Karl Marks teorisini yazmasa, Lenin uygulamasa idi Rusya da ihtilal olmazdı. 1916’da başlayıp 1917’de sona eren Komünist İhtilali’nin sebebi Çarlık Yönetimi’dir. Çarlık Yönetimi çalışan üreten kesime uyguladığı totaliter yönetim isyana sebep oldu. Bu bir kalkışma aynı zamanda ihtilaldir. Darbe değildir. Arkasına halkın desteğini almıştır. Uzun süren Halk Ayaklanması’nın Çarlık İdaresi tarafından bastırılamamasının sebebi biz Türkleriz. 1915’te Çarlık Rusya’ya silah ve mühimmat yardımı için yola çıkan o zamanın ABD’si İngiltere’ydi. Yardıma giden donanma Çanakkale’de hezimete uğramış ve Rusya’ya yardım götürememiştir. Kısaca Komünist Rusya’ya ilk kıyağı biz Türkler yaparak Rusların ilk dostu olduk. Bu dostluğun karşılığını Mustafa Kemal önderliğinde yapılan yeni bir Halk Ayaklanması olan İstiklal Mücadelesi’nde aldık. Eğer Rus Desteği olmasaydı Kurtuluş Mücadelesi’nde netice alınmazdı. Anadolu topraklarında yüzyıllardır yabancı emrine girmeden hür yaşamaya alışmış Türkler topraklarının parçalanmasına hürriyetlerinin kısıtlandırılmasına karşı mücadelesinde Orta Asya Türkleriyle Rusya’nın maddi desteği alınarak başarı sağlanmıştır.

Kurtuluş Mücadelesi sonucu istiklalini koruyan (Özgürlük) halkımızın kurduğu Cumhuriyet İdaresi’nin yapılanması ne Kapitalist, ne Faşist, ne de Komünist idi. Bütün bu sayılan idarelerin iyi tarafları alınmış karma ekonomik model kabul edilmiştir. Osmanlının çöküşünü engelleyemeyen elit kesim bilhassa Silahlı Kuvvetler ve komutanları kurtuluş mücadelesinde devleşmiştir. Bu devleşmeyi sağlayan lider Mustafa Kemal Atatürk’tür. Öyle bir yönetim modeli kurmuş öyle bir devlet temeli atmış ki bugün ülke yönetiminde olan ve onun pek sevmeyen iktidar bile en sonunda Atatürk’ün önemini kavramış görünmektedir.

* Gerçek Emperyalist Güç ABD’dir

Dünya liderliğini 2. Dünya Savaşı’nda elde eden ABD daha evvelki lider İngiltere’nin yolundan gitmedi. Ülkeleri işgal yoluyla sömüren ve sömürge imparatorluğu haline gelen İngiltere sonunda imparatorluğu idare edemez hale geldi. İngiltere’nin yerine geçen ABD dünyayı sömürmede işgal yerine parasını yani ekonomik gücünü devreye sokmuştur. Dünyayı ekonomik olarak sömürmede silahlı gücünü ikinci plana atmıştır. Bu yöntem ile sömürme ekonomik değerde olan yeraltı ve yerüstü zenginliklere sahip olan devletler iç karışıklıklar ve darbeler ile ayrıştırılmış ve yönetilemez hale getirilmiştir. Bu anlattıklarım Vietnam, Afganistan ilk örnek, Orta Doğu’da Irak, Suriye, Libya, Mısır son örnektir. Bu metot ile ülkemizi yönetilemez hale getirmek ve parçalamak için yerli işbirlikçilerini kullanmak istedi ama olmadı. Türk Milleti, Türk Halkı bir doğulu, bir Orta Doğulu değildi. Cumhuriyetin temelleri sağlam atılmış idi. Türk Milleti büyük bir olgunlukla bir iç savaşa girmemiş ve sağduyu ile hareket etmiştir. 1945’ten sonra Sovyet Rusya bir tehdit, komünizm bir tehdit olarak kasıtlı gösterilmiştir. Komünist tehdide karşı bilerek isteyerek kasıtlı dincilik, mezhepçilik, cemaatçilik teşvik edilmiştir. Esas tehlike solculuğun olmadığı komünizmin olmadığı yaşadıklarımız bize göstermektedir.