Eğitim Sen Kırklareli Şubesi Yürütme Kurulu Şube Başkanı Okan Balcı, açıklamada bulundu.Okan Balcı, açıklamasında, “Salgının artık iyiden iyiye kendine hissettirdiği günlerden geçiyoruz. Bir tarafta bilim insanlarının ısrarla ve inatla yaptığı çağrılara, önerilere ve uyarılara tanıklık ediyoruz. Sağlık emekçilerinin, yaşamları pahasına yaşatmak için verdikleri mücadeleyi tarihin en güzel sayfalarına not ediyor, diğer taraftan da siyasi iktidarın, vatandaşa sadece “evde kal” çağrısı yaptığı ama çalışmak durumunda olan milyonlarca insanın, hem çalışıp hem de evde nasıl kalacağı sorusunu yanıtsız bıraktığı bu zamanı hafızalarımıza kazıyoruz. Eğitim Sen olarak, yaşamın asgari düzeyde devamını sağlayacak şekilde bir planlama ile tüm çalışanlara ücretli izin verilmesi gerektiği düşüncesini kamuoyu ile paylaşıyoruz” dedi.Balcı, yaptığı basın açıklamasında, şunları kaydetti: “25 Mart 2020’de yapılan “Bilim Kurulu” toplantısı sonrasında, okulların kapalı kalacağı sürenin 30 Nisan 2020 tarihine kadar uzatıldığı Milli Eğitim Bakanı ve Sağlık Bakanı tarafından açıklandı. Ancak, yapılan açıklamanın sadece okulların kapalı kalacağı sürenin duyurulması ile sınırlı olması ve bu süre için ilave önlemler alınmamış olması, tarafımızca ciddi eksiklik olarak değerlendirilmektedir. MEB’e acilen sendikalar ve ilgili diğer kesimlerin temsilcileri ile bir araya gelerek, alınacak ilave önlemleri belirleme çağrısında bulunuyoruz. Yaşanan bu kriz ortamından dayanışma ve birlikte mücadele ile çıkacağız. Ancak, bu durum tüm yurttaşların kendini eşit ve değerli hissetmesi ile mümkündür. Eşitlik ve adalet gözetilmeden alınan önlemler, toplumun bazı kesimlerini tehlikeden korurken, bazı kesimlerini de mağdur etmektedir. Eşit olmadığımız halde, sanki eşitmişiz gibi kararların alınmasını doğru bulmadığımızın bilinmesini isteriz. Kadrolu ve sözleşmeli öğretmenler, usta öğreticilerle eşit değil. Usta öğreticilere ek ders ücreti ödenmiyor. Ücretli öğretmenler ise eşitsizliği en derinden yaşayan kesim, çünkü hiç ücret alamıyorlar ve yaşamlarını nasıl sürdürecekleri belirsiz. Mevzuat gerekçesinin arkasına sığınarak 80.000 öğretmeni açlığa mahkum etmenin anlaşılabilir ve kabul edilebilir bir tarafının olmadığının altını çizeriz. Bu konuda tüm kesimleri ortak ses çıkarmaya ve bu sorunun çözümü için MEB’e çağrı yapmaya davet ediyoruz. Özel Rehabilitasyon ve Eğitim Merkezleri çalışanları ise bu eşitsizliği daha da derinden yaşamaktadır. Arkadaşlarımız iş güvencesi olmadan ve düşük ücretle çalışmaktayken, yaşadığımız kriz ortamında, ya işten çıkarılmakta ya da yarım ücret dayatması ile karşılaşmaktadırlar. MEB’in bu konuda adım atması gerekmektedir. Öğrenciler arasında var olan eşitsizlik ise uzaktan eğitimin başlaması ile daha da görünür hale gelmiştir. Özel okul öğrencileri ile kamu okullarının öğrencileri eşit değildir. Özel okul öğrencileri MEB’in sunduğunun dışında, ayrıca uzaktan eğitim almaktadır. Kamu okullarında okuyan üst ve orta gelir düzeyinde bulunan ailelerin öğrencileri ile yoksul ailelerin öğrencileri eşit değildir. Yoksul çocukların EBA’yı kullanacak bilgisayar ve internet bağlantısı yoktur. Engeli bulunmayan öğrenciler ile işitme ve görme engeli bulunan veya özel eğitim gereksinimi olan öğrenciler eşit değildir. EBA TV dersleri engeli olmayan öğrenciler için hazırlanmıştır. Ülkemizde geçici koruma altında bulunan ve şu an sınır bölgesinde bekleyen öğrenciler ise eşitsizliği en ağır yaşayan kesimdir.Yapılması gerekenin, tüm öğrencileri eşit olarak kabul ederek yeni eşitsizlikler yaratmak yerine, var olan eşitsizlikleri de dikkate alarak alınacak önlemlerin belirlenmesi olduğunu belirtiriz. 30 Nisan tarihine kadar okullar kapalı olacağı için, MEB’in sorunlu başlayan ve devam eden uzaktan eğitimle ilgili yeniden bir değerlendirme yapması gerektiğini düşünmekteyiz. Şu ana kadar yaşanan sorunların ortadan kaldırılması ve uzaktan eğitimin amacına uygun olarak kullanılması gerektiği açıktır. Okulların kapalı kalacağı sürenin uzunluğunu dikkate alarak, bu konunun MEB tarafından yeniden değerlendirilmesi gerektiğini ifade ediyoruz. YÖK, yapmış olduğu açıklama ile yükseköğretim kurumlarında 2020-Bahar döneminde yüz yüze derslerin yapılmayacağını ve sadece uzaktan eğitim yapılacağını duyurdu. Ayrıca, Yükseköğretim Kurumları Sınavının (YKS) 25-26 Temmuz tarihinde yapılacağını açıkladı. Uzaktan eğitimle ilgili üniversitelerin altyapı ve olanak farklılığının yarattığı eşitsizliğe daha önce dikkat çekmiştik. Bu konudaki görüşlerimizin, YÖK tarafından dikkate alınması gerektiğini bir kez daha bildiriyoruz. Ayrıca, YKS’nin sadece tarihinin ertelenmesinin yeterli olmayacağı, sınavın kapsamı, soru şekli, sayısı ve uygulanma biçimi ile ilgili de ciddi bir bilimsel çalışmaya ihtiyaç olduğunu açıktır. Okulların en iyimser tahminle Mayıs ayı başında açılacağı düşünüldüğünde, LGS’nin 7 Haziran 2020 tarihinde yapılmasının hedeflenmesinde kimi sorunlu yanlar olduğu açıktır. Öncelikle, okulların ne zaman açılacağı belli değildir ve bunu bugünden öngörmek de mümkün görünmemektedir. Belirlenen sınav tarihinin ertelenmesi de güçlü bir olasılıktır. Okulların Mayıs ayı başında açıldığı dahi düşünülse dahi, uzun süre okuldan ayrı, evde kapalı kalmış olan o yaş grubundaki çocukların, okula ve derse yeniden uyum sağlaması belirli bir süre alacaktır. Bu durumda da, LGS için belirlenen 07 Haziran tarihi oldukça yakın bir tarihtir. Sürekli bir belirsizlik yaşanmaması için MEB’in sınav tarihlerini ve farklı seçenekleri bilim insanları ve ilgili kesimlerin temsilcileri ile değerlendirmesini bir zorunluluk olarak gördüğümüzü kamuoyu ile paylaşıyoruz”
Gündem
Yayınlanma: 28 Mart 2020 - 09:28
Eğitim Sen Kırklareli Şubesi Yürütme Kurulu Şube Başkanı Okan Balcı, "Dayanışma ve insanca yaşam hakkı herkes içindir"
Eğitim Sen Kırklareli Şubesi Yürütme Kurulu Şube Başkanı Okan Balcı, açıklamada bulundu
Gündem
28 Mart 2020 - 09:28