Nizamettin Okutan Modern insanın açmazlarından birisi de, eskiyi övdüğüp hayıflandığında, o övdüğü şeylerden uzaklaşamayı marifet saymasıdır. Gelmek istediğim şey "Aah o eski bayramlar" deyip de hiç bir zaman yeni bayralarımızı o eski bayramlara benzetme ihtyacı da duymayışımızdır. Yani önümüzdeki Kurban Bayramına bakışımızdır.Hep sormuşumdur: Özlediğimiz o eski bayramları şimdi niye yaşayamıyoruz diye. Yahu biz, aynıyız, etrafımız aynı, yaşadığımız yer aynı? Değişen nedir ki, eskiden bayramlar bugün bile özlemle andığımız gibi oluyordu da şimdi öyle olamıyor?Soruların cevabını bana bırakmayın. Çünkü bu soruların cevabı hepimizin ortak cevabıdır. Zira, bayramlar bütün bir toplumu etkileyen çok özel günlerdir. Bunun dinî olanı var, millî olanı var, yerel olanı var. Kurban Bayramı ise İslam dininin en önemli iki bayramından birisi.Çocukluğumuzun bayramı bugün elbette ki yok. Bana göre aynı olması da şart değil. Ama bayramların ruhu hep aynı kalmalı. Aradığımız o eski bayramlarda şimdilerde asıl aradığımız şey nedir ki? sorusuna yeniden dönersek, bana göre bunun iki boyutu var.Birinci boyutu din ve dini yaşama idrak ve anlayışımızdır. Din artık bizi fazla yönlendiremiyor, hayatımızı şekillendiremiyor. Kurban Bayramı elbette ki, dinî bir bayram olarak dinî bir vazifenin yerine getirildiği, namaz, kurban ve teşrik tekbirleri ile idrak edildiği, yüzden gülümsemenin, kalpten selamın eksik olmadığı sevinç, sürûr ve heyecan günleridir. Bu günleri neşe içinde geçirmek, bizim vazifemizdir. Büyük küçük, önce en yakın akrabalar, komşular, dostlar ve tanıdık tanımadık herkesin hâlini hatırını sormak, onların ihtiyaçlarını görmek bayramın en önemli özelliğidir.Eskiden bunu heyecanla gerçekleştiribiliyorsak, şimdi de gerçekleştirebiliriz. Ama dediğim gibi, biz şimdi işin hakikaten dinî boyutunu unuttuk. Çünkü din bize "Kardeşinin yüzüne gülümsemen bir sadakadır." diye emredip, bunun dahi ibadet olduğunu bildirirken, biz şimdi, bayramları sadece kendi kendimize geçirebileceğimiz tatil fırsatı olarak görmeye başladık. İşte bunun içindir ki o eski bayramlar olmayacak. Olma imkanı da yok.İkinci boyutu ise, eğer bizim bugünkü bayramlarımız, bizler eskilerle aynı ruhu taşısaydık, bayramı aynı zihniyetle idrak etseydik bile aynı olmayacaktır. Zira, bayramlar hep yenilenecektir. Yenilenmelidir daha doğrusu. Bayramın bayram olma ruhundan uzaklaşmadan, her yeni nesil kendi toplumsal dayanışmasını, toplumsal sorumluluğunu yüklenecek şekilde bayramarını kutlarsa, işte o zaman, yeni bayramlar bize eski bayramları aratmayacaktır.Baksanıza, eskiden de arefe günü sabahindan itibaren teşrik tekbirleri getiriyoruz, Bayram günü kuşluk vakti camiye gidip hep beraber Bayram namazı kılıyoruz. Geliyoruz, Kurbanımızı kesiyoruz. Bir kısmını kendimize bir kısmını da ihtiyaç sahiplerine dağıtıyoruz. Hatta tamamen gerek Türkiye'de gerekse Türkiye dışında ihtiyaç sahiplerine gönderiyoruz.Biliyorsunuz, bunları eskiler de yapıyordu, şimdi biz de yapıyoruz. Ama o eski bayramları aramaktan da durmuyoruz. Çünkü şu anda idrak ettiğimiz bayram, giderek bayramlıktan çıkıyor da onun için.Onun için diyorum ki, eski bayramlar bir daha gelmeyecek olsa da, biz yeni bayramlara yelken açabiliriz.Kurban Bayramınız mübarek olsun.
Köşe Yazıları
Yayınlanma: 19 Temmuz 2021 - 10:55
Yeni Bayramlar Niye Eski Bayramlar Gibi Olsun ki?
Nizamettin Okutan Modern insanın açmazlarından birisi de, eskiyi övdüğüp hayıflandığında, o övdüğü şeylerden uzaklaşamayı marifet saymasıdır
Köşe Yazıları
19 Temmuz 2021 - 10:55
İlginizi Çekebilir