Her Telden

 

KUDÜS, İSRAİL VE 1 HAZİRAN

 

Ahmet Kemal Bakir

 

Bugünlerdemedyada değişik gündemler görebilirsiniz. Dünya medyası daha çok Covid-19 salgınını, ilaç çalışmalarını,  “Terör Devleti” olarak tarihe geçmeyi hak eden ve sözde güçlü İsrail Devleti’nin Müslümanların ilk kıblesi Mescid-iAksa’da dua eden silahsız, savunmasız insanlara silahlarla saldırmasını, ardından Gazze’ye bombardıman yapan,  yakıp, yıkan İsrail’in aslında korku içinde olduğunu, acizliğinikonuşurken, Ülkemizde Süleyman Soylu ile Sedat Peker’edair tartışmalar sanki gündemi daha çok meşgul eder gibi gözükmekte. Halbuki; vatandaşın gündemi ulusal ve uluslararası medyadaki gündemlerden çok daha farklı gibi… Hayatın içinden, gerçeklerle yüzleşen halkımız, Pandemi kısıtlamaları sonrası ne zaman normalleşeceğimizi merakla ve sabırla beklemekte. ÇÜNKÜ; SIKILDIK, DARALDIK VE ARTIK NORMALLEŞME İSTİYORUZ.

A.B.D’nin Texas, Missipi eyaletleri tüm yasakları kaldırdı. Avrupa Birliği yasakları kaldırmaya başlıyor. Türkiye ise, 1 Haziran 2021 tarihinde yasakları kaldırarak normalleşme sürecine girileceğini duyurdu.

Öte yandan; Dünyada psikolojik bir savaş olduğu da şüphe götürmez bir gerçek… Covid-19 sonrası üretilen ilaçlardan kimlerin servetine servet kattığı ise, ayrı bir tartışma konusu… Gizli savaşta Çin, her alanda tek galip gibi gözüküyor; aldı başını gidiyor. FBI’ın aradığı 2 Çin asıllı Amerikalı casusu kanalıyla covid-19 ve ilaç bilgilerini elde etmeyi başaran Çin Halk Cumhuriyeti,  diğer ülkelerden önce çok sayıda ülkeye yüklü miktarda ilaç satarak aşı pazarında en büyük pastayı kapmayı ve salgını en erken kontrol etmeyi başardı; ekonomisini yükselişe geçirdi ve hastalığa yakalanma oranını düşürdü.  Bill Gates, Rockfeller, George Soros gibilerinin içinde bulunduğu virüs lobisi ile Amerika Birleşik Devletleri ise, dağılma sürecinden kurtulamayacak gibi gözüküyor.

Bu arada “Covid-19’a karşı ilaç bulduk.” diyen Kırklarelili Prof. Dr. Ercüment Ovalı ve geliştirdiğini iddia ettiği “Dornaz Alfa” adlı ilaç hakkında bir şey duyan oldu mu? Neredesin Ercüment Ovalı Hoca? Hani ilaç çalışmanız ne oldu?Yoksa, başka ülkeye satıldığı iddiaları gerçek mi?

Gelin biraz da gerçeklere dönelim… Esnaf ve vatandaş 1 Haziran tarihini özlemle bekliyor. Çünkü; esnaf ve halkımızın kısıtlanan özgürlükler ve ekonomik sıkıntıların artması nedeniyle psikolojisi iyice değişti. Bu sebeple bir süre esnafımızın da sesi olalım istedim. Geçenlerde yolum, Kırklareli Merkez Bademlik Mahallesinde Bademlik Camii’ni 250 metre geçince sağda, yeni açılmasına rağmen halkımızın çok beğendiği, ancak, Pandemi sebebiyle kapalı olan OLİMPİYAT HALI SAHA Tesisi’ne düştü…

1 Haziran tarihini ümitle bekleyen işyerlerinden birisi de Olimpiyat Halı Saha. Hem kendileri hem de halkımız için açılışa yönelik hazırlıklarını sürdürmekteydiler. Bir kamu kurumundan emekli olan Mehmet Arslan ve Muharrem Kırbıyık ikilisi, “ Emekli olduk, dinlenme zamanı” demek yerine, çalışmaya, risk almaya, hem kendi ekonomilerine hem de Kırklareli ve Ülke ekonomisine katkı yapmaya, halkımıza iyi bir hizmet vermeye karar vermişler. Tesis yetkilileri, “Pandemi ve kapanmaya rağmen durmak yok; 1 Haziran’a hazır hale gelip, yine spor yapan insanlarımızı tesislerimize bekliyoruz” diyorlar. Adını çok duymuştum; ama,önceden bu tesisi görmek hiç nasip olmamıştı. “Nasıl bir yer?” diye merak edip, Tesisi gezmek istedim.

Kırklareli Olimpiyat Hala Saha Tesisi gerçekten çok ferah, güzel bir tesis.  Devasa 20 adet gece aydınlatması,  skorları yazan sesli ve görüntülü skor tabelası, FİFA kokartlı halılarla kaplı halı saha zemini, yaz aylarında buharla serinletme sistemi, kafeterya, 4 ayrı soyunma odası, soyunma odalarında ayrı ayrı 3’er duş, 90 m2 ‘lik geniş bir seyirci alanı, 1400 m2 halı saha, toplamda 2600 m2’lik büyük bir alana kurulu son derece ferah bir tesis ile karşılaştım. Üstelik Tesis önündeki 800 m2’lik alana da yeşil alan, park-bahçe düzenlemesi yaparak Bağdemlik halkına ayrı bir dinlenme alanı oluşturulacağını öğrendiğimde ayrıca memnun oldum. Hem sportif hem çevreci işletme sahiplerini yürekten kutlarım.

Diğer taraftan, Beşiktaş Futbol Okulu’nun çalışmalarını Olimpiyat Halı Saha Tesisi’nde yaptığını, yetenekli futbolcuları burada seçtiklerini, İlimizdeki gençlerin bu tesiste eğitim aldıklarını öğrendim. Ayrıca; Kırklareli Doğuş Spor Kulübü’nün antrenmanlarını Olimpiyat Halı Saha Tesisleri’nde gerçekleştirdiğini öğrendiğimde; Halı sahaların çocuklarımızı, gençlerimizi kötü alışkanlıklardan uzaklaştırmakta ve faydalı bireyler haline getirmekte ne kadar önemli olduğunu konuştuk. Bir ara, İşletme yetkilileri ile Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal’in “Sağlam Kafa Sağlam Vücutta Bulunur.”sözünü hepimizin hatırlamamız gerektiğini ve hem gençleri hem de her yaştan kendisini genç hissedenleri spor yapmaya teşvik etmemiz gerektiğine değindik. Çünkü,Pandemi öncesi, esnası ve sonrasında kendimizi iyi hissetmenin ve normalleşmenin en iyi yollarından birisi spor…

Devlet terbiyesinden gelen işletmeciler, kısıtlama kararlarına uymakla birlikte spor salonlarının açıldığı zamanlarda halı sahaların kapalı tutulmalarını anlayamadıklarını ifade edince kendilerine hak verdim. Halbuki, Texas Üniversitesi’nin yaptığı araştırmalarda, özellikle açık alanlarda yapılan spor müsabakalarında Covid-19 ve benzeri virüslerin insanlara bulaşma riskinin düşük olduğunu öğrendim. İşletme yetkilileri spor yapmanın bağışıklığı, ruhsal ve fiziki yapıyı güçlendirdiğini ve bu sebeple açık hava etkinliğinden ibaret olan halı saha aktivitelerinin kısıtlanmaması gerektiğini düşündüklerini belirttiler. Son derece şevkle 1 Haziran 2021 normalleşme tarihine hazırlıklarını sürdüren işletme sahiplerinin son sözleri ise “ En kısa sürede işletmemizi halkımızın ve futbolseverlerin hizmetine açmayı bekliyoruz.” oldu.

Olimpiyat Halı Saha Tesisi’ndeİki şey dikkatimi çekmişti. 1) İsrail, Kudüs, Süleyman Soylu, Sedat Peker, seçimler gibi konular esnafımızın pek gündeminde değil. Esnafımızın gündemi, hayatta var olmaya ve faaliyetlerine devam edebilmek 2) Olimpiyat Halı Saha Tesisleri yetkilileri neredeyse hiç şikayette bulunmayan pozitif tavırlarıyla morallerini hep yüksek tutmaya çalışmışlar ve bu sayede ayakta durabilmeyi başarabilmişler. Şikayet etmek yerine, moral ve sabırlarını gözlemlemek bana da enerji verdi. Darısı tüm esnafımızın başına… 1 Haziran’dan itibaren halkımızın ve esnafımızın ferahlaması ve yeniden kısıtlamalara gidilmemesi temennisiyle…