DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
Teknoloji ve İnsan
YAŞAM FİLOZOFU
Miray Kara
Geçenlerde bir pastahaneye gittim. Kurupasta yemek için sipariş verdim. Yan tarafımda ve karşımda bayanlar oturuyordu. Kucaklarında da çocukları, onların ellerinde de büyük büyük aletler. Baştan oyuncak sandım, meğerse onlar telefonmuş. Anneler sırf çocuklarından kurtulmak amacıyla ellerine birer telefon vermişler yemek yiyorlar. Halbuki bu bir çocuğa yapılacak en büyük kötülüktür. Herkesin kullanabileceği aletler küçük çocukların beynini tek düze çalıştırıyor. Böyle olan bir çocuk agresif, odak sorunu olan bir bireye dönüşüyor. Aslında ülkemizde matematiğin kötü olmasının sebeplerinden biri budur. “Odak sorunu” denilen bir hastalık ya sürekli aynı işi yapmaktan ya da çok fazla işi art arda yapmaktan doğuyor. Aynı işi devamlı yapan biri farklı yollar aramayı unutuyor. Böylece sorulan soruya odaklanamıyor. Fazla işi art arda yapan kişinin ise beyni zaten allak bullak. Konsantrasyonu bozulmuş durumda. Bunu çözmenin yolu ise beyni sürekli aktif tutmak.
Peki, bunu nasıl başarabiliriz?
Gün içinde beynin hem sözel zekasını hem de sayısal zekasını çalıştırmak gerek. Mesela sabah kalktığımızda basit matematik işlemleri yapabilirsiniz. Hemen ardından da kısa kısa okuma parçalarıyla kendinizi günlük eleştiriye açabilirsiniz.
Günlük eleştiri ne demek?
Günlük eleştiri, insanın toplumsal konular hakkında yorum yapmasıdır. Mesela bir komşunuz gelip size derdini anlattığın da o dert bir toplumsal konudur. Siz de buna eleştiri yapmak zorundasınızdır. İşte bunu sağlıklı yapabilmek için öncelikle konuya odaklanmış olmanız gerekir. Anlatılan bir konu her ne kadar dikkatinizi çekmese de o kişiyi dinlemek zorundasınızdır.
Böyle olduğu zaman kendi kendime söylediğim bir cümle var. Onu sizlerle paylaşmak istiyorum. Karşımda ki tam anlattığı olayın derinliklerine varıyor, o sırada içime bir sıkıntı ve bıkkınlık hissi geliyor. İşte tam o anda diyorum ki; “Unutma karşındakini ne kadar dinlersen o kadar dinlenirsin!”
Bu sözü söyledikten sonra önemsenmek için önemsiyorum. Saygı duyulmak için saygı duyuyorum, ama bunu yaparken çok içten ve samimiyim. Çünkü uyduruk bir samimiyet kişiye mutluluk vermez. Sizde deneyin insan kendini daha huzurlu hissediyor.
Sahi şunu da eklemek istiyorum. İnsanların birbirine ruhsuzca mesaj atmasına bir anlam veremiyorum. Bence insanlar birbirine mektup yazmalı, evet eski bir adet ama olsun arada nostalji yapmak gerekiyor.
Mesela ben bugün bir sevdiğime mektup yazdım, yarın postaya vereceğim. Yazarken kendimi o kadar çok mutlu hissettim ki, haydi sizde bu hissi yaşayın. Bende sanal alemde sosyal olunmaz diyenlerdenim.
Sağlıcakla kalın.
Yorumlar (Yorum Yapılmamış)
Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.