Nizamettin Okutan Avrupa Birliğinin acınacak hâllerini saymakla bitmez dersek, abartmış sayılır mıyız acaba diye de düşünmedim değil. Düşündüm. Ama, maalesef saymakla bitmiyor.Size sadece son günlerde yaşanan üç olayı hatırlatsam bana hak verirsiniz diye düşünüyorum.Dikkatinizi çekerim; komik hâlleri demiyorum. Aksine gülünç hâlleri diyorum. Zira bir şeyin komik olması ile gülünç olması hâlinde gerçekten de önemli bir fark vardır. Komik durumlara insanlar gülerler ama, sempati ile de bakarlar. Gülünç durumlara ise öfke ile bakarlar. Çünkü, bu durumdaki kişinin böyle bir yapması doğru değildir. Onun için diyorum ki, Avrupa Birliği gülünç oluyor.Önce şu mülteci politikasını ele alalım. Avrupa Birliği ülkeleri Akdeniz’de binlerce mültecinin denizde boğulmasına karşı doğru dürüst bir tedbir almadığı gibi, Akdeniz’de boğulmakta olan mültecileri kurtaran gemileri “insan kaçırma” suçuyla suçlamaya başladı.Yunanistan’ın ise mülteciler konusundaki notu neredeyse sıfır. Başka bir not verilemediği için sıfır bile fazla geliyor. Geçen hafta Midilli adasındaki Moriamülteci kampında bir yangın çıktı. 12.500 mültecinin ne kalacak yeri kaldı ne de gidecek. Yiyecek ve su sıkıntısının hemen giderileceğini düşünüyorsanız, aksine Yunanistan yöneticileri bu kişilere yardım eden kuruluşların çalışmalarını engelledi.Zaten kampın nasıl yandığı da şüpheli bir durum arzediyor. Daha bir ay önce, kampta açılan Kovid-19 teşhis ve tedavi merkezi sadece 15 günlük bir hizmetten sonra kapatılmıştı. Üstelik bu merkezi Yunanistan hükümeti değil Sınır Tanımayan Doktorlar gibi sivil toplum kuruluşları kurmuştu. Ne var ki, Yunanistan bu merkezin kapatılması için elinden gelen engellemeyi yaptı.Ege denizinde botlarına kurşun sıkılan mültecilerde ve Trakya’da soyulup soğana çevrilen para ve telefonlarına el konularak Türkiye’ye zorla gönderilenlerden bahsetmiyoruz bileGeçen Hafta Almanya’nın,bizdeki AFAD gibi hizmet veren ve adı Teknik Yardım kuruluşu (TechnischesHilfswerk) bu kamplara su götürmek üzere Almanya Mülteciler İdaresi adına su kuyusu ve suyun kampa getirilmesi işini yüklenmiş. Daha doğrusu, Alman hükümetinin verdiği paranın karşılığında bir şey yapılmadığını gören Alman hükümetine Yunanistan, “su borularını bağlamakta zorlanıyoruz” cevabını verince kendi yardım kuruluşunu işi bitirmeye göndermiş. Ama o da ne?Kuyuların yeri gizli olduğu için, kuyulara ulaşılamıyor. Kuyulardan çıkan boruların ağızları tıkanık olduğu için de su akmıyor. Diyeceksiniz ki, borularım ağzını açsınlar, su aksın. Yooook öyle şey. Boruların ağzı siyasal emirle tıkalı olduğu için açılamıyor.Alman hükümeti bu durum karşısında Yunanistan’a ne dedi dersiniz? “Aman ha medya bunu duymasın.”12.500 kişilik kamptan Almanya insanlık ölmedi diye göstermek için kimsesiz yaklaşık 500 çocuk alacak. Ülkede yapılan tartışma sonunda bunu şimdi 1500’e çıkarmışlar.Bir başka konu. Rus muhalif AlekseyNavalniy’in zehirlenmesi mesele. Almanya o duruma geldi ki, uğruna neredeyse Avrupa’ya Rusya’dan gelecek olan gazı getiren Kuzey Akımı projesini durdurmak ve daha başka yaptırımlar uygulamak istiyor. Sadece Putin bir muhalifi zehirledi diye. Ama bunu da yüzüne gözüne bulaştırdı. Rusya, Navalniy’nin örneklerini kendisine verilmesini isteyince, bunu kabullenmedi. Rusya bu sefer işi medya yoluyla, kullanmasını bildi. “Navalniy’i Putin öldürtse Rusya’da öldürtürdü. Size göndermezdi. Ama, Noviçok isimli zehir, aslında sadece Rusya’da değil Alman istihbaratında da var.” diye ortalığı karıştırdı.Fakat bu Almanya, Mısır’da hapishanede zehirlenerek öldürülen Abdullah Mursi’nin durumunu resmen hiç gündemine almadığı gibi, medyada dahi olaya yer verilmedi.Bu Almanya’da hükümet ve medya her gün Türkiye’nin korona virüs ile mücadelesi ile dalga geçiyor. Şöyle ki: “Türkiye Erdoğan idaresinde olduğu için ekonomiyi çökertti. Bakın Mart-Temmuz arasında ekonomisi daraldı.” İfadelerini her ekonomi sayfasında onlarca bulabilirsiniz. Ama bu Almanya medyasında ve hükümetin gündeminde Mart ayı başında hastanede Kovid-19 vakasını Sağlık Bakanlığına bildiren Mısırlı doktorun, halkı paniğe sevketmek suçundan mesleğinden uzaklaştırılıp hapse atıldığını bulamazsınız.Siz olsanız Avrupa birliğinin bu hâline ne dersiniz. Yunanistan bu birlik ile niye dalga geçmesin ki?
Köşe Yazıları
Yayınlanma: 17 Eylül 2020 - 11:02
Avrupa'nın Gülünç Hâlleri
Nizamettin Okutan Avrupa Birliğinin acınacak hâllerini saymakla bitmez dersek, abartmış sayılır mıyız acaba diye de düşünmedim değil
Köşe Yazıları
17 Eylül 2020 - 11:02
İlginizi Çekebilir