Çiftçiler, Mayıs Ayı'nda yağmur bekliyor

 

Kırklareli’nde Nisan Ayı içerisinde yağan yağışlar ile birlikte çiftçinin yüzü gülerken, çiftçi gözünü Mayıs Ayı’ndan yağmasını beklediği yağışlara dikti.

Kırklareli Ziraat Odası Başkanı Ekrem Şaylan, Nisan Ayı’nda yağan yağmurların çiftçiyi sevindirdiğini ifade etti.

Çiftçilerin ürünleri için bin bir zahmet ile emek verdiğini belirten Kırklareli Ziraat Odası Başkanı Ekrem Şaylan, çiftçinin verimli bir sezon beklediğini kaydetti.

Kırklareli’nde çiftçilik yapan ve önemli büyüklükte araziler eken çiftçi Vecdi Yüce ile görüşmemizde ise bu sene çiftçinin buğday ve ayçiçek üretimini oldukça yüksek bir maliyetle yapmaya çalıştığını kaydetti.

Çiftçinin Mayıs Ayı içerisinde yağacak olan yağışları beklediğini aktaran Vecdi Yüce, “Buğday ve Ayçiçek üretimini oldukça yüksek bir maliyetle yapmaya çalışan çiftçimizin bu sene hata yapma lüksü yok. Girdiler çok yüksek maliyetle olmasına rağmen çiftçimiz, Buğday ve Ayçiçek ekimini gübrelemesini ve ilaçlamasını ufak tefek eksikler olsa da yapmayı başardı. Çiftçilerin işlerini bitirdiğin de bir değişi var ‘’Gerisi Allah’a kalmış.’’ Allah yardım etti yağmurlar yağdı. Şu ana kadar yağmurlar güzel yağdı. Buğdayların gelişimi çok güzel gidiyor. Eğer mayısta da birkaç yağmur yağarsa afetlerde olmazsa Buğdayda verimli bir sezon geçirebiliriz. İnşallah Allah bu sezon yardım eder hem çiftçimizin hem ülkemizin yüzü güler. Bu yağmurlar ekilen ayçiçeklerine de çok güzel geldi. Daha kumsal yerler olup ekilmeyen yerlerde de toprağın tavını getirdi. Ekim daha kolay olacak. Ayçiçeğin çıkışı da güzel olacak. Her şey hava durumuna bağlı olduğu için iyi olan kötü, kötü olan durumda iyi olabiliyor.”diye konuştu.

“Sıfır gümrüğe izin verilmemeli”

Hasat zamanı devletin sıfır gümrükle ithale izin vermemesi gerektiğini vurgulayan Yüce, “Atalarımız bu durumu güzel tecrübe edip şu güzel sözü söylemişler. "Tarladan buğdayım var deme ambara girmeyince, Hayırlı evladım var deme el koynuna girmeyince, Vefalı karım var deme kötü gün görmeyince. Hayırlı kardeşim var deme, miras bölünmeyince. Vefalı dostum var deme, zor günü görmeyince." Şu an ambara girene kadar hiçbir çiftçi tarlada buğdayım ayçiçeğim var diyemez. Her şey güzel gidiyor umarım bereketli bir sezon geçiririz. Çiftçimizin ve ülkemizin yüzü güler. Devletimiz de artık Buğday ve Ayçiçek üreticisine üvey evlat muamelesi yapmaya son verir. Hasat zamanları sıfır gümrükle ithale izin vermesin ki çiftçimiz alın terinin hakkını alsın.”şeklinde konuştu.

“Çiftçiye pozitif ayrımcılık yapılmalı”

Türkiye’de çiftçiye pozitif ayrımcılık uygulanması gerekliliğine dikkat çeken Yüce, konuşmasında, şunları kaydetti: “Bu ürünler kolay yetişmiyor. Çiftçimiz sıcak soğuk demeden tarlasının başında ürününü yetiştirmeye çalışıyor. Bu ürünlerin ne kadar stratejik olduğu bu sene tüm dünya tarafında bir kez daha anlaşıldı. Bu ürünleri üretenlere pozitif ayrımcılık yapılıp ekilmesi sağlanmalı. Getirisi az olduğu için ekimi bırakılan bu ürünlerin teşvik edilirse hem ekili alanlar artar, hem de çok yaşlanmış olan çiftçilere taze kan gençlerde katılır. Ülkemiz yeniden tarımda kendi kendine yetebilen ülkeler arasına girer. Yeniden bunu sağlamamız gerekiyor. Çünkü artık dünyada kıtlık ekonomisi olacak ve dünya açlıkla sınanacak. Bizim artık tarım ile ilgili ayağı yere basan düzgün politikalar üretmemiz çok elzem hale geldi. Büyük büyük araziler ve büyük büyük çiftlikler kurma sevdamızdan vazgeçelim. Çünkü bu işletmeler batınca üretimde aksamalar oluyor. Türk toplumun yapısına uygun küçük küçük işletmeleri desteklememiz lazım.  Bu sayede çiftçiler tarlalarını eker kendi çapında hayvancılık yapar. Üretimden çekilenler olursa da küçük işletmeler olduğu için piyasayı etkilemez. Ayrıca  o meşhur ithal balya olayı yaşanmaz. Çünkü çiftçi ekim yaptığı için balyasını otunu tarlasından çıkarır. Maliyetler düşer. Balya yokluğu bir dekar tarlası olmayanların büyük hayvan çiftlikleri kurmasından ve bu balyaları bir şekilde temin etmek gereksiniminden yaşanıyor. Dengeyi kurabilirsek ve gençleri yeniden tarıma kazandırabilirsek ülkemiz gıdada dışarı bağımlıktan kurtulur. İthal eden değil ihraç eden ülke oluruz. Çok verimli toprakların olduğu bir coğrafyada yaşıyoruz bunun kıymetini bilelim ve bu coğrafyanın hakkını verelim.”