ORTAK AKIL

Özkan Başaran

Biri diğerini gündemden düşüren olağanüstü kötü olayları yaşadığımız 2016 Yılı’nı geride bırakıyoruz.

15 Temmuz Darbe Girişimi’nin yarası kapanmadan şehirlerimizde ardı ardına gerçekleşen terör saldırılarında verdiğimiz yüzlerce Şehit yüreğimizi kanattı.

Ardından Ekonomik saldırılar gelmeye başladı. Dolar rekor üstüne rekorlar kırdı.

Piyasalar alt üst oldu.

Hayat pahalılaştı.

Gelirler yerinde saydı.

Ezilen halk katmanları mutsuz ve umutsuz.

Tarih 2016’yı Ülkemize yapılan asimetrik saldırıların doruk yaptığı yıl olarak yazacak.

Bütün bu ağır gündem varken Siyasi İktidar Başkanlık Sistemi için uğraşıyor.

CHP Ana Muhalefet Partisi olarak gücünün üstünde bir performans ile buna karşı çıkıyor.

Anayasa Teklifi komisyonlarda görüşülürken yer yerinden oynuyor.

CHP’li Vekillerin itirazları tansiyonu arttırıyor. Cevap olarak su bardakları fırlatılıyor.

Ya CHP olmasaydı?

Sessiz sedasız kanun komisyondan geçecekti.

Halkımızın sisteme karşı olan kesimleri de Meclis’te temsilcilerinin olmadığı hissine kapılıp Demokrasi’den soğuyacaklardı.

CHP Rejimin Sigortasıysa, elinde gelen muhalefeti hem mecliste hem de sokakta yapacaktır.

Bu da mı yasak?

CHP Muhalefet hakkını kullanıyor.

Halkımızın verdiği yetkiyi Meclis’te direnerek sergiliyor.

Bazıları CHP’nin yaptığı muhalefeti yetersiz görüyor.

Genel Merkez yöneticileri ve Bölge Vekilleri yurdun dört bir yanına dağılmış, “Bize düşen nedir?” diyor.

Daha geçtiğimiz hafta Genel Başkan Yardımcılarından Veli Ağbaba bizim bölgemizdeydi.

Seri bir şeklide örgütleri ve sivil kitle örgütlerini gezdik.

Her gittiği yerde “Bize düşen nedir?” diye sordu.

Vekillerin bir ayağı bölgelerinde.

Siyaset sayısal güç ile yapılır.

Halkımız CHP’ye daha fazla güç verseydi çok daha fazla direnirdi.

Buna rağmen gücünün üzerinde çalışarak elinden gelen her şeyi yapmaya çalışıyor.

CHP daha ne yapsın?