Antioksidanlar çok çeşitlidir

 

Kadir Sinici

Uzman Diyetisyen Sıla Yeniçeri, Antioksidan beslenmesi hakkında gazetemize açıklamalarda bulunundu. Yeniçeri, açıklamasında şunları kaydetti; “Vücudun  yaşama devam etmek için enerji üretmek zorundadır dolaylı olarak oksijeni kullanmak durumundadır. Bu doğal yaşamsal reaksiyonlar sonucunda vücutta serbest radikaller dediğimiz yapılar oluşmaktadır. Teknoloji, çevre kirliliği, radyasyon, tarım ilaçları gibi dış faktörler de vücudumuzda serbest radikallerin artmasına neden olmaktadır. Bunları temizleyecek olan yapılar antioksidanlardır. Vücudumuz tarafından üretildiği gibi C  vitamini, E vitamini, likopen, beta karoten vb. olarak dışarıdan da alınabilir. Antioksidanın yetersiz kaldığı durumlarda durum oksidatif strese maruziyete kadar gider ve uzun vadede bireylerde kardiyovasküler riskler, karaciğer/böbrek hastalıkları, inflamasyon, diyabet, erken yaşlanma vb. görülür. Hücreler hızlı yaşlanır bu durum yenilenemeyen dokular için büyük risktir; gen yapısı değişmeye başlar bu durum kanserleşmeye yol açmaktadır.

Serbest radikal yapılarının oluşumunu azaltmak için Şeker ve trans yağ tüketimi azaltılmalı, bol su içilmeli, çevresel kirleticilerden kaçınılmalı, uyku kalitesi yüksek olmalı, stresten uzak durulmalıdır.

 

Antioksidanlar çok çeşitlidir. Vücudumuzun bu yapılardan arınması için Akdeniz tipi bir beslenmeyle birlikte antioksidanlarla desteklenmelidir. Sntioksidan besinlere göz atacak olursak;

Polifenollerden zengin soğan, elma, narenciye, biberiye, kekik, yeşil çay, meyan kökü C vitamininin kullanımını artırır, kanser riskini azaltır.

Karotenoid ailesinden olan likopenden zengin domates, karpuz, kuşburnu, greyfurt kardiyovasküler hastalıklar, diyabet gibi sağlık sorunlarında iyileştirici etki gösterir.

Yine karotenoid ailesinden olan lutein ve zeaksantin maydonoz, kale, kırmızı soğan, yumurta sarısı göz bozuklukları ve yaşa bağlı algılama problemlerinden olan Alzheimer’da etkilidir.

C vitamininden zengin biber, kivi, kuşburnu, narenciye ürünleri vücudu arındırmaya katkı sağlamaktadır.

E vitamini hücre zarlarını oksidatif stresten korumaktadır bu yüzden mutlaka yağları ceviz gibi tohumlara, zeytin yağına diyette yer verilmelidir.

Kırmızı meyveler, kakao, kırmızı üzüm kabuğu ve çekirdeğinde bulunan resveratrol antioksidan etkilidir.

Demir ve lif deposu olan enginar güçlü antioksidan besinlerdendir en yüksek derecede yararlanmak için biraz haşlayarak tüketilmelidir.

Fesleğen kalp damar hastalıklarına karşı koruyucu antioksidanlardandır.

Zencefil ve zerdeçal en kolay ulaşılabilen ucuz ve fonksiyonel baharatlardandır. Maksimum yararlanım için tüketirken biraz karabiber ve zeytinyağı katılmalıdır.”