• Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri
Anasayfa
  • TEKNOLOJİ
  • Gündem
  • Kırklareli
  • Edirne
  • Tekirdağ
  • Ekonomi
  • Siyaset
  • Spor
  • Resmi İlanlar
  • Sağlık
  • Ara
A
Büyüt
A
Küçült
  1. Haberler
  2. Gündem
  3. "BM Barış Gücü askerlerinin KKTC'deki müdahalesi asla kabul edilebilir bir durum değildir"
Gündem
Yayınlanma: 22 Ağustos 2023 - 23:33

"BM Barış Gücü askerlerinin KKTC'deki müdahalesi asla kabul edilebilir bir durum değildir"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı

Gündem
22 Ağustos 2023 - 23:33
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
“BM Barış Gücü askerlerinin KKTC’deki müdahalesi asla kabul edilebilir bir durum değildir”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.

Toplantıda ele alınan konulara ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

“Aziz milletim, değerli basın mensupları; sizleri en kalbi duygularıma, hürmetle, muhabbetle selamlıyorum.

Sözlerimin hemen başında dün gece Yozgat’ın Sorgun ilçesinde meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybeden vatandaşlarıma Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyor, tüm yakınlarına başsağlığı temenni ediyorum.

Buradan bir kez daha canımızın yanmaması, ocaklara ateş düşmemesi için tüm sürücülerimizi trafik kurallarına uymaya davet ediyorum.

 “DÜNYA BARIŞINA KATKI SUNMANIN DERDİNDEYİZ”

Aziz milletim; Türkiye olarak bölgesel ve küresel krizlerde kimi zaman arabulucu, kimi zaman kolaylaştırıcı roller üstleniyoruz. Gerilim ve macera peşinde koşmadan çıkarlarımızı korumanın, dünya barışına katkı sunmanın derdindeyiz. Hep söylediğimiz gibi, bizim kimsenin toprağında, egemenliğinde, petrolünde, altınında, yer altı ve yer üstü kaynağında gözümüz yok. Binlerce yıllık tarihinde sömürgecilikle lekesi olmayan bir milletiz. Nasıl bir başkasının hakkına el uzatmıyorsak, ülkemizin ve milletimizin ve kardeşlerimizin hakkının yenilmesine de seyirci kalmıyoruz.

Geçen Cuma günü Birleşmiş Milletler Barış Gücü askerlerinin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin egemenlik alanındaki topraklara yönelik fiziki müdahalesi bizim açımızdan asla kabul edilebilir bir durum değildir. Pile Köyü’nde yaşayan Kıbrıs Türk’ünün kendi vatan topraklarını ulaşımını engellememek ne hukukidir, ne insanidir. Barış Gücü, gerek köylülere yönelik fiziki müdahalesi, gerekse müdahale sonrası yaptığı talihsiz açıklamalarla tarafsızlığına gölge düşürmüş, zaten yaralı olan itibarını daha da zedelemiştir.

“ADA’DAKİ EMRİVAKİLERE VE HUKUKSUZLUKLARA RIZA GÖSTERMEYECEĞİMİZ BİLİNMELİDİR”

Uluslararası hukukla bağdaşmayan bu tavırlar sebebiyle bölgede gerilim maalesef yeniden tırmanmıştır. Komşularımızla ilişkilerimizi karşılıklı olarak güçlendirmeye ve aramızdaki pürüzleri gidermeye çalıştığımız bir dönemde yapılan bu müdahaleyi kesinlikle iyi niyetli bulmuyoruz. Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nden beklenen, istikrarı bozucu davranışlar yerine isminin hakkını vererek Ada’daki tüm tarafların insani ihtiyaçlarının çözümüne katkı sunmasıdır. Garantör bir devlet olarak, ara bölge başta olmak üzere Ada’daki emrivakilere ve hukuksuzluklara rıza göstermeyeceğimiz bilinmelidir.

Kıbrıs Türk’ü kardeşlerimizi, Rum Kesiminin hak, hukuk tanımaz, sürekli tek taraflı taleplerini dayatan uzlaşmaz tavrıyla baş başa bırakmayacağız. Hayata geçirdiğimiz ve geçirmekte olduğumuz devasa projelerle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin uluslararası alanda hak ettiği yeri almasını temin edeceğiz. Bu doğrultuda attığımız önemli adımlar arasında 2015 yılında devreye aldığımız su temin projesiyle 20 Temmuz’da hizmete açtığımız Ercan Havalimanı’nın yeni terminal binası ve pistini sayabiliriz.

Aynı şekilde Türk Devletleri Teşkilatı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne geçen sene Kasım ayında Semerkand’da anayasal ismiyle kucak açtı, bunu Türk Devletleri Asamblesi Gözlemci Üyeliği izledi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde temsilcilikler açmaya hazırlanan ülkeler var.

Bu arada, Avrupa Birliği’nin bu gelişmelerle ilgili yaptığı açıklama çok ama çok talihsiz. Zira açıklamayı yapan komiser öncelikle Bürgenstock’ta bulunan halef-selef oldukları zat ile irtibata geçerse -tavsiye ederim- iyi olur. Mücadelemiz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin eşit egemenliği ve eşit uluslararası statüsü tüm dünya tarafından teyit edilene kadar sürecektir. Aynı şekilde güney sınırlarımızda hayata geçirilmeye çalışılan oldubittilere karşı da tavizsiz duruşumuzdan geri adım atmayacağız. Türkiye’nin tüm haklı itirazlarına rağmen terör örgütleriyle iş birliklerinden vazgeçmeyen sözde müttefiklerimize bu kararlılığımızı kabul ettirene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Ülkemizin meşru güvenlik kaygılarıyla derin tarihî ve insani ilişkileri temelinde yürüttüğümüz harekâtlarımıza her fırsatta yenilerini ekleyerek sınırlarımızın her karışını güvenli hâle getireceğiz.

“TÜM AFRİKA COĞRAFYASINDAKİ ÇALIŞMALARIMIZA DEVAM EDECEĞİZ”

Kuzey Afrika ve Afrika’daki dostlarımızla insani ilişkilerimizi ortak çıkarlar temelinde derinleştirmemizden rahatsız olanlar var bunları da iyi biliyoruz. Buna rağmen medeniyetimizin ve kültürümüzün bize gösterdiği istikamette tüm Afrika coğrafyasındaki çalışmalarımıza devam edeceğiz. Rusya-Ukrayna savaşının bitmesi, krizden her iki ülkenin de en az zararla çıkması için samimi gayret gösteren neredeyse tek devlet Türkiye’dir. Karadeniz girişiminden esir takasına kadar pek çok konudaki somut başarılarımızla bu samimi yaklaşımımızı ispatladığımıza inanıyorum. Önümüzdeki dönemde hem tahıl koridorunun tüm tarafların beklentilerini karşılayacak adil şartlarda yeniden açılması hem barış umutlarının filizlenmesi için daha çok çaba harcayacağız. Çünkü biz daha adil bir dünyanın mümkün olduğuna yürekten inanıyoruz.

Aziz milletim; Türkiye Ağustos ayını dünyanın pek çok bölgesini etkileyen ve iklim değişikliğiyle ilişkili hâle getiren yüksek hava sıcaklıklarıyla geçiriyor. Bazı şehirlerimizde 50 dereceyi bulan sıcaklıkların ölçülmesi meselenin vahametini ortaya koyması bakımından önemlidir. İklim değişikliği suretiyle sadece uzmanların tartıştığı bir mesele olmaktan çıkmış, artık günlük hayatımızın bir parçası hâline gelmiştir. Ülkemizin iklim değişikliğinin sebebi olarak gösterilen insan ürünü sorunlarda neredeyse hiçbir payı yoktur. Buna rağmen iklim değişikliğiyle mücadele çerçevesinde atılan uluslararası adımların tamamında yer aldık, taraf olduk, yükümlülüklerimizi harfiyen yerine getirdik, getiriyoruz.

“DAHA TEMİZ VE DAHA YEŞİL TÜRKİYE İÇİN ÇALIŞIYORUZ”

Paris İklim Anlaşmasına 2053 net sıfır emisyon ve yeşil kalkınma hedeflerimizle en önemli katkıyı veren ülkeler arasındayız. Sıfır atıktan yenilenebilir enerji projelerine, millet bahçelerinden orman varlığımızı artırmaya, atık su arıtmadan hava kalitesi ölçümüne kadar pek çok uygulamayla daha temiz ve daha yeşil Türkiye için çalışıyoruz. Yenilenebilir kurulu güç bakımından Avrupa beşincisi, dünya on ikincisiyiz. Buna rağmen küresel gelişmelerin olumsuz etkilerinden kendimizi izole edemediğimiz bir gerçektir.

İklim değişikliğinden savaşlara kadar pek çok faktör gıda arz güvenliğini tüm toplumlar için bir millî güvenlik meselesi hâline dönüştürmüştür. Topraklarının önemli bir kısmı Akdeniz havzasında yer alan ülkemiz için 2100 yılına kadar yapılan projeksiyonlar ortalama sıcakların yükseleceğine, sıcak hava dalgalarının yaygınlaşacağına, orman yangını risklerinin artacağına, yağışların düşeceğine, dengesiz yağışlar sebebiyle taşkınların çoğalacağına, velhasıl bugüne kadar alışık olmadığımız pek çok sorunla karşı karşıya kalacağımıza işaret etmektedir. Nitekim ilkbahardan yaza girerken yaşanan yoğun yağışların ardından gelen yüksek hava sıcaklıklarının etkileri ülkemizde tarımdan enerjiye pek çok alanda hissediliyor.

Dünyamızın ve insanlığın ortak geleceğini ilgilendiren bu hayati konuda hem kendi yükümlülüklerimizi yerine getirerek hem küresel düzeyde inisiyatif üstlenerek çalışmalarımıza devam edeceğiz. Önümüzdeki ay katılacağımız G-20 Zirvesi ve Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda bu hususları muhataplarımızla paylaşarak kendi vatandaşlarımıza ve tüm insanlığa karşı görevlerimizi yapacağız.

Diğer yandan, dünya ortalamalarına göre ciddi su stresi çeken bir ülke olarak elimizdeki kaynakları çok iyi kullanmak mecburiyetindeyiz. Son 21 yılda yaptığımız 479 milyar liralık yatırımla inşa ettiğimiz barajlar ve sulama tesisleri sayesinde ülkemizin kullanılabilir su kaynaklarının önemli bir kısmını en verimli şekilde değerlendirme imkânına kavuştur.

“SU TÜKETİMİNDE VERİMLİLİĞİ EN ÜST SEVİYEYE ÇIKARTACAK TEDBİRLER ALIYORUZ”

Hükûmetlerimiz döneminde inşa ettiğimiz 9585 tesis sayesinde baraj ve göletlerimizin depolama hacmini 50 milyar metreküpten 183 milyar metreküpe çıkardık. Sulanan alanları 21,7 milyon dekardan 70 milyon dekara yükselterek çiftçilerimizin gelirlerinde önemli artış sağladık. Tüm bunları da çevreci maskesiyle ülkemizin kazanımlarına saldıran marjinallerin engelleme girişimlerine rağmen başardık. Bugün geriye dönüp baktığımızda yaptığımız barajların inşaatlarını durdurmak için yürütülen kampanyaların gerisindeki sinsi niyetleri daha iyi anlıyoruz. Ancak artık tarımsal üretimde verimi yükseltmek için daha fazlasını yapmamız gereken bir döneme girdiğimiz açıktır. Kuraklıkla mücadele stratejisi ve eylem planımızı bu yıl yenileyerek yol haritamızı oluşturduk. Çiftçilerimizin de doğal afetlere karşı tarım sigortasını ve gelir koruma sigortasını ihmal etmeyerek yürüttüğümüz çalışmalara destek olmalarını bekliyoruz. Bir yandan tarımsal üretimi çeşitlendirmeye ve hasılayı artırmaya çalışırken, diğer yandan su tüketiminde verimliliği en üst seviyeye çıkartacak tedbirler alıyoruz. Topraksız tarım, dikey tarım gibi uygulamalarla, jeotermal ısıtmalı tarım ihtisas organize sanayileriyle, damla ve basınçlı sulama sistemleriyle bu doğrultu da yeni adımlar atıyoruz. Denize dökülen su kaynaklarımızı ekolojik dengeyi de gözeterek su potansiyeli yetersiz iç bölgelere aktarmaya yönelik projelerimiz sürüyor. Tarımsal sulama yanında bireysel tüketimi ve sanayide kullanılan su miktarını da azaltmamız şarttır. Bunun için kendi vatandaşlarımızla birlikte tüm insanlığı su tüketiminde tasarruflu davranmaya davet ediyorum.

İlginizi Çekebilir
Kırklareli'nde Yaz Aylarında Bisiklete Talep Patladı
Kırklareli'nde Yaz Aylarında Bisiklete Talep Patladı
Kırklareli Ziraat Odası'ndan Kritik Uyarı: 14 Temmuz Son Gün!
Kırklareli Ziraat Odası'ndan Kritik Uyarı: 14 Temmuz Son Gün!
Başhekim Atam'dan Toplum Ruh Sağlığı Merkezine Ziyaret
Başhekim Atam'dan Toplum Ruh Sağlığı Merkezine Ziyaret
Kırklareli Pazarlarında Yerli Badem Rüzgarı
Kırklareli Pazarlarında Yerli Badem Rüzgarı
Son Haberler
Kırklareli'nde Yaz Aylarında Bisiklete Talep Patladı
Kırklareli'nde Yaz Aylarında Bisiklete Talep Patladı
Kırklareli Ziraat Odası'ndan Kritik Uyarı: 14 Temmuz Son Gün!
Kırklareli Ziraat Odası'ndan Kritik Uyarı: 14 Temmuz Son Gün!
Başhekim Atam'dan Toplum Ruh Sağlığı Merkezine Ziyaret
Başhekim Atam'dan Toplum Ruh Sağlığı Merkezine Ziyaret
Kırklareli Pazarlarında Yerli Badem Rüzgarı
Kırklareli Pazarlarında Yerli Badem Rüzgarı
Lüleburgaz'da
Lüleburgaz'da "Paranoya" ile Açık Hava Film Keyfi Başladı
Bel Fıtığı Ameliyatı Gözünüzü Korkutmasın
Bel Fıtığı Ameliyatı Gözünüzü Korkutmasın

Ana Sayfa
TEKNOLOJİ
Gündem
Kırklareli
Edirne
Tekirdağ
Ekonomi
Siyaset
Spor
Resmi İlanlar
Sağlık
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Video Galeri
Biyografiler
Üye Paneli
Günün Haberleri
Arşiv
Gazete Arşivi
Hava Durumu
Gazete Manşetleri
Nöbetci Eczaneler
Namaz Vakitleri
  • Edirne
  • Ekonomi
  • Gündem
  • Kırklareli
  • Resmi İlanlar
  • Siyaset
  • Spor
  • Tekirdağ
  • Foto Galeri
  • Video Galeri
  • Köşe Yazarları
  • Biyografiler
  • Üye Paneli
  • Günün Haberleri
  • Arşiv
  • Gazete Arşivi
  • Hava Durumu
  • Gazete Manşetleri
  • Nöbetci Eczaneler
  • Namaz Vakitleri

  • Rss
  • Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

Sitemizde bulunan yazı , video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır.
İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.