“İSKİ, Istrancalar’dan bedava suyumuzu alıp, İstanbul’a para ile satıyor. Üstelik, bizim kendimize yetecek suyumuz bile yokken…” şeklindeki söylemleri cevaplayan Dedeoğlu “Mesele suya para alınması değil. Ortada verilecek suyun olmaması.Su olmadıktan sonra, bedava olsa ne olur ?! Ben yetkili biri olsaydım, o suyu anında keserdim” dediÇevre gönüllüsü Hakan Dedeoğlu, ilk kez Zortul Medya Grubu ‘ na özel röportaj vererek, Istrancalar’ın suyunun alınması ve yeraltı sularının tükenmesiyle birlikte yaşanabilecek olan obruklar konusundaki flaş görüşlerini açıkladı ve tartışmaların fitilini ateşlediŞenol GoncagülÖzel HaberTRAKYA, susuzlukla imtihan veriyor. Yeterince yağmayan yağışlar, derelerde su yerine akan fabrikaların zehirli atıkları, bir yandan kuraklığı gündeme taşırken, bir yandan da elde kalan suların kalitesinin düşüklüğü gündem oluyor. “TRAKYA OBRUKLARLA TANIŞABİLİR”Çevre gönüllüsü Hakan Dedeoğlu tam da burada devreye giriyor ve o önemli iddiayı tartışmaya açıyor; “Trakya 10 yıl sonra obruklarla tanışabilir” Yeraltı sularının, bölgedeki bazı fabrikalar tarafından ters sondaj yapılarak, “temiz suyu alıp, fabrikalarda kullandığı, kirli suyu da yeraltına gönderdiği” iddialarının bulunduğuna dikkat çeken Dedeoğlu “Yeraltı sularımız giderek daha derinden çıkarılmaya başlandı. Bu hesapsızca çekilen yeraltı sularından dolayı, yeraltında meydana gelecek oyuklar zamanla çökerek, obruklar meydana gelecek. Metan gazını da düşündüğümüzde, büyük patlamalar meydana gelecek. İşin özeti; Trakya 10 sene kadar sonra obruklarla anılmaya başlayabilir” dedi.“SUYUMUZU ÇALMASINLAR”Bölgedeki fabrikaların, yaptıkları derin sondajlarla, zaten tükenme noktasında olan yeraltı sularını, fabrikaları için kullandığını dile getiren Hakan Dedeoğlu “Birileri para kazansınlar diye derelerimizden olduk. Ergene ‘ nin geldiği durum ortada. Bir de, o derin sondajlarla, bölgemin tarımına gitmesi gereken sularımız, buraya pek te faydası olmayan, parasını buradan kazanan ama buraya harcamayan fabrikalara kurban gidiyor. (Fabrikaların yaptıkları sondajlar için takılan saatler var. Ancak, bir çok fabrikanın kaçak sondaj yaptığı da öne sürülüyor. Bunun araştırılmasını ve önlenmesini istiyoruz. İşin şakasının olmadığı, 10 yıl kadar sonra ortaya çıkacak ama iş işten geçmiş olacak. Ve ben kesinlikle bu konuda haklı çıkmak istemiyorum” dedi. “İSKİ SUYUMUZU ALIYOR AMA BİZDE DE KALMADI” Dedeoğlu, yine basın ve kamuoyunda yakın zamanlarda hiç gündeme gelmeyen bir diğer flaş konu ile ilgili görüşlerini dile getiriyor. Dedeoğlu : İSKİ, 1997 yılında Istrancalar’dan, İstanbul’a su götürmek üzere bir proje geliştirdi. Bizim suyumuzu, bize sormadan alıp, götürdüler. İstanbul, büyük bir metropol. O zamanlar günlerce su kesintileri oluyordu ve Trakya’da da herkesi cezbeden bir su bolluğu vardı. İstanbul’un 1997 yılındaki nüfusu 9 milyondu. Bu nüfus sürekli yükseliyor ve su ihtiyacı da büyüyordu. Yüksek debilerdeki o sular, bizim haberimiz dahi olmadan, alınıp, İstanbul’a götürüldü. Dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Sayın Erdoğan, o zaman Istrancalar’dan alınan su ile İstanbul’un susuzluğunun sona ereceğini açıklayarak, İstanbul için umut ışığı yakmıştı. Hatta öyle ki; sit alanı olarak bakanlar kurulunca belirlenen yerlerden bile, yine ikinci bir bakanlar kurulu kararı ile o operasyon yapılmıştı. Bölgemizin, altından da değerli suyu, bölgeye herlangi bir katkı sunulmadan, İstanbul halkına götürüldü. Hem de susuzluk sorununun çözümü konusunda önemli bir mesafe kat edildi. Halen de bu devam etmekte.” Dedi. Dedeoğlu “Böjlge halkı arasında dillendirilen “Hem bizim suyumuz bize sorulmadan götürüldü, hem de beş kuruşluk fayda sağlanmadan, bizden bedeva alınıp, halka İSKİ tarafından para ile satılarak, fayda sağlandı. Bu iddialara ne diyeceksiniz?!” şeklindeki sorumuzu ise şöyle yanıtladı :”Bu işin parası, geliri, gideri, siyaseti, partisi filan olamaz. Ortada duran en önemli gerçek ve gelinen nokta; bizim kendimize yetecek suyumuz yok. Olmayan suya fiyat da biçemeyiz. Beklenti içinde de olamayız. Ben yetkili biri olsam, o suyun akışını anında keserdim.” edi“DERGİ VE BROŞÜRLERLE MÜCADELE ETTİK”1997 yılında, Istrancalar ‘ dan İstanbul’a su götürülmesi projesine karşı dergiler ve broşürler bastırarak, uzman raporlarını paylaşarak mücadele ettiklerini belirten Hakan Dedeoğlu “Bazen bir yere kadar gücünüz yetebiliyor. Biz elimizden geleni yaptık. Ama yetmedi.” dedi“KENDİMİZE YETECEK SUYUMUZ KALMADI”Hakan Dedeoğlu “Hani, bir yerde “komşusu açken, kendi tok yatan bizden değildir” şeklinde bir de söz vardır. O zamanlar çok bol olan suyumuzu alırlarken, bizler direnmeye çalıştık. “Yarın bizimde suyumuz biter, geriye alamayız” dedik. Dinletemedik. Şimdi, barajlarımızda tehlikeli oranlarda kuraklık var. Kuraklık demek, tarım yok demek. Hayat yok demek. Bu suların alınıp, taşındığı yerlerde, dünyaca kabul edilen önemlerde eko sistemler var. O dengeler bozulmak üzere. İSKİ’nin, artık o suları almasına son verilmeli. Orada da susuzluk var elbette ki, ama bizde olmayan suyu, başkasına nasıl verelim?! Bu konu artık masaya yatırılmalı ve her iki tarafı da koruyan kararlar alınmalı.” dedi. “TRAKYA’YA SU İÇİN GELİYORLAR”Son yıllarda, İstanbul başta olmak üzere bir çok il den fabrika kurmak üzere akın edildiğini de belirten Dedeoğlu: ”Bir fabrikanın günlük ne kadar su tükettiğini biliyor musunuz?! İstanbul ‘ da su kalmadı. Fabrikalar susuzluktan kırılıyorlar. Bölgemizde binlerce dönümlük arazi arayan yatırımcıların en önemli beklentileri su. Daha çok önemli konular ve noktalar var ama bunu bir haber ile sınırlayamayız. Zaman içerisinde açıklamalarıma devam edeceğim” dedi“ATAKÖY İLE İLGİLİ HAREKETE GEÇİYORUZ”Pınarhisar’a bağlı Ataköy ‘ de ağaçlandırma alanından toprak alınması konusu ile ilgili “ÇED gerekli değildir” kararı sonrasında harekete geçtiklerini dile getiren Hakan Dedeoğlu “Köylüden 250 imza topladık. Bölge İdare Mahkemesi ‘ ne gidilecek. Trakya toprağına çıkmalı” dediMEDYADA KURAKLIK SÜREKLİ GÜNDEM OLUYORIstancalar’daki kuraklık ile ilgili medyada sürekli haberler çıkıyor. İşte o haberlerden birisi:“Trakya’nın Istranca Dağları’ndan İstanbul’a su taşıyan en değerli barajlardan Kırklareli’nin Vize ilçesine bağlı Aksicim köyü yakınlarındaki Kazandere ile Pabuçdere barajları, kuraklık nedeniyle kurudu. İstanbul Su ve Kanalizasyon Yönetimi’nin (İSKİ) resmi internet sitesi bilgilerine nazaran bu yılın nisan ayında doluluk oranı yüzde 72,53’e ulaşan Kazandere’nin doluluk oranı yüzde 8,02’ye, 71,41 olan Pabuçdere’nin ise yüzde 3,19’a düştü. Pabuçdere Barajı’ndaki ‘Can güvenliği bakımından göle girmek tehlikelidir’ yazısı da toprak üzerinde kaldı. Kuruyan barajda besicilerin hayvanlarını otlattığı görüldü. İstanbul’a su sağlayan Trakya’daki Istrancalar Barajı’nın doluluk oranı ise 22,34 olarak ölçüldü.”Zortul Medya tarafından gündeme getirilen ve tartışmaya ilk kez açılan bu 2 konu ile ilgili söz hakkını kullanmak veya görüş sunmak isteyenlere sütunlarımızı açıyoruz.
Gündem
Yayınlanma: 12 Ekim 2021 - 09:02
DEDEOĞLU:"10 YIL SONRA OBRUKLARLA TANIŞABİLİRİZ"
“İSKİ, Istrancalar’dan bedava suyumuzu alıp, İstanbul’a para ile satıyor
Gündem
12 Ekim 2021 - 09:02