Şenol Goncagül Malümunuz; uzunca bir zamandan beridir, sağlık sorunları ile mücadele ediyorum. Bunların en önemlisi de, yüksek tansiyon ve şeker durumları. Şeker (diyabet) ölçümlerinde, zaman zaman +700 leri geçiyoruz ve müdahaleler yapılıyor. (Hastanelerdeki cihazlar en fazla 700 e kadar okuyabiliyorlar!)Yine, yaşanan ağır tedavi ve hasarlar nedeniyle, zaman zaman yüksek tansiyon riskleri de olabiliyor. Örneğin, (ilaç kullanmama rağmen, bu yazımı yazarken tansiyonum 19 civarındaydı) Bu nedenlerden ötürü de, özellikle 25 derecenin üzerindeki sıcaklarda, gölgede bile olsa, hekim tavsiyesi ile dışarıya çıkmamaya çalışıyorum. Toplantı, düğünler ve çeşitli cemiyetlere de, katılamayışım bundan dolayı. Özetle, konu sağlık ve gayet ciddi! + + Edirne’de, fakültede, entübe sonrasında alındığım yoğun bakım odamda, yanıma gelen sağlıkçılardan birisi “Şenol Bey” Benim ve entübede görevli bir çok arkadaşımızın merak ettiği bir şey var! Ama, hatırlar mısınız bilmiyorum! Size hep sormak istiyoruz” dedi. Merak ettim ve sormasını istedim; “Haftalarca entübede kaldınız. Şuurunuz yerinde değildi ve uyutuluyordunuz. O esnada da, zaman zaman, tatlı bir gülemseme ile yüzünüzün değiştiğini görüyorduk! Elbette ki, uyutulurken, bunun sebebini bilmenize çok da imkan yok ama yine de merak ettik bunu! Acaba; arafta haftalarca kaldığınızdan dolayı, mistik bazı şeylere mi karıştınız? Bilemedik” dedi. “KARPUZ” dedim..! Şaşırdı..! “Küçük, köy karpuzu” dedim. “Hani, bostanlarda olur. “ Yine anlayamadı! İyi hatırlıyorum gerçekten de; Lüleburgaz Ahmetbey köyü doğumluyum. Bir yaz günü, köyden Lüleburgaz a gelirken, yol kenarında bir bostan tarlası gördüm. Küçük kavun ve karpuzları görünce de, dayanamadım, aracı park edip, torpido gözündeki falçata ile dağıldan bir karpuzu kesip, oracıkta yedim… “İşte o gülümseme ve mutluluk tamamen buydu!” dedim… Ve ne enterasındır ki, o anları çok net hatırlıyorum. Bunu anlatınca, görevli de de bir gülümseme başlamıştı… Fakültede, entübe ve yoğun bakım, ardından da göğüs hastalıklarında tedavi gördükten sonra “ölürsem de beni memleketime götürün” dedim. Lüleburgaz Devlet Hastanesinde (kendisine minnettarım) Dr Ozan Gerenli nin de büyük destekleri ile buradaki hastaneye yattım. (Giderken ambulansla gittiğim fakülte hastanesinden, yine ambulans ile Lüleburgaz’a geldim. Orada nerede kaldım? Hangi bina idi. Bilmiyor ve hatırlamıyorum) Lüleburgaz Devlet Hastanesine geldiğimde, odaya alınırken (uzunca bir süre felç idim) pencerenin kenarında yanyana dizilmiş, (köy bostanından toplandıkları anlaşılan) 6 adet karpuz gördüm. Durumu anlattığım çocuklarım ve yakınlarım, ben odaya gelmeden önce, gidip o beni entübede bile gülümseten köy karpuzlarından bulmuşlardı. Allah hepsinden gani gani razı olsun… Haaa..! Sahiiii! Şimdi siz, arafta neler yaşadığımı da merak ediyordunuz, sanırım! O konulara da geleceğim ileride. Ama, inanın ki, o günleri ve anları hatırladıkça, hala elim ayağım buz kesiyor… Felçten, geçici körlüğe kadar uzanan ve çok şükün artık bitmek üzere olan acılar ve tedaviler, beni o kadar çok yordu ki, çok da hatırlamak istemiyorum. Yeniden görüşebilmek üzere…
Köşe Yazıları
Yayınlanma: 03 Ağustos 2022 - 14:20
KARPUZ..!
Şenol Goncagül Malümunuz; uzunca bir zamandan beridir, sağlık sorunları ile mücadele ediyorum
Köşe Yazıları
03 Ağustos 2022 - 14:20
İlginizi Çekebilir