Keşan Kent Konseyi Başkanı Dr. Uğur Özdağlı, susuzluk sorununa dikkat çekerek, kurak yazlar, iklim krizi ve kontrolsüz büyüyen kentlerin gelecekte en büyük tehdit haline geldiğini söyledi. Özdağlı, yıllardır yapılan yanlış uygulamaların bugünkü krizi hazırladığını vurguladı.
Doğanın Tahribatı Susuzluğu Derinleştiriyor
Ormanların, tarım arazilerinin ve kıyıların inşaat uğruna talan edildiğini hatırlatan Özdağlı, “Doğayla mücadele edilmez, doğayla uyum içinde yaşanır” sözlerini yineledi. Tarım alanlarına RES ve GES kurulmasının, madencilikte tonlarca temiz suyun tüketilmesinin büyük bir çevre felaketi yarattığını belirtti.
Meriç Nehri ve Bölgesel Su Sorunu
Trakya’daki sanayi tesislerinin su ihtiyacını karşılamak için Meriç Nehri’nden baraj ve istasyonlarla su aktarılmasının planlandığını aktaran Özdağlı, buna rağmen Çakmak ve Hamzadere barajlarının hâlâ yeterli depolamayı yapamadığını ifade etti. Edirne ve çevresinde tarımsal üretimde tuzlu su tehlikesine dikkat çekti.
Tarım Politikaları Yeniden Şekillenmeli
Kent Konseyi Başkanı, yanlış tarım politikalarının küçük üreticiyi yok ettiğini, toprakların büyük sermayeye bırakıldığını söyledi. Zeytinliklerin, tarım arazilerinin “stratejik yatırım” bahanesiyle talan edilmesine tepki gösteren Özdağlı, köylünün kendi toprağında işçiye dönüştürüldüğünü kaydetti.
Sürdürülebilir Çözümler Ortada
Özdağlı, su krizine karşı çözüm önerilerini sıralayarak, “Açık sulama yerine damla sulama yaygınlaştırılmalı, yağmur suları göletlerde toplanmalı, deniz suyundan içme suyu elde etmek için arıtma tesisleri kurulmalı. Tarım yeniden planlanmalı ve köylerde üretim çeşitliliği sağlanmalı” dedi.
Su Hayattır, Alternatifi Yok
“Petrolün alternatifi var, elektriğin alternatifi var ama suyun alternatifi yok” diyen Dr. Uğur Özdağlı, alınacak bilimsel kararların gelecekte kuraklığı önleyeceğini vurguladı. Özdağlı, “Bugün adım atmazsak halk kendi toprağında hem susuz hem aç kalacak. Suyu koruyabilirsek bu toprakların efendisi olmaya devam ederiz” ifadelerini kullandı.
Haber Merkezi