Bu bir soru, ama, bana göre cevabı da hazır: Evet, bozdu bile. Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın bu muhteşem projesi öyle bir duruma geldi ki, Türkiye’deki siyasetin siyaset yoksunluğunu da ortaya koydu. Zaten onun için diyorum ya, Kanal İstanbul kafa konforumuzu bozdu diye.Bu nasıl mı oldu? Kanal İstanbul taraftarları ve karşıtlarını yan yana getirseniz konuşacakları tek şey “Recep Tayyip Erdoğan”dır. Yahu şurada Kanal İstanbul’dan bahsediyoruz da konuyu Recep Tayyip Erdoğan’ın ötesine getiremiyoruz.Taraftarları, olaya “Recep Tayyip Erdoğan’ın projesi” diye bakarken, karşıtları da “Recep Tayyip Erdoğan’ın projesi” diye bakıyor. İkisi arasında nasıl ifade ederseniz edin bana göre hiçbir fark yok. Kafa konforumuzu işte burası bozuyor.Ne derseniz deyin, Kanal İstanbul’un değeri “mimarının” sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan olmasından gelmiyor. Ama buna karşılık, maalesef muhalefet Kanal İstanbul’un “tehlikesi”ni, mimarının sayın Erdoğan olmasına bağlıyor. Kanal’ın taraftarları çıkıp, bu proje Türkiye’ye, İstanbul’a, İstanbul’un çevresine şu değeri getirecek demiyor. Karşıtları da karşıtlıklarına birkaç sebep göstermekle birlikte, işin başında Recep Tayyip Erdoğan’ı görmeye dayanamıyor. Ama bunların gerekçelerine bakarsak hakikaten doğru dürüst ikna edici sebep ortaya koyamadıklarını görmekteyiz.Açın dünya haritasını bir bakın, dünya ticaretinin en önemli kısmı, sayın Cumhurbaşkanı gibi vizyonlarını hayata geçirenlerin inşa ettikleri kanallar vasıtasıyla gerçekleşiyor. Panama, Süveyş, Canal du Midi, Rhein-Main-Donau-Kanal bu kanalların sadece birkaçı. Hele Çinin binlerce yıl önceden yapmaya başladığı şehirleri ve nehirleri birbirine bağlayan ve Başkent Pekin’den başlayıp yan kanalları ile 2500 km’yi bulan büyük kanalını saymaya hiç gerek yok.Şahsen ben, bu kanalın muhalifi olsam, dünyanın her tarafından kanal örneklerini ortaya koyup, çevre ve şehirleşmeye getirecek muhtemel zararlarının bertaraf edilebilmesi için proje üretirdim. Boşa konuşmaz, “çevreyi bozacak, şehrin yükünü artıracak” gibi klasik beylik lafları bir kenara atardım. Çünkü, medeniyet, imara yani bayındırlığa dayalıdır. Eğer yol yapmaz, bina inşa etmez, şehirler kurmazsanız, medeniyeti de kuramazsınız. Sırf “çevrecilik” taslamakla çevre korunmaz. Bu bakış açısıyla, bugün kullandığımız evlerimiz dahil, hiçbir evin yapılmaması, hiçbir yolun, üstelik, geniş geniş yapılmaması gerekirdi. Çünkü hepsi tabiata doğrudan müdahaledir. İşte bunun içindir ki, ben muhalif olsam, gider dünyanın kanallarını, gezer, onların tecrübelerini yansıtır ve “Recep Tayyip Erdoğan”a “Kanal İstanbul’u Yapma!” demez, “Kanal İstanbul’u İstanbul’a yaraşır şekilde yap!” derdim.Kanal İstanbul Türkiye’de siyasetin kafa konforunu bozmuştur derken kastettiğim, düşünmeyen, iktidara karşı da olsa politika üretmeyen muhalefet olduğu kadar, muhalefete karşı siyaset üretemeyen bir iktidardır da. Yanlış anlaşılmasın, iktidardan kastım da, sayın Cumhurbaşkanı değildir. Cumhurbaşkanımızı desteklediğini söyleyip, hâlâ onu anlayamamış olanlardır. Yoksa, Cumhurbaşkanımız siyaset üretemeseydi bugünün muhalefeti şimdi ona laf atmak yerine, iktidara ne aman geleceğinin hesapları ile meşgul olurdu.Amma ve lakin, şükür ki, kafa konforumuzu bozan bir Recep Tayyip Erdoğan var.Ve Kanal İstanbul hayırlı olsun!
Köşe Yazıları
Yayınlanma: 01 Temmuz 2021 - 08:37
Kanal İstanbul Kafa Konforumuzu Bozar mı?
Bu bir soru, ama, bana göre cevabı da hazır: Evet, bozdu bile
Köşe Yazıları
01 Temmuz 2021 - 08:37
İlginizi Çekebilir