyonu olarak, doğal varlıkların korunması,kirliliğin Önüne geçilmesi için hemen hemen her ay Meclisimize rapor sunduk ve komisyon çalışmalarıyla önemli somut çıktılar da elde ettik.Bu anlamda öncelikle, tüm İl Genel Meclisi arkadaşlarıma teşekkür ederken, sadece bizim yaptığımız yada yapacağımız çalışmalarla temel sorunun çözülemeyeceği, asıl çözüm yerinin Ankara ve vekalet verdiğimiz halkın temsilcilerinin olduğunuda ortaya koyduk.Merkezi idarenin ekonomik kalkınma niyetiyle, doğal varlıkların ikinci plana atılmasını üzülerek görmekte ve yaşamaktayız.Doğal varlıklar korunarak kalkınmanın sağlanabileceğini tüm Kırklareli Halkı gibi bizlerde,hepimiz biliyoruz.Sadece Meclis üyelerinin değil hiç bir vatandaşımızın, bırakın su kaynaklarının kuruması, çölleşme, bir gülün bile dalından koparılmasına rıza göstermeyecek hassasiyette olduğunu biliyorum.Bunu bildiğim gibide hiç bir meclis üyesinin ve vatandaşımızın enerji yatırımına karşı gelerek, ülkemizin dışa bağımlılığına rıza göstermeyecek olduğunuda biliyorum. Peki, o zaman çatışmanın temel nedeni nedir? Çatışmanın temel nedeni plansızlıktır. Daha fazla kar uğruna, yaşam alanlarımızın ve doğal varlıklarımızın deyim yerindeyse katledilmesidir. Yapılan planların onaylanmaması siyasi aktörlerin bir araya gelip, Kırklareli halkının talebini Ankara'ya anlatamamaları ve etkin olamamalarıdır. Kurumlar, karar vericiler, STK’lar vatandaşlar üzerine düşen sorumluğu yerine getirmiş, alt yapı çalışmaları tamamlanmıştır” dedi.

* “Çatışma giderilsin”

Kırklareli’nin 81 İl içerisinde Kültür Varlıkları Envanteri’ni Tamamlayan Tek İl olduğunu vurgulayan Gürcan Kırım; “Kırklareli 81 Vilayet için de kültür varlıklar envanterini tamamlamış tek ilimizdir. Kırklareli Türkiye’deki tüm iller arasında ilk defa Turizm Bölge Planını 16 kurumun katkısıyla 3 yıl suren çalışmayla 2012 yılında tamamlamıştır. Kırklareli 1/25.000 Çevre Düzeni Planları, mahkeme kararıyla ilk yola çıkış amacına uygun, çevre korumacı mantığına kavuşturulmuştur. Bunların dışında İğneada Longozları’nın RAMSAR kapsamına alınması, GEF II, Biyosfer Rezerv Alan Doğa Turizm Master planı, TR21 Trakya Bölgesi Turizm Master Planı (TMP),gibi pek çok plan hazırlanmıştır. Bu kadar emek, bu kadar zaman, bu kadar para harcanmış planlara rağmen2017 Türkiye Çevre Durum Raporu verilerine göre Kırklareli’nde bu güne kadar 87 ÇED dosyasına itiraz edilmiş, dava açılmış ve tamamı mevzuata ve hukuka haykırı bulunarak, itiraz yolu kapalı kalmak kaydıyla bilirkişiye gerek kalmadan kazanılmıştır. Görüldüğü üzere, Kırklareli'nde gerek karar vericiler, gerekkurumlar, gerekse STK’lar şu mesajı açıkça vermiştir. Ekonomik kalkınma önceliğimiz Tarım, Orman, Eko-turizm ve Doğal ve Kültür Varlıkları’nın korunmasıdır. Enerji sektörü ile eko-turizm sektem arasında ki çatışma giderilmelidir. Bu çatışma giderilmeden Kırklareli’nin doğal kaynaklarının korunması, eko turizm alanında ki kalkınma önceliği yerine enerji sektörü hızla ilerleyecek ve telafisi mümkün olmayan tahribatlar söz konusu olacaktır. Çatışmanın giderilmesiyle/Turizm Bölge Planı çerçevesinde tarım, orman ve turizm de koruma alanları belirlenerek. Eko-Turizm alanında beklemekte olan 52 yatırımcının önü açılmış olacak, bölge ve su kaynakları koruma altına alınmış, 15.000 kır tesisi ve 7.500 kişi için istihdam yaratılmış olacak. Bu da yıllık 400 milyon TL gelir sadece Kıyıköy ve İğneada bölgesi için öngörülen rakamlardır. Bölge planın onaylanmadığı durumda ise bölgemizde yapılan 65 tane hazırlanmış raporda tahribatın bu boyutta devam etmesi durumunda önümüzde ki 20 yıl içersinde sadece Kırklareli'nin değil, tüm Trakya’nıniçme suyu sıkıntısı yaşayacak. Eko-turizm yatırımcıları güvence talep ederken, herhangi bir güvenceye ihtiyaç duymayan enerji sektörü hızla yayılarak, tahribatlar artacak, eko-turizm yatırımının önünü kapatacaktır. Trakya bölgemizde çevre kirliliğine bağlı hastalıklar da hızla artacaktır. İlimiz Siyasi aktörleri klasik 5 Haziran çevre günü mesajlarının dışında, ilimiz ortak vizyonu için kazanımlarını bizlerle paylaşmak zorundadırlar. Yetki verdiklerimizden beklentilerimiz; bölge planı onaylanması, 1/25.000 Çevre Düzeni planlarında mahkeme kararına uygun revizyon çalışmalarının onaylanması, GEF II, Biyosfer Rezerv Alan Çalışmaları’nın onanması, İğneada Longozları’nın Ramsar kapsamına alınması, Trakya topraklarının tarımsal sit ilan edilmesi, Sağlık Bakanlığı tarafından bölgemizden toplanan kanser verilerinin açıklanması, tüm bu talepler gerçekleştiği anda ilimiz refahı sağlanmış, sağlıklı nesiller ve yaşanılabilir bir çevreye sahip olmuş oluruz ve “5 Haziran Dünya Çevre Günü” kutlamaları yapabiliriz” diye konuştu.