• Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri
Anasayfa
  • TEKNOLOJİ
  • Gündem
  • Kırklareli
  • Edirne
  • Tekirdağ
  • Ekonomi
  • Siyaset
  • Spor
  • Resmi İlanlar
  • Sağlık
  • Ara
A
Büyüt
A
Küçült
  1. Haberler
  2. Köşe Yazıları
  3. Gençlikte Taş Taşı İhtiyarlıkta Ye Aşı: İnanç ve İstek
Köşe Yazıları
Yayınlanma: 15 Ekim 2016 - 10:01

Gençlikte Taş Taşı İhtiyarlıkta Ye Aşı: İnanç ve İstek

YAŞAM FİLOZOFU Miray Kara Saç siyah iken güzeldir, baharda çiçek zamanı kadar açar

Köşe Yazıları
15 Ekim 2016 - 10:01
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Gençlikte Taş Taşı İhtiyarlıkta Ye Aşı: İnanç ve İstek
YAŞAM FİLOZOFU

Miray Kara

Saç siyah iken güzeldir, baharda çiçek zamanı kadar açar. Güz olabildiği kadar yağmurludur, kış olabildiği kadar sert. Her şeyin bir zamanı vardır ve her şey zamanında güzeldir. Gençlik bir toz bulutu kadar hafif ve bir meltemin nazlı esintisine kapılacak kadar da küçüktür. Peki ya ondan sonrası? Geçici hevesi kim buldu zannediyorsunuz? Gençler asla anlamaz, yaşlandıktan sonra anlar insan her şeyi. Bitmişliğin içinde tükenmişliğin acısı yoklar onu. Göz hep açılır, kapanır. Değişen ise çizgilerdir.

Tutumluluk nedir? İnsan niye bazı şeyleri önemser? Ya da niye “önemsemek” kelimesi çıkmıştır? Tecrübeler insana bir yük değildir, ders çıkarabilenedir sefası. Karınca zamanında çalışabildiği kadar toktur. Tutumluluk keskin bir kılıçtır kimi onu tutar, kimi de onun sivri bedeninde savrulur, gider. Nice büyük devlet adamları tutumluluk sayesinde istedikleri konuma ulaşmıştır. Tutumluluğun temel noktası “azim ve karardır.” Onlar zamandan tasarruf yapan insanlardır. Onlar bunu yaparken eğlenmediklerini sakın zannetmeyin. Gençliklerinde türlü zorluklarla kimi gazete satmıştır, kimi küçük yaşta evlenmek zorunda kalmış ve hane geçindirmiş, kimi ayakkabı boyamış, kimi ışıklar söndüğünde dışarıda gürlercesine yağmur yağarken ayağına bir çift ayakkabı giymeden dışarıya çıkıp sokak lambasında ders çalışmış, kimi eşya mağazalarında çalışarak birikim yapmış, kimi dağlık bölgelerde okullarına gelebilmek için tipi de ve aşağıdaki uçuruma aldanmadan sırf çalışıp evine ekmek parası getirebilmek için türlü mücadeleler vermiş, kimi bulaşıkçılık yapmış ama hiçbiri yan gelip yatmamış. Bazı çocuklar vardır, aileleri çalışıp kazandıktan sonra mal, mülk hepsi onlara kalır, hiçbir şeyin zorluğunu görmeden her şeye konarlar. Cefasını çekmeyen kişi o zorluğun iyi yönlerinin kıymetini bilemez, har vurup harman savurur.  Ayrıca tutumluluk çok yönlü bir kavramdır. Yiyecekte, içecekte, giyimde, zamanda, sohbette, parada, sevgide ve daha sayamadığım her yerde “tutumluluk” ifadesi gizli de olsa hayatın her bir parçasında mutlaka rastlayabiliriz. Düşünün, gençken çok gezdiniz ama hiçbir yerden desteğiniz yok. Yani emekli değilsiniz ve yaşlandığınızda hasta düştünüz. Gençken çalıştığımdan dolayı hasta olmayı yeğlerim.

Şöyle bir düşünüyorum, acaba aileden kimi örnek versem diye. Geçenlerde babamın rahmetli dedesine konu gitti. Bende bu güzel ve öğretici konuya kulak verdim. Hacı dede genç iken ailesinin pek durumu yokmuş. Bu yüzden çok kıymet bilen biriymiş. Herkese karşı iyi, dürüst ve eli açıkmış. Şöyle bir boş araziye bakmış. Hayal edin, boş bir arazidesiniz. Elinizde hiçbir şeyiniz ve hayatın çıplaklığıyla yüz yüzesiniz. İki göz bir eviniz var. Ha yıkıldı ha yıkılacak. Hiçbir şey için zamanınız yok. Bu öğün yemeğiniz var, akşama olması meçhul. Daha sonra bakmış ve sanki içinden bir şeyler yırtınıyormuş. Ama sakın içinden bir şeyler eksildiğini zannetmeyin. Tam aksine fazlalaşıyormuş. Hiçbir tahsili yok, elinde sadece bir çapa varmış. Onu ona babası veya bir yakını vermemiş. O kendisi almasını bilmiş. Sonra boş araziden ayrılmış ve evinin önüne gelmiş.  Sadece çapayı otlu toprağa sallamış. Bir, iki, üç… Bakmış ki bahçenin büyük bir bölümünü otlardan kurtarmış. Az önce boş arazideyken aklına gelen tek şey azim ve karar duygusuymuş. Onu yıldırmaya kimsenin cesareti yetmemiş, yetememiş. Henüz on altı yaşında herkesten daha farklı düşünebilen biriymiş. Kendi oluşturduğu minik bahçesinde zaman geçmiş, ekinler yeşermiş. Her birini evladıymış gibi toplamış. Sonra bir plan yapmış ve yarısından daha azını ailesine ve daha fazlasını da satmaya götürmüş. Altı yıl sonra yine o boş araziye gitmiş ve kenarda ne kadar parası varsa arazinin sahibinin önüne bırakmış. O zamanlarda çiftçilik zormuş, değil satmaya götürmek, kendi ailesine bile yiyecek yettirmek zormuş. Sonra tarlanın sahibi verilen paralara çok sevinmiş. Hasta bir oğlu varmış. Tedavi masraflarını kaldıramadığından çok paraya ihtiyacı varmış. Sonra tarla hacı dedenin olmuş. Yememiş, içmemiş tek başına işe başlamış. Ne bağ ne bahçe. Bir traktörü bile yokmuş. Ailesi dediğime bakmayın. Anne ve babasını küçük yaşta kaybetmiş ve onu yengeleri büyütmüş. Kim bilir, belki de bu yüzden bu kadar kıymet bilen biriymiş. On yıl sonra evlenmiş ve arazilerini epey bir genişletmiş. Tarlalar fazla, hayvancılığı hiç yokmuş. Bu sefer de bunu düşünmüş. Biraz daha fazla çalışmış ve tutumluluğunu aynı tempoda devam ettirmiş. On yıl içinde de ahırı, inekleri, kısacası büyük ve küçükbaş havanları olmuş. Hafta içleri ve sonları hayvanlarla ilgilenir, sonra da zamandan bazı konularda tasarruf yaparak tarımla ilgilenirmiş. Bu arada hasta çocuğu ihmal etmeyelim. Her bir ekinin fiyatından ona yardım yapmış fakat bunu hep gizli tutmuştur. Hacı dede yüzünü güneş yakmasın diye çadırın altına saklanan değil, ağzı susuzluktan kuruyana dek çalışan biriymiş. Elinde avucunda hiçbir şey yokken bunların sahibi olmuş ve ayrıca çocuğunu evlendirip ev yapmış, ayrıca hacılığa kendi alın teriyle biriktirdiği parayla gitmiş. O her şeyin değerini bilmiş. Belki o da diğer gençler gibi orada burada zaman öldürseydi yaşlılığını zorluklar içinde geçirecek ve hacılığa gidemeyecekti. Şimdi soruyorum kendime, sen başarabilir miydin? Ve işte içimde bir korku oluşuyor. Bu kadar azimli ve kararlı biri ben olabilir miyim? O koskoca araziye bakan ben olsaydım içimi çaresizlik kaplardı. Kim bilir, belki de otlu bir toprağa çapa sallayacak kadar azimli ve cesaretli olamazdım. Bu büyük insanların işidir demiyorum, herkes başarabilir. Ben onun yaptığını beş sene sonra yapardım. Aklın yaşla asla bir ilgisi yoktur. Bu gözlem işidir. Her şeyden önce istek işidir. İki çeşit istek vardır. Birincisi kuru istek, ikincisi ise kararlı istek. Şimdi bir kendimi gözlemliyorum. Ben sekiz yaşımdayken akranlarım oyun parkına giderdi. Ben ise o yaşta eve kapanıp yazdıklarımla insanları nasıl etkileyebilirim, çabasındaydım. Bende aynısını yapardım herhalde. Bir gün küçük bir köy halkı kuyu aramaya gitmişler. Herkes nemli bir toprağı kazarken bir çiftçi en kuru ve otlu toprağı kazmış. Kimse orada değil kuyu, su çıkacağına dahi inanmamış. Sonra oradan büyük bir kuyu çıkmış. Şimdi anlattığım bu küçük hikâyede gençlikte çalışıp, yaşlılıkta rahat etmek sözünün bağdaşmadığını düşünebilirsiniz. Ama hayır. Çalışmak, azim ve karardır. Azim ve kararın tohumları ise bu hikâyedir. Şöyle bir düşünüyorum da, bende aynısını yapardım. o çapayı bende sallardım. Hiçbir şey elde edemesem bile bir alın teri kazanacağım. Bir alın terinin kirlettiği yüz, tembellikten rahatlamış ve tertemiz bir yüzden kat kat iyidir. Herkese alın teriyle kirlenen bir yüz diliyorum.

 

İlginizi Çekebilir
Bencil ve egoist insanlar!..
Bencil ve egoist insanlar!..
CHP’DE YENİ DÖNEM
CHP’DE YENİ DÖNEM
Kimler Aday olacak?
Kimler Aday olacak?
Belirsiz siyaset
Belirsiz siyaset
RESMİ İLANLAR
RESMİ İLANDIR
İĞNEADA BELEDİYE BAŞKANLIĞINDAN DUYURULUR
Son Haberler
Edirne Belediyesi’nden Mahalle Mahalle Anneler Günü Kutlaması
Edirne Belediyesi’nden Mahalle Mahalle Anneler Günü Kutlaması
Taybıllı: “Güçlü Annelerle Güçlü Bir Gelecek Kuracağız”
Taybıllı: “Güçlü Annelerle Güçlü Bir Gelecek Kuracağız”
Başkan Cankaloğlu: “Engelli Bireylere Pozitif Ayrımcılık Toplumsal Görevimizdir”
Başkan Cankaloğlu: “Engelli Bireylere Pozitif Ayrımcılık Toplumsal...
CHP’li Balkanlı: “Bu Düzen Değişecek, Annelerin Yüzü Gülecek”
CHP’li Balkanlı: “Bu Düzen Değişecek, Annelerin Yüzü Gülecek”
İĞNEADA BELEDİYE BAŞKANLIĞINDAN DUYURULUR
İĞNEADA BELEDİYE BAŞKANLIĞINDAN DUYURULUR
“Başarılı kursiyerler kendi işletmelerini kurarak ekonomiye büyük katkı sağlayacak”
“Başarılı kursiyerler kendi işletmelerini kurarak ekonomiye büyük katkı sağlayacak”

Ana Sayfa
TEKNOLOJİ
Gündem
Kırklareli
Edirne
Tekirdağ
Ekonomi
Siyaset
Spor
Resmi İlanlar
Sağlık
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Video Galeri
Biyografiler
Üye Paneli
Günün Haberleri
Arşiv
Gazete Arşivi
Hava Durumu
Gazete Manşetleri
Nöbetci Eczaneler
Namaz Vakitleri
  • Edirne
  • Ekonomi
  • Gündem
  • Kırklareli
  • Resmi İlanlar
  • Siyaset
  • Spor
  • Tekirdağ
  • Foto Galeri
  • Video Galeri
  • Köşe Yazarları
  • Biyografiler
  • Üye Paneli
  • Günün Haberleri
  • Arşiv
  • Gazete Arşivi
  • Hava Durumu
  • Gazete Manşetleri
  • Nöbetci Eczaneler
  • Namaz Vakitleri

  • Rss
  • Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

Sitemizde bulunan yazı , video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır.
İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.