17 Ağustos 1999 Büyük Marmara Depremi’nin üzerinden 26 yıl geçti. İnşaat Mühendisleri Odası İl Temsilcisi Gökhan Arınan, bu acı felaketin yıldönümünde yaşamını yitiren vatandaşları saygıyla andı. Arınan, “Depremler değil, ihmal öldürüyor” diyerek Türkiye’nin Deprem gerçeğine rağmen yeterli önlemlerin alınmadığını vurguladı. Marmara Depremi, nüfus ve sanayi yoğunluğu yüksek bir bölgeyi etkileyerek hem ekonomik hem de sosyal açıdan derin yaralar açmıştı.
Marmara Bölgesi Hâlâ En Büyük Risk Altında
Aradan geçen yıllara rağmen, İstanbul ve Marmara Bölgesi’nde deprem tehlikesi hâlâ en büyük endişe kaynağı. 23 Nisan 2025’te Silivri açıklarında meydana gelen 6,1 büyüklüğündeki deprem, bu kaygıları yeniden gündeme taşıdı. Arınan, bu depremin kentin hazırlıksızlığını bir kez daha gözler önüne serdiğini belirtti.
Yanlış Tartışma Zemininden Çıkılmalı
Deprem sonrası medyada fay hatları, olası büyüklük ve zaman tartışmaları öne çıksa da Arınan, bu yaklaşımı “yanlış zemin” olarak nitelendirdi. Ona göre asıl odak noktası, depremin nerede ve ne zaman olacağı değil, şehirlerin depreme karşı ne kadar hazır olduğu olmalı. Varsayımsal olarak zamanı bilinse bile, hazırlıksız şehirlerin yıkımın önüne geçemeyeceğini ifade etti.
Deprem Doğal, Afet İnsani
Türkiye’nin büyük kısmı aktif fay hatları üzerinde bulunuyor ve son yüzyılda 85 yıkıcı deprem yaşandı. Arınan, “Deprem doğal bir olaydır; afete dönüşmesi ise tamamen insan kaynaklıdır” dedi. Bilimsel planlama, güçlü yapı denetimi ve kamusal sorumlulukla depremlerin felakete dönüşmesinin engellenebileceğini belirtti.
Rant Odaklı Değil, İnsan Odaklı Kentleşme
Arınan, rantı önceleyen kentleşme anlayışının terk edilmesi gerektiğini söyledi. Kentlerin planlanmasından yapı üretimine kadar tüm süreçlerin bilimsel esaslara göre yürütülmesini, yapı denetiminin kamusal bir hizmet olarak yeniden örgütlenmesini ve meslek odalarının sürece dahil edilmesini önerdi.
Gecikmeden Harekete Geçilmeli
“Depremler kaçınılmaz, ancak afetler önlenebilir” diyen Arınan, daha fazla can kaybı yaşanmadan harekete geçilmesi çağrısında bulundu. Toplumun yaşam hakkının siyasal ve ekonomik çıkarlara kurban edilmemesi gerektiğini vurguladı. Bilimin ve kamusal sorumluluğun rehberliğinde atılacak adımların, gelecekte binlerce hayatı kurtarabileceğini söyledi.
Umut AL