Nizamettin Okutan Bir kaç günden beri Antalya Elmalı'da görülen bir çocuk istismarı davasında, zanlıların serbest bırakılmasını tartışıyoruz. İyi ki de tartışıyoruz. Çünkü bence dünyanın en iğrenç davranışı olan bu çocuk istismarı meselesinde ne olursa olsun hiç bir müsamahaya, hiç bir göz yummaya bizler de göz yumamayız. Üstelik bir üvey babanın istismarının üstüne bir de o masum çocukların öz be öz analarının da göz yumması eklenince inanın ki, sadece midemiz bulanmıyor, çocuklar adına öfkemiz ve kinimiz de büyüyor.Bu davanın bir kaç yönden önem arzettiğini düşünüyorum. A- Bizzat Elmalıda mahkemede görülen dava. B- Davanın muhtevası. C- Davanın kamuoyunda yorumlanması.Ben şahsen mahkeme sonuçlanmadan, o dava ile ilgili konuşmak, taraflarla ilgili bir şeyler söylemek istemiyorum. Ama davanın muhtevasını düşündükçe hafakanlarım basıyor, çocuklardan bir büyük insan olarak utanıyorum. Üvey de olsa bir baba çocuklarına nasıl bu şekilde alçakça bir istismarda bulunabilir? Bir anne nasıl olur da öz çocuklarının istismarına göz yumabilir? gibi iki temel soruya cevap bulmakta zorlanıyorum. Hafsalam almıyor; başım dönüyor! Bırakın bir ana-babanın kendi çocuklarını istismarını, her hangi bir çocuğun her hangi bir kişi tarafından istismarını bile düşünemiyorum. Böylesine alçaklığı düşünebilen insanlar olmasını da bir türlü kabullenemiyorum. Yahu sizler ne azgın, ne vahşi, ne korkunç insanlarsınız? O çocuklar da ömür boyu o istismarın dehşeti ile hayatlarını sürdüreği için bu istismarcı insan müsveddeleri, ömür boyu kodeste kalmayı hak ediyor. Onun içindir ki, siz ne derseniz deyin, ama insan hakları, minsan hakları demeyin, bence bu insanların ipe götürülmesi lazım ki, çocuklarımız onların şerrinden emin olsunlar. Gerçi, bu tür cezalar "çağdaş hukuk sistemleri"ne göre vahşi, insana yakışmayan cezalar. Ancak, mağdurların hakkı ne olacak? Hiç bir şeyden haberi olmayan çocuklarımızın hakları ne olacak? Onlar insan değiller mi? Bu soruların cevabını hem kişi olarak hem de toplum olarak düşünmek zorundayız.Gelelim olayın kamuoyunda uyandırdığı infiale. Bu konuda insanlarımızın, toplumumuzun duyarlı olmasını tebrik ediyorum. Fakat bir kısım insanların tepkilerini, sırıtıklık olarak değerlendiriyorum. Bu olayda dahi iktidara küfredebilme, iktidarı "çocuk istismarcılarının koruyucusu" gibi gösterme girişimleri de aynı derecede alçaklıktır.Bu arada, mahkeme hakimlerinin önünde nasıl bir dosya olduğunu da tam olarak bilmiyoruz. Ayrıca, mahkemelerin bazı konularda, özellikle "sanıkların mağduriyeti" ile ilgili konulardaki bazı kararlarının da Millet Meclisinde, milletvekilleri tarafından çıkartılan kanunlar tarafından mecburi tutulduğunu da hatırlatalım. Yani, ceza muhakemeleri usul kanunu gibi kanunlarda "sanık lehine" hükümler bulunduğunu, mahkemelerin bu hükümlere göre davranmak zorunda kaldığını bilelim. Dolayısıyla mahkemenin en son kararını beklemek durumundayız. Ne var ki, olup bitenlerin sorumluluğunun iktidara yüklenmesini kabullenmek mümkün değildir.Sonuç: Dünyanın en alçakça davranışı olan bu çocuk istismarının cezası, en ağır cezalardan birisi olmalıdır. Bırakın fiilen istismar etmeyi, çocuklara istismarı kafasından geçirenleri bile cezalandırasım geliyor. Bereket ki, kimsenin kafasını okuma becerim yok.Ey milletvekilleri, ey siyasetçiler! "Sanıkları" ve nihayetinde "suçlu oldukları belli olan sanıkları" koruyacağınıza, çocuklarımızı koruyun. Dünya ne derse desin, çocuklarımızı koruyun!
Köşe Yazıları
03 Temmuz 2021 - 08:48
Dünyanın En İğrenç Davranışı: Çocuk İstismarı
Nizamettin Okutan Bir kaç günden beri Antalya Elmalı'da görülen bir çocuk istismarı davasında, zanlıların serbest bırakılmasını tartışıyoruz
Köşe Yazıları
03 Temmuz 2021 - 08:48
İlginizi Çekebilir