OKU/YORUM

 Rahmi Sağlık

Aslında yazılacak, yorumlanacak çok şey var.

Fakat sık-sık karşılaştığım, tanık olduğum bazı konuşmaların ve iddiaların kasıtlı yapıldığını görüyorum.

Bugün Türkiye’nin hatta dünyanın en büyük sorunu terör ve terör saldırılarıdır. Bunu herkes görüyor, biliyor… Belki bu olaylardan medet umanlar ve kıs-kıs gülenlerde vardır. Böylelerin de o hainlerden pek farkı yoktur…

Bu önemli sorunun yanında bazı kesimlerin ekonomik sıkıntı çektiği de ordadır. Fakat gel görki sıkıntısı olan şükrediyor; “Yeter ki terör bitsin, kan akmasın analar, babalar ve yetim kalanlar ağlamasın…” diyor!..

Peki, bir eli yağda bir eli balda olan neden dert yanıyor? İşi, maaşı ve ekonomisi düzgün olan ve her şeyden şikayet edenlerde var. Bir ağlamadığı kalıyor. Zaten ağlayamaz. Çünkü onların maksadı başka.

Ben, gerçekten sıkıntı çeken, çocuk okutan, kirada oturanları tenzih ediyorum. Ama şahit olduğum karşılıklı bir tartışmayı sizlere aktaracağım. Gerçi sizde bu tür konuşmalara tanık oluyorsunuzdur.

Ben o tartışmayı aktarayım yorumu da size bırakayım…

* * * * *

Birkaç gün önce B.Y.M. isimli vatandaş, kendi ifadesine göre 3-5 dairesi, fiyatını (ben yazmayım ama) 50 bin liranın üzerinde olan özel arabası, çocukları evli, iyi maaşlı yerde çalıştıklarını söylüyor. Kendisinin ise SSK emeklisi olduğunu ve halen bir işyerinde çalıştığını, iyi para kazandığını ve kira geliri de olduğunu belirtiyor.

Çalışmış, kazanmış, yapmış ve de iyi etmiş. Eğer bu söyledikleri doğru ise ben, ‘Helal olsun’ derim.

Fakat arada bir, Türkiye ekonomisinin çok kötü olduğunu söylüyor. O da doğru diyelim. Fakat arkadaşıyla tartışırken kendisinin ekonomiden dert yanmasına, ahkam kesmesine ben anlam veremedim. O esnada konu hastanelere gelince de;

“Ben 2-3 yıldan beri Devlet Hastaneleri’ne hiç gitmiyorum. Özel Hastanelere gidiyorum!..” diyor.

Ben kendisine sordum;

“Sıkıntı var diyorsun. Neden Devlet Hastaneleri’ne değil de paralı özel hastanelere gidiyorsun?”

“Oralarda pek alet edevat yok!”

Peki, 2-3 yıldan beri Devlet Hastaneleri’ne gitmediğini söylüyorsun. Gitmeden alet ve edevatın olmadığını nereden bilirsin?” Dediğimizde de;

“Yoktur!…” dedi.

Şimdi böyle dert yanan garibana (!) siz ne dersini? Bilmem… Ama ben; “Tuzu kurada olduğu ve şikayet etmeyi alışkanlık haline getirdiği için şikayet ediyor” diyorum.