Nizamettin Okutan Prof Dr. Erol Erçağ ile sağlık hayatımıza dair sıkça duyduğumuz ama detaylarını bilmediğimiz antioksidanlar üzerine konuştuk. Sohbetimizi özet halinde takdim ediyoruz. Antioksidanlar; insan vücudunda yaşlanmayı, yıpranmayı ve bazı hastalıkları engelleyen ve radikal ya da reaktif oksijen türleri dediğimiz bazı özel molekül ya da atom grupları ile mücadele eden ve onların aktivitesini söndüren maddelerdir. İnsan vücudunda oluşan bu radikallerin kaynağı nedir dediğimizde solunum yapan canlıların tümünde bu radikaller oluşuyor. Çünkü biz yediğimiz besinleri yakarken oksijenle yakıyoruz. Tıpkı kömürün sobada yanması gibi bizde karbonlu besinler tüketiyoruz ve bunları yakarken enerjiye çevirirken oksijenle yükseltgiyoruz. Bu süreçte oksijen, elektronları kademe kademe kendi üzerine alıyor ve bu arada süperoksit radikalleri ve hidroksil radikalleri vs. gibi reaktif türler ortaya çıkıyor . Bu radikallerin fazlası gidip DNA dediğimiz temel insan kalıtsal malzemesinin temelini oluşturan makromoleküler yapıya, lipitlere , proteinlere saldırıyor. Bu reaktif oksijen türleri antioksidanlarca dengelenmediği taktirde o zaman hücre hasarı, yaşlanma Alzheimer ve klap rahatsızlıkları, kroner hastalıklar ve damar tıkanıkları ve kanser gibi çok önemli çeşitli hastalıklara yol açar. Oksidanlar ve antioksidanlar terazinin iki kefesinde bir birini dengeleyen unsurlardır. Antioksidanlar oksidan denen reaktif oksijen türleriyle mücadele ederek onların aktivitelerini söndürmek suretiyle sağlığımızı korumamıza yardımcı olurlar.Biz insanlar antioksidanları vücudumuzda kısıtlı olarak üretmekle beraber, genellikle gıdalar yoluyla alıyoruz. Kısaca bunlardan söz edersek vitaminler, polifenolik bileşikler , flavonoitler, karatonoitler, birtakım yeşil yapraklı sebzeler ve sarı, kırmızı, bordo renkli meyveler ve onlara renk veren antosiyaninler sınıfına girerler. Biz bunları gıda yolu ile alarak o reaktif türlerle mücadele ederek sağlığımızı korumaya yardımcı olurlar.Oksijen aerobik canlıların enerji metabolizmasındaki rolü nedeniyle, hayati bir öneme sahiptir.Solunum yapan tüm canlılar oksijene ihtiyaç duysalar da, reaktif oksijen türlerinin (ROS) dengelenmemesi nedeniyle ‘oksidatif gerilim’ oluşur.Oksidatif gerilim sonucunda vücutta serbest radikallerin saldırısı ile hücresel hasar ortaya çıkmaktadır.Serbest Radikal Nedir?Dış yörüngelerinde eşleşmemiş elektron içeren türlere serbest radikal denir.Bütün kimyasal ve biyokimyasal tepkimeler atomların valensorbitallerinde gerçekleşir. Valens orbitallerinde eşleşmemiş elektron bulunması, söz konusu kimyasal türün aktivitesini olağanüstü arttırdığı için, radikaller aktivitesi yüksek olan kimyasal türlerdir.Moleküler oksijen (O2), paralel spin durumlu iki ortaklanmamış (eşleşmemiş) elektrona sahiptir.Organizmada geçiş metallerini (Fe2+ ve Cu+ gibi metaller) içeren enzimler vasıtasıyla moleküler oksijene tek elektronların transferi suretiyle oksidasyon reaksiyonları meydana gelir.Reaktif Oksijen Türleri (ROS) dediğimizde beş ayrı türden söz edilir bunlar ;Moleküler oksijen, biradikal yapısından dolayı yüksek derecede reaktif oksijen türleri (ROS) oluşturma eğilimindedir.
- Süperoksit radikali (O2) 2. Peroksil radikali (ROO•) 3. Hidrojen peroksit (H2O2)
- Singlet oksijen (O2)5. Hidroksil radikali (OH•) olarak adlandırılırlar
- Oksidatif stresin, serbest oksijen radikallerinin neden olduğu hücre hasarıyla birçok kronik hastalığın komplikasyonlarına katkıda bulunduğu düşünülmektedir. Aterogenez, amfizem/bronşit, Parkinson hastalığı, Duchenne tipi muskülerdistrofi, gebelik preeklampsisi, serviks kanseri, alkolik karaciğer hastalığı, hemodiyalizhastaları, diabetesmellitus, akut renal yetmezlik, Down sendromu, yaşlanma, retrolentalfibroplazi, serebrovasküler bozukluklar, iskemi/reperfüzyoninjürisi gibi durumların patogenezindeoksidatif stresin rolünden söz edilmektedir.
- Askorbik asit (C Vitamini):•İnsan vücudu tarafından sentez edilmediğinden dolayı bu vitamini dışarıdan alma zorunluluğu vardır.Meyve ve sebzelerde fazla miktarda askorbik asit bulunmaktadır.Askorbik asidin etkili bir antioksidan olma özelliği düşük redüksiyon potansiyeline sahip olmasına dayanır
- E-Vitaminleri (tokoferoller):Yağda çözünen bir vitamin türüdür. E vitamini fındık, fıstık, ceviz, badem, tahıllar vs. gibi yiyeceklerle dışarıdan alınır
- KarotenoidlerEn yaygın olarak bilinen karetonoid, A vitaminin de kaynağını oluşturanβ-karotendir, yapılarındaki konjuge çifte bağlarla, singlet oksijen türlerini yakalayıp serbestradikalleri süpürürve kanser oluşum mekanizmasını durdurmaya katkıda bulunurlar. Havuç ve havuç benzeri sarı-turuncurenkli sebzelerde, yeşil yapraklı vesarı sebzelerde, tahıllarda, sütte,yumurta sarısında, balık yağında fazlamiktarlarda bulunur.
- Polifenolik Bileşikler :Polifenoller, fitokimyasalların en geniş türü olup bitki aleminde geniş çapta